Son yapılanlara bakıldığında Başbuğ Türkeş’in ne cisminin ne de fikrinin kaldığı MHP’yi de yapılanlara ortak etme düşüncesi açıkça görülüyor. Ve bu senaryo ne yazık ki Ankara’da yazılan bir senaryo değil. Vatandaş, hâlen vardır elbet bir bildikleri diye düşünüyor belki ama bu senaryo yabancı ve Gazi Mecliste pişiriliyor, hazırlanıyor, sahneleniyor, gözlerimizin önünde oynanıyor ve bütün bir ülke şaşkın şaşkın izliyor…
Babası dışarıda olan bölücülük, Türkiye’de komünistlerin, liberallerin ve siyaset cambazı dincilerin rahmine yerleştirildi, doğurtulup büyütüldü. Doğum, Millî Mücadele öncesine gitse de büyütülmesi yeni. 80 öncesinde CHP’de, AP’de, MSP’de bölücüler vardı. 80 sonrası yıllarda onları toplu olarak TBMM’ye ilk taşıyan Erdal İnönü’nün SHP’si olmuştu, şüphesiz iyi niyetli idi ancak bu iyi niyet onları daha da azgınlaştırdı.
Daha sonraki zamanlarda onların oylarına ortak olmak gibi aptalca bir düşünceyle MHP dışındaki bütün partiler taviz üstüne taviz verdiler. Bir yanda asker, polis, sivil binlerce şehit verirken siyasetin ahlaksız, kuralsız, saygısız pazarında Türk’ün kanı üzerinden pazarlıklar, hesaplar yapıldı. AKP, bütün olup bitenleri yok sayarak her şeyi sil baştan yaptı ve devleti terörle pazarlık masasına oturttu. Hem de Atatürk’ün son nefesini verdiği Dolmabahçe’de.
Sonuç, yine Türk’ün kanı döküldü. Son yapılanlara bakıldığında Başbuğ Türkeş’in ne cisminin ne de fikrinin kaldığı MHP’yi de yapılanlara ortak etme düşüncesi açıkça görülüyor. Ve bu senaryo ne yazık ki Ankara’da yazılan bir senaryo değil. Vatandaş, hâlen vardır elbet bir bildikleri diye düşünüyor belki ama bu senaryo yabancı ve Gazi Mecliste pişiriliyor, hazırlanıyor, sahneleniyor, gözlerimizin önünde oynanıyor ve bütün bir ülke şaşkın şaşkın izliyor…
YENİDOĞAN ÇETESİNİN DE TIPKI FETÖ GİBİ SİYASET AYAĞI YOKMUŞ (!)
Müfettiş raporlarına göre yeni doğan alçaklar çetesi nedeniyle gündeme gelen devleti soyma, 2007 yılında başlamış ve yalnız bir hastane bu süre içinde devleti, iki yüz milyon dolar soymuş. Bu, Özel Şafak Hastanesi. Bu hastanenin sahibi sanık değil, AKP’den Kırşehir milletvekili aday adayı olmuş, bir milletvekilinin de dünürü imiş. Bu kişi, muhtemelen çevresine din ve ahlak dersi veriyordur.
Bunlar olurken ülkede hükümet vardı, aynı hükümet halen var. Eski sağlık bakanlarından birinin hastanesi de bu soygunun içinde ama oradan kimse sanık değil. Sanıklar içinde hiçbir devlet memuru yok, hiçbir siyasetçi yok. Onlar hep tertemiz. FETÖ’ye de hiçbiri bulaşmamıştı.
Bu ülkeye çok yazık oldu. Hâlâ batmaması bir mucize ama çok az kaldı sanırım…