Türkiye DP ile Amerika’ya yöneldi. NATO’ya girdikten sonra; “Ilımlı İslam”cı oldu, Atatürk’ün “Tam bağımsızlık” ilkesinden uzaklaştı, üretimi bıraktı tüketime yöneldi, “özelleştirme” gerekçesiyle birikimlerini sattı. Özellikle son yirmi yılda, Türk milliyetçileri baston milliyetçisi oldular (MHP gibi). Bu süreçte Türkiye BOP’çuların ihanetine uğradı, sersemledi.
Millet yeni bir arayışa girince Meral Akşener ve arkadaşları İYİ Parti’yi kurdular. Ama aldıkları oyun, kurdukları grubun hakkını veremediler. Meral Akşener çok şeyi alt üst etti. Dinci politikacıları, karanlık milliyetçileri rahatlattı.
Meral Akşener “Altılı masa”yı devirerek Recep Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesine, muhalefetin oy kaybetmesine sebep oldu. AKP’den isteyeceği oyu CHP’den istedi, ittifak yaptığı CHP’nin belediye başkanlarını kendine çekmeye, bunu başaramayınca onları gözden düşürmeye kalktı. Akşener hızını alamadı; CHP’nin elinde olan belediye başkanlıklarını kaybettirmek için çırpınmaya başladı. İzmir’e “Kokar” dedi, Eskişehir’e “İyi belediyecilik” getirme sözü verdi. İnsan biraz ciddi ve vicdanlı olur. Bugün Türkiye’nin en başarılı ve en dürüst belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen Hoca’dır.
Akşener’in şu politikalarında “siyasi ahlak, insani erdem” var mı? Bu politika ve huy Türkiye’yi rahatlatmaz. Akşener Türkiye’yi BOP’çu ve siyasal İslamcılara yeniden teslim etmek için mi çırpınıyor? İnsanın aklına: “BOP’un Eşbaşkanı olur da, Eşbaşkanın Başkan Yardımcıları, gizli ortakları olmaz mı” sorusu geliyor.
Akşener’in 24 Haziran 2023’ten sonra yanına aldığı, belediye başkan adayı yaptığı kişilerin söylem ve geçmişlerine bakarsanız kafanız karışıyor. Onlardan kimisinin FETÖ iltisaklı fotoğrafları, kimisinin “Türk milleti” yerine “Türkiyeliler” sözünü kullanmaları, kimisinin, AKP’nin anayasa değişikliği teklifini “yerel seçimlerden sonra görüşelim” açıklaması insanı derinden derine düşündürüyor. Topal adama bir baston yetmedi de “ben ikinci baston olayım” mı deniyor?
Akşener ve ilgili Başkan Yardımcısı Buğra Kavuncu 24 Haziran 2023’ten sonra, partilerinin delegeleri tarafından seçilen yöneticileri çok basit, sığ, yakışıksız, insan onurunu incitici, partiyi küçültücü yöntemlerle görevden almaya başladı.
Başka yerleri bilmiyorum ama demokratik bir yarışla görevini üstlenen İYİ Parti Konya-Selçuklu ilçe yönetiminin görevden alınması dikkatimi çekti. Partici değilim ama Selçuklu İlçesi Başkanı Sn. Mehmet Ali Koyuncu ve yönetimindeki arkadaşları mesleğim itibariyle tanırım. Bu kişiler herhangi bir tarikat ve cemaate bağımlı olmayan, samimi birer Türk milliyetçisiydiler. Bu kişiler, bir olumsuzlukları olmayan, ülkemize hizmet etmek için zaman ve kısıtlı paralarını harcama özverisinde bulunan kişilerdi. Öğrendiğime göre, örgüt seçimlerinde özgür davrandıkları, falanı desteklemedikleri için görevden alınmışlar.
Bu durum düşünen insanlar için çok tuhaf. Buğra Kavuncu bir gece Konya’ya gelmiş, ilgililerle iki üç saat kadar konuşmuş, bir araştırma yapmadan Ankara’ya dönmüş, Akşener’e görevden alma teklifleri götürmüş, Akşener de onaylamış.
AKP’de bulunan totaliter düşünce İYİ Parti’de de olacaksa, seçmen niye AKP’yi bırakıp İYİ Parti’yi iktidar yapsın?
Akşener’in, İYİ Parti’ye yeni gelmiş birisinin önerisiyle, kurulduğu günden beri İYİ Parti’nin Konya örgütlerinde hizmet edenleri görevden alması garabettir. Akşener, Türk milletinin yapısı, insanî ve kutsal değerleriyle uyuşmuyor.
Bugün Türk milleti büyük oranda millî kimliğini kaybetmiş, düşünce tembeli olmuştur. Kimliğimizi kazanmaya, düşünen toplum olmaya ihtiyacımız var. Bu ihtiyacı gidermeden ayakta duramayız. Türkiye’nin yönetimine talip olan bir siyasi kadronun bunu görmesi, bu uğurda çalışması gerekir. İYİ Parti’de (diğerlerinde olduğu gibi) böyle bir öngörü ve çalışma yok. Bu eksiklik Konya’da daha çok var. Şimdiye kadar, bu eksikliği gidermek için il yönetimine öneriler götürüldü ama dinleyen, konunun önemini anlayıp adım atan bir yönetim çıkmadı.
Slogan milliyetçiliğiyle, koltuk hesabıyla bir yere varılmaz.