Aslında hayatın her alanında güncel sorguya, düşünce sürümümüzün yükseltilmesine ve zihinsel anlamda analitik formata ihtiyacımız var. Özellikle de ezbere yaşama ve alışkanlıklara iman etme noktasında… 15 yıl öncesinde düşünemediklerimizi bugün düşünmemiz, 15 sene sonrasında neler düşünebileceğimiz hakkında fikir vermiyor da değil. Lâkin süreklilik şart…
– Allah muzaffer eylesin – Azerbaycan Ordusu’nun Karabağ galebesinde Ermenistan da irticaî eylemlerle (19.yy sonundan kalma) Azerbaycanlı sivilleri vurmayı sürdürüyor; ağa babalarının tek taraflı at gözlüğü de 1,5 asırdır aynı. Çocuk, kadın, yaşlı; ölen toplam sivil sayısı: 65. Önceki asırlardakilerle de toplayarak bu rakamı güncelleyebilirsin. Mukabeleten Rus uçaklarının Türkiye’nin garantörlüğünde olan İdlip’teki milis gurubu vurarak 75 kişiyi öldürmesi Karabağ’dan çok Kırım, daha doğrusu Ukrayna cevabıdır diye okunabilir. Hem de Esad Rejimi’nin ele geçirdiği alanlardaki bazı Gözlem Noktalarımızı geri çekmeyi kararlaştırdığımız halde. Hani şu Rus Uçaklarının vurarak 45 askerimizin şehadetine sebep olan Gözlem Noktaları… Tarih sürekli kaydeder.
Son 20 günde sahte içkiden ölen insanımızın sayısı 80’e ulaştı. Devletin vatandaşını içki sahtekârlığından koruyamaması, Milliyetçiyim diyenlerin Türk Milletine mensup bu kimselere dair sözünün ve kazaen ölen bir güvenlik görevlisinin bile acısını paylaşırken bunca ailenin acısına dair cümlesinin olup olmaması, Müslümanım diyen ve illâki günah sahibi olduğunu bilen kimselerin bu insanlar için içki gibi tek bir günahın bile sahtesinden ölmelerini sessizce seyretmeleri ve belki de içten içe ölümleri onaylamaları sorgulanmaya değer değil mi?
Bir Kandil kutlamasıyla memleketçe zemzemle yıkanmış gibi mi olacağız? Dua – nüsuk, kısa mesaj – vatsap ileti veyahut sosyal medya beğeni/like, paylaşı/share taban fiyatları belli oldu mu? Macron gibi iç siyasete oynayan veya skolastik bilinçaltına sahip kimi Avrupalıların her fırsatta Peygamberimize hakaret eylemlerine karşılık O’nun doğumunu kutlamak zamanlama olarak yerinde olur. Tabi bu doğum günü kutlamalarından ve ondaki ritüellerden sevap ummayarak. Zira herkes doğum günü kutlayabiliyor.
Mevlid/velâdet (doğum/doğuş) bir Kandil olarak aydınlatabilir mi Müslümanları? Kısmen… Doğarken Peygamber olmadığı ve 40 yaşına yakın bu İlâhi göreve seçildiği için Risalet Kandili daha şık olmaz mı? Hem Milâdi yıldönümü sabitlenir hem ilk vahyin anlamına uygun ‘oku’malar yapılır. Meselâ; Hicret Kandili, günümüzde II. Kavimler Göçü gibi işleyen ve sürekli deverân eden muhaceret olaylarına dikkat kesilmeyi hızlandırmaz mıydı? Hicret öncesiyle sonrasının analizi belki İslam Dünyasının aklına sentezâne karpuz kabuğu düşürürdü. Regaib gibi zorlama bir Kandil yerine İrtihâl Kandili olaydı da Peygamberimizin vefatını ve o vefatı nasıl karşılayacağımızı, O’nun ilkelerini ve O’ndan sonraki yeni süreci tartışa dursaydık fena mı olurdu?
Hazır Koronayla birlikte çok daha hemhâl olduğumuz cihaz güncellemelerine girmişken bazı kavramların yeni sürümlerini yükleyelim. Takvâ: sorumluluk, mesuliyet hissi. Salih amel: barışçıl eylem, değer emeği. İman: davranışlarından inanç okunan. İlim, kendini bilmeyse felsefe de bilmediğini bilme; hayat ise öğrenme. Gayrisi eğlenti, ilkel evre.
Bu arada 29 Ekim’i bize unutturmadığı için Yunanistan’a minnettarız. 2004’teki Annan Planına da Rumlar ‘hayır’ diyerek Kıbrıs’ta toprak kaybımızın önünü kesmişti. İleride Paşinyan’a da bize bu fırsatı verdiği için müteşekkir olacağız belki. Reaksiyoner öğrenmeye devam…
Bir de hatalarımızla yüzleşmeyi ve davranış ezberlerimizi değiştirmeyi denesek ya…