Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Akşener ve Kara Bulutlar

featured

Türkiye’nin üstünde kara bulutlar var. Meral Akşener izlediği politikalarla kara bulutları dağıtacak mı, semalarımızı daha mı karartacak? Göreceğiz. Meral Akşener izleyeceği siyaset stratejisiyle içimizdeki milli devlet yıkıcılarının önünü tıkayacak mı, açacak mı? Bunu titizlikle izleyelim. Türkiye partiler üstü bir dönemi yaşıyor. Böyle bir dönemde partiler üstü düşünemeyen, siyasetini buna göre belirleyemeyen bir siyasetçiden hayır gelmez.

Siyasi partiler milleti yönetmek için kurulurlar. İktidar yahut muhalefet tüm partilerin amaçları içinde yaşadıkları devleti yaşatmak, yasalardaki eksiklikleri gidererek devleti daha güçlü yapmak için çalışırlar, çalışmalılar.

 Bir siyasi partinin başkan ve yöneticileri, kendi çıkar ve geleceklerini rejim ve devletten daha önce ve önemli görürlerse; o partinin başkan ve yöneticileri rejim ve ülkeleri için yararlı değil zararlı olurlar.

Bugün Türkiye’deki partilerin büyük çoğunluğu T.C.’nin güçlenmesi için değil, başkan ve yöneticilerinin güçlenmesi için siyaset yapıyorlar. Yanılabilirim ama bende oluşan kanaat budur.

Düşüncemi netleştirmek için önce T.C.’nin karşılaştığı birkaç tehlikeden söz edeyim, sonra, Meral Akşener ve arkadaşlarından başlayarak tüm parti başkanları ve arkadaşlarının politikalarını eleştireyim.

Türkiye, Amerika’nın BOP kapsamındadır. BOP’a göre Türkiye’nin toprakları ve halkı bölünecek, içimizden yeni ulus ve devletçikler çıkarılacak. Dün övünerek “BOP Eşbaşkanı” olduğunu açıklayan Recep Erdoğan sahneye çıktığı günden beri Cumhuriyet’imizin kurucusu Atatürk ve devrimlerine karşı mesafeli. Erdoğan ve AKP’nin öncüleri hala anayasamızın temel maddeleri ila Atatürk devrimlerini hazmedebilmiş, laik T.C. ile barışabilmiş değiller.

Emperyalizm, Türkiye’nin de içinde bulunduğu ulus devletleri dağıtıyor, millî dil ve değerleri kirletiliyor, ulusların zenginliklerini sömürüyor. Türkiye’de Türkçeye alternatif olarak İngilizcenin öne çıkarılması bunun bir örneğidir. Öğretim dili Arapça olan Medreselerin yaygınlaştırılması, Arapça aşığı sınırsız İmam-Hatipler, mistik ruhlu tarikat, cemaat ve vakıflar, Suriyeli, Afganlı, Afrikalı sözde mülteciler millî kimliğimizi eritiyor. Topraklarımızın satışı uykularımızı kaçırıyor.

Bu gerçekler karşısında Akşener ve arkadaşları bugüne kadar, hazırladıkları projelerle, eğitsel ve kültürel etkinliklerle “YETER ARTIK” demediler; “MİLLET İTTİFAKI”nı dağıtmak için ellerinden geleni yaptılar.

Akşener ve arkadaşlarından bazıları ikiye bir: “CHP ile olmaz. Biz CHP’den farklıyız. Kılıçdaroğlu’nun kimlik ve mezhebi …” gibi laflar ettiler; farkına varmadan, İngilizlerin bölücü ve mezhepçi politikaların öznesi oldular. Burada, Mustafa Kemal ve Türk milletinin İstiklal Savaşımızı soy sop ve mezhep silahıyla kazanmadığını, birleştiren bir politikayla sonuç aldığını hatırlayalım.

Akşener ve arkadaşları çoktandır, “Hangi partilerle seçim ittifakı yapalım, kim cumhurbaşkanı olsun yahut olmasın” hesabını yaptılar. Bu yüzünden Akşener oturduğu masayı dağıttı, CHP’nin Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarına el uzattı, istediğini elde edemeyince o iki başkanı hedef aldı, CHP’den beş yıl önce aldığı on beş milletvekilinin hastalığına tutuldu.

Şu örnekler bize Akşener ve arkadaşlarındaki siyasetin: “Partim, ben, sen, milletvekilim, belediye başkanım” gibi küçük, sığ ve dar olduğunu gösteriyor. Demek bu arkadaşlarda “TÜMDEN TÜRKİYE, BÜTÜNÜYLE TÜRK HALKI” gibi bir ideal yok. O halde sizin Recep Erdoğan ve AKP’den farkınız ne?

Akşener’in bu yıl 26 Ağustos günü Kocatepe’de olacağını duyunca çok sevinmiş, kendisinden KOCATEPE’NİN RUHUNA UYGUN açıklamalar beklemiştim. 26 Ağustos günkü konuşmaları hayal kırıklığı yarattı; orada particilik ve mahalle dedikodusu yaptı. İnsan Kocatepe’de bari düşünce ve emellerine yücelik kazandırır. Bunu yapmayan bir siyasetçi Türkiye’yi yönetemez.

Akşener yerel seçimler için erkenden harekete geçti; “Tek başımızayız. Her yerde yerel adaylarımızı çıkaracağız” diyor. Bu herkesin ve her partinin doğal hakkıdır. Ancak, Türkiye’nin içinden geçtiği süreçte, birilerinin, Türkiye’yi bir dar boğaza sokan kontrollü politikacıları güçlendirecek sözler söyleyip adımlar atması doğal mıdır, böylelerine destek vermek doğru mudur? Düşünelim.

Türkiye’nin üstünde kara bulutlar var. Meral Akşener izlediği politikalarla kara bulutları dağıtacak mı, semalarımızı daha mı karartacak? Göreceğiz. Meral Akşener izleyeceği siyaset stratejisiyle içimizdeki milli devlet yıkıcılarının önünü tıkayacak mı, açacak mı? Bunu titizlikle izleyelim.

Türkiye partiler üstü bir dönemi yaşıyor. Böyle bir dönemde partiler üstü düşünemeyen, siyasetini buna göre belirleyemeyen bir siyasetçiden hayır gelmez.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!