Rıza Tahir Yel
Rıza Tahir Yel

Sokakların Kayıp Çocukları: Çetelerin Kurbanı mı, Devletin Unuttukları mı?

featured

Her biri ayrı bir dram taşıyan sokak çocukları, organize suç örgütlerinin ve uyuşturucu çetelerinin insafına terk ediliyor. Bu derin toplumsal yara, Zafer Partisi’nin gündeme getirdiği, siyasetin de en hararetli tartışma konularından birini oluştururken, çözüm için önleyici tedbirlerden sert güvenlik politikalarına uzanan çok yönlü bir mücadele gerekiyor.

Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın bir bölümü, bugün sokakların karanlık ve acımasız yüzüyle karşı karşıya. Onlar, “sokak çocukları”… Sadece birer istatistikten, birer haber başlığından ibaret olmayan, her birinin ayrı bir hikâyesi, ayrı bir dramı olan yitik hayatlar. Türkiye’nin kanayan bir yarası olan bu sorun, yalnızca vicdani bir mesele olmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal huzuru ve güvenliği de derinden tehdit ediyor.

Büyük kentlerin kalabalık caddelerinde, ara sokaklarında, metruk binaların kuytularında hayata tutunmaya çalışan bu çocuklar, çoğu zaman toplum tarafından görmezden geliniyor, itiliyor ve ötekileştiriliyor. Oysaki hiçbir çocuk, kendi iradesiyle sokağı “yuva” olarak seçmez. Onları sokağa iten nedenler zinciri, genellikle ailede başlıyor. Parçalanmış aileler, yoksulluk, aile içi şiddet, istismar ve göç olgusu, bu trajedinin en temel tetikleyicileri olarak karşımıza çıkıyor. Kırsaldan kente umutla göç eden ancak burada tutunamayan ailelerin çocukları, ne yazık ki en savunmasız kesimi oluşturuyor. Evdeki huzuru ve güveni bulamayan, sevgi ve şefkatten mahrum kalan çocuklar için sokak, bir kaçış ve hayali bir özgürlük alanı gibi görünse de, aslında onları çok daha büyük bir esaretin kucağına itiyor.

Suç Örgütlerinin İnsan Kaynağı Haline Gelen Çocuklar

Sokakların acımasız gerçekliği, bu savunmasız çocukları kısa sürede suç dünyasının radarına sokmaktadır. Hayatta kalma mücadelesi veren, bir lokma ekmeğe, başını sokacak sıcak bir yere muhtaç olan bu çocuklar, uyuşturucu çeteleri ve organize suç örgütleri için kolay birer av haline gelmektedir. Özellikle madde bağımlılığı tuzağına düşürülen çocuklar, iradeleri ellerinden alınarak, örgütlerin her türlü yasa dışı faaliyetinde kullanılmaktadır.

Uyuşturucu satıcılığından hırsızlığa, kapkaççılıktan örgüt adına bilgi toplamaya kadar birçok suça bulaştırılan bu çocuklar, adeta birer “insan kaynağı” olarak görülmektedir. Kendilerine “abi” veya “abla” olarak tanıtan çete liderleri, başlangıçta gösterdikleri sahte ilgi ve şefkatle çocukların güvenini kazanmakta, ardından onları adım adım suç bataklığına çekmektedir. Bu örgütler için çocuklar, hem daha az şüphe çekmeleri hem de yasal olarak daha az ceza almaları nedeniyle “kullanışlı” birer elemandır. Böylelikle, çocukluklarını yaşayamadan, ruhları ve bedenleri kirletilerek suça itilen bu nesil, hem kendi geleceklerini hem de toplumun geleceğini karartmaktadır.

Bu durum, sadece bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda toplumsal bir güvenlik sorunudur. Bugün sokakta “tinerci” ya da “kapkaççı” olarak yaftaladığımız bu çocuklar, aslında organize suç örgütlerinin en alt basamağındaki kurbanlarıdır. Onların işlediği suçlar, buzdağının sadece görünen yüzüdür. Asıl tehlike, bu çocukları birer piyon gibi kullanan, onların üzerinden kirli paralar kazanan ve toplumsal düzeni zehirleyen organize suç ağlarıdır.

Zafer Partisi ve Ümit Özdağ’ın Perspektifi: Milli Güvenlik ve Suçla Mücadele Vurgusu

Sokak çocukları sorunu ve bu çocukların suç örgütleri tarafından kullanılması meselesi, Zafer Partisi ve Genel Başkanı Ümit Özdağ tarafından daha çok milli güvenlik, asayiş ve sığınmacı sorunu çerçevesinde ele alınmaktadır. Partinin ve Özdağ’ın yazılı, görsel ve sosyal medyadaki açıklamaları analiz edildiğinde, sorunun çözümüne yönelik yaklaşımın “sosyal politika” ekseninden çok, “sert güç” ve “düzenin tesisi” odaklı olduğu görülmektedir.

Zafer Partisi’nin parti programı ve manifestosunda uyuşturucuyla mücadele, milli birliğe yönelik en büyük tehditlerden biri olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda, Türk gençliğini zehirlediği belirtilen uyuşturucu çetelerine karşı son derece tavizsiz bir mücadele vaat edilmektedir. Parti, özellikle sığınmacı akınıyla birlikte ülkeye giren ve gençleri hedef alan “Afgan ve Suriye mafyasının Türkiye’de yaşatılmayacağı” yönünde net bir irade ortaya koymaktadır. Ümit Özdağ’ın “Uyuşturucu çeteleri size de söz veriyoruz. Lanet olası ruhunuz cehenneme gitmeden önce size cehennemi yeryüzünde yaşatacağız” şeklindeki ifadeleri, bu konudaki kararlı ve sert tutumu özetlemektedir.

Ümit Özdağ, sık sık yaptığı açıklamalarda, Türkiye’deki asayiş sorunlarının ve çeteleşmenin temel nedenlerinden biri olarak kontrolsüz göçü işaret etmektedir. “Çeteler sokakta! Devlet nerede?” gibi söylemlerle mevcut durumu eleştiren Özdağ, devlet otoritesinin yeniden tesis edilerek sokakların güvenli hale getirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu perspektife göre, sokak çocuklarının suç örgütlerinin eline düşmesi, devletin asli görevlerini yerine getirememesinin ve sınır güvenliğini sağlayamamasının bir sonucudur. Dolayısıyla Zafer Partisi’nin çözüm önerisi, öncelikle bu çocukları istismar eden suç ağlarını, özellikle de yabancı uyruklu organize suç örgütlerini hedef alarak yok etmek ve ülkedeki sığınmacıları geri göndermek üzerine kuruludur. Çözüm, sosyal rehabilitasyondan önce, suçun kaynağını kurutmak olarak görülmektedir.

Çözüm: Çok Yönlü ve Kararlı Bir Mücadele Şart

Sokak çocukları sorununun çözümü, geçici ve anlık müdahalelerle değil, sorunun kökenine inen, çok yönlü ve kararlı bir devlet politikasıyla mümkündür. Bu konuda atılması gereken adımları şu şekilde sıralayabiliriz:

Önleyici Tedbirlerin Güçlendirilmesi: Sorunun kaynağını kurutmak, en etkili çözüm yoludur. Bu noktada, risk altındaki ailelerin tespit edilerek sosyal ve ekonomik olarak desteklenmesi büyük önem taşımaktadır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yürüttüğü “Çocuklar Güvende” programı gibi mobil ekiplerin sayısının artırılması ve etkinliğinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Aile içi şiddetin önlenmesi, yoksullukla mücadele ve göçmen ailelere yönelik uyum politikaları, çocukların sokağa düşmesini engelleyecek en temel kalkanlardır.

Rehabilitasyon ve Topluma Kazandırma: Sokağa düşmüş çocuklar için acil barınma, beslenme ve sağlık hizmetlerinin sunulacağı, güvenli ve sevgi dolu merkezlerin sayısı artırılmalıdır. Ancak bu merkezler, birer “toplama kampı” mantığıyla değil, her çocuğun bireysel özelliklerini ve travmalarını dikkate alan, psikolojik ve pedagojik destek sunan iyileştirme merkezleri olarak kurgulanmalıdır. Madde bağımlısı çocuklar için özel tedavi ve iyileştirme programları hayata geçirilmelidir.

Eğitim ve Mesleki Edindirme: Sokaktaki çocukların en büyük kayıplarından biri de eğitimden kopmalarıdır. Bu çocukların yaşlarına ve yeteneklerine uygun eğitim programlarına dâhil edilmesi, mesleki beceriler kazandırılarak kendi ayakları üzerinde durabilmelerinin sağlanması, topluma yeniden entegrasyonlarının en önemli adımıdır.

Sivil Toplum ve Gönüllülük Esası: Bu zorlu mücadelede devlet kurumlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarına ve gönüllülere de büyük görevler düşmektedir. Sokak çocuklarına yönelik çalışan vakıf ve derneklerin desteklenmesi, toplumsal farkındalığın artırılması ve gönüllülük esasına dayalı projelerin teşvik edilmesi, sorunun çözümüne önemli katkılar sunacaktır.

Suç Örgütleriyle Etkin Mücadele: Çocukları suça iten, onları uyuşturucu batağına sürükleyen organize suç örgütleriyle amansız bir mücadele yürütülmelidir. Bu çocukları “kullanan” kişilere yönelik cezaların caydırıcılığının artırılması, bu kirli ağı çökertmede kilit rol oynayacaktır.

Unutmayalım ki, sokaktaki her çocuk, aslında hepimizin kaybettiği bir değerdir. Onlara uzatılacak bir el, sadece bir çocuğu kurtarmakla kalmayacak, aynı zamanda daha güvenli ve huzurlu bir toplumun da temelini atacaktır. Gelin, bu kanayan yarayı hep birlikte saralım ve hiçbir çocuğun sokakların karanlığına terk edilmediği bir Türkiye’yi el birliğiyle inşa edelim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.