Bugün, 15 Temmuz ihanetinin yıl dönümü. Prof. Dr. Vahit Türk’ün yazısında belirtildiği üzere, bu ihanet hareketi, “din kisvesi giymiş Mustafa Sabrilerin, İskilipli Atıfların, Dürrizadelerin çocuklarının Türklük değerlerine ve Türk devletine karşı bir isyan hareketi” olarak tanımlanıyor. Yazar, dünün İngiliz kuklalarının, bugünün ABD kuklaları olduğunu ve ikbal peşinde koşanların Türk dünyasını bu soysuzlara peşkeş çektiğini ifade ediyor. Bu hareketin amacının, Türk aydınlanma hareketini geri döndürmek, Türk devletini yıkmak ve Türk varlığını etkisizleştirmek olduğu vurgulanıyor. Türk, devlete ve Türklüğe düşmanlık edenlerin, dini veya çağdaşlık kisvesi altında bu ihanete ortak olduğunu belirtiyor. Ayrıca, cemaat adı verilen yapıların planlı bir devşirme hareketi olduğunu ve Türk çocuklarının milli kimliklerinden uzaklaştırıldığını dile getiriyor. Yazar, devlet kurumlarının tarikat ve cemaatlerin hakimiyet mücadelesi alanına dönüştüğünü, İslamcılık iddiasının makam, şan şöhret ve paraya yenik düştüğünü, rüşvet ve adam kayırmacılığın doğal hale geldiğini belirtiyor. Son olarak, bu günün, özellikle yönetme makamında olanlar için bir utanç günü olduğunu ve ders çıkarılmadığı takdirde yenilerinin gelmesinin sürpriz olmayacağını ifade ediyor.
2023’te yazılmış, değişen bir şey yok, herkes kendi kulvarında son hız. Türk mü? O, seyirci…
Bugün…
Bugün 15 Temmuz ihanetinin yıl dönümü. Baktığım yerden görünenler ise din kisvesi giymiş Mustafa Sabrilerin, İskilipli Atıfların, Dürrizadelerin çocuklarının Türklük değerlerine ve Türk devletine karşı bir isyan hareketi. Dünün İngiliz kuklaları, bugünün ABD kuklaları. Papazın elini öpmek için kuyruğa girenler, ikbal ve istikbalini ona bağlayanlar, koşa koşa Pensilvanya ziyareti yapıp da kabul edilmek için kuyruk oluşturanlar, Türk Dünyasını bu soysuzlara peşkeş çekenler, Türklük düşmanlığında birleşenler, Türk sözünden bile nefret edenler, Türk’üm demeyi küfür görüp de her etnik ırkçılıkta sınır tanımayanların hepsi aynı yolun yolcusu.
Bu yolda amaç, Türk aydınlanma hareketini geri döndürmek, Türk devletini yıkmak, yeryüzündeki Türk varlığını etkisizleştirmek, egemen güçlerin arzularını yerine getirmektir.
Milliyetimizi, kutsallarımızı, törelerimizi değersizleştirmeye çalışan, kurucularımızla kavgalı olan, Millî Mücadelemize ve onun kahramanlarına saygısız davranan herkes, din kisvesine bürünmüş de olsa, çağdaşlık şarkıları da söylese, dincilik kisvesi altında etnikçilik de oynasa bu ihanetin ortağıdır.
Kurucularımıza düşmanlığınızın nedeninin, onların Türk demeleri, yüz yıllar boyu örselenmiş Türk kimliğini onarıp yüceltmeye çalışmaları, milli bir devlet kurmaları ve kadın-erkek bütün insanları eşit yurttaşlar düzeyine çıkarma çabaları olduğunu biliyoruz. Aydınlanmayı geri çevirmeye çalışıyorsunuz ve bunda da epey yol aldınız ancak başaramayacaksınız…
Devlet ve Türklük düşmanlığında birlikte davrananlar, bölüşmede birbirine düştü ve yine olanlar bu ülkenin garip insanlarına oldu. Cemaat denilen soysuz hareket, son derece planlı, programlı bir devşirme hareketi idi, bugün de başka adlar altında bu devşirme hareketleri sürüyor ve Türk çocukları hem milli kimliklerinden hem de doğal mensubiyetlerinden uzaklaştırılıp yabanın askeri durumuna getiriliyor ve yine kutsallarımız kullanılıyor, yine din kisvesine bürünmüş şeytanlar her gün yeni planlarla çalışmalarını sürdürüyor.
Günlük geçim kaygısında yaşayan sıradan insanlarımız olup bitenleri anlamlandırmaya çalışsa da pek de umurlarında olmuyor, bir kısım insanlar dünyalıklarını doğrultma peşinde, gaflet ve dalalet içinde o kapıdan ötekine koşuşturup duruyor, bir kısmı olup bitenin farkında ve bana da bir şey düşer mi telaşında, bir kısım insanlar ise çaresizlik ve umutsuzluğun pençesinde kıvranıyor.
Olup bitenlerden ders çıkarmak bir yana dün tasfiye edilenlerin yerini doldurma telaşındaki ihanet odakları devleti ele geçirme çabasında sınır tanımıyor. Devlet kurumları tarikat ve cemaatlerin hakimiyet mücadele alanına dönüşmüş. Ticaretin ve siyasetin göbeğine çöreklenmiş yapılar tarikat kisvesi altında holdingleşmiş, devleti yönetme arzusunda, bir lokma bir hırka, yoksul avuntusu olmuş… Velhasıl İslamcılık iddiası; makama, şan şöhrete, paraya yenilmiş, rüşvetin, adam kayırmacılığın, haksızlığın en alası doğallaşmış. Mafya baronları gibi din baronları türemiş, ahlak çöküşü her yanımızı sarıp sarmalamış…
Kısaca bugün, bütün ülke, özellikle de yönetme makamında olanlar için bir utanç günü ancak ders alınmayan ve yenilerinin gelmesi sürpriz olmayacak bir gün…
