Bu ve benzeri sorular, zavallı aklımı rahat bırakmıyor. Ayrıca bugüne kadar hiçbir Türk devlet adamının sıra bize de gelecek acizliğini açıkladığını duymadım… Saflık ve cahillik böyle bir şey olmalı…
Ülkemizin büyük uluslararası ilişkiler ve siyaset uzmanları (!!!), “ABD ve Batı, İsrail’in önünü açmakta kararlı” diye bir ana cümle kurup hiç kimsenin göremediği(!!!) korkunç bir gerçeği açıkladıktan sonra ikinci cümle olarak yine hiç kimsenin akıl edemediği “Zaten Suriye diye bir devlet kalmadı.” deyip bizi acı gerçekle yüz yüze getiriyor ve yeni yeni keşifler içeren yorumlarıyla derslerini vermeyi sürdürüyorlar, sonra da ülkeyi yönetenlerin, uzun yıllara dayanan müthiş deneyimleriyle ülkemizi bu badirelerden nasıl koruyacaklarını bir güzel anlatıyorlar.
Ancak benim cahil aklım, sebep sonuç ilişkisine takılıyor. Aptal aptal kendime soruyorum:
- Bütün millete BOP eş başkanı olduğunu övünerek ilan edip ABD güçleriyle iş birliği telaşına kapılan kim idi?
- Şam’da cuma namazı kılacağız diyerek ABD’ye yancılık yapan kimler idi?
- Esat ile can ciğer kuzu sarması olduğu halde bir günde kan düşmanı niçin olundu?
- BOP eşbaşkanlığından istifa edildi de biz mi duymadık?
- Filistin’de yaşananlar ile Türkiye’de olup bitenlerin bir ilgisi yok mu?
- Davutoğlu, Beyrut’a ne zaman gidecek?
- Süleyman Şah türbesi şimdi nerede?
- Milyonlarca Suriyeli ile ABD’nin giderken bize armağan ettiği Afganistanlıların tam sayısını bilen var mı?
- Davutoğlu’nun hangi deneyimi, devletimiz ve milletimiz için kullanılacak?
- Bu kez cuma namazı, Kudüs’te mi kılınacak?
Bu ve benzeri sorular, zavallı aklımı rahat bırakmıyor. Ayrıca bugüne kadar hiçbir Türk devlet adamının sıra bize de gelecek acizliğini açıkladığını duymadım…
Saflık ve cahillik böyle bir şey olmalı…