Rıza Tahir Yel
Rıza Tahir Yel

Ampirik Demokrasi: Demokrasi Teorisinden Gerçekliğe Bakış

featured

Bir siyasi partinin genel başkanının, düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde dile getirdiği görüşleri nedeniyle tutuklanması, demokrasinin ampirik göstergeleri açısından ciddi bir kırılma noktasıdır.

Demokrasi, siyasal sistemler içinde en çok tartışılan, en çok savunulan ama belki de en fazla yanlış anlaşılan kavramlardan biridir. Teorik olarak halkın egemenliği anlamına gelen demokrasi, uygulamada ise çok farklı biçimlerde tezahür edebilir. Bu nedenle son yıllarda siyaset bilimi literatüründe sıkça kullanılan bir kavram öne çıkmıştır: ampirik demokrasi. Peki, ampirik demokrasi ne anlama gelir ve neden önemlidir?

Teori ve Gerçeklik Arasında: Ampirik Demokrasi Nedir?

Ampirik demokrasi, demokrasiyi yalnızca normatif (yani nasıl olması gerektiği üzerine kurulu) bir sistem olarak değil, aynı zamanda gözlemlenebilir, ölçülebilir ve analiz edilebilir bir olgu olarak ele alır. Yani bu yaklaşımda demokrasi, anayasada yazan hükümler ya da ideal düzenler olarak değil; kurumların nasıl işlediği, seçimlerin ne kadar adil olduğu, basının ne derece özgür olduğu ve yurttaşların siyasete ne kadar katılabildiği gibi somut göstergeler üzerinden değerlendirilir.

Bu yaklaşım, “bir ülkede seçim yapılıyor diye orada demokrasi vardır” anlayışının ötesine geçer. Çünkü seçimler çoğu otoriter rejim tarafından da yapılmaktadır; ancak bu seçimlerin özgür ve adil olup olmadığı, muhalefetin susturulup susturulmadığı, yargının bağımsız çalışıp çalışmadığı gibi kriterler, demokrasinin ampirik düzeyde değerlendirilmesi açısından çok daha önemlidir.

Ampirik Göstergelerle Demokrasi Ölçümü

Ampirik demokrasinin en temel dayanaklarından biri, uluslararası kurumlar ve akademik çalışmalar tarafından geliştirilen ölçüm araçlarıdır. Freedom House’un “Özgürlük Raporu”, The Economist’in “Demokrasi Endeksi” ya da V-Dem gibi veri tabanları, ülkelerin demokratik performansını çok boyutlu olarak değerlendirir. Bu ölçütler arasında şunlar öne çıkar:

Seçimlerin serbestliği ve adilliği

Yargı bağımsızlığı

Medya özgürlüğü

Sivil toplumun etkinliği

İfade ve toplanma özgürlükleri

Siyasal çoğulculuk

Bu göstergeler sayesinde, demokrasiler artık sadece “var” ya da “yok” şeklinde değil; “eksik demokrasi”, “hibrit rejim”, “otoriter demokrasi” gibi daha ayrıntılı kategorilerle tanımlanabilmektedir.

Türkiye’de Ampirik Demokrasi ve Ümit Özdağ Örneği

Türkiye, ampirik demokrasi açısından sıklıkla tartışılan ülkeler arasında yer alır. Bir yandan çok partili seçimler düzenlenmekte, halk oy kullanmakta ve siyasi partiler faaliyet göstermektedir. Öte yandan medya üzerindeki baskılar, yargı bağımsızlığına dair endişeler, muhalif siyasetçilerin tutuklanması ve temel hakların sınırlandırılması gibi konular, Türkiye’nin demokrasi kalitesini ampirik açıdan sorgulanabilir hale getirmektedir.

Bu çerçevede son derece dikkat çekici bir gelişme de, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın Silivri Cezaevi’nde haksız ve hukuksuz şekilde esir tutulduğuna dair kamuoyuna yansıyan iddialardır. Özdağ, Türkiye’nin güvenlik, göç ve egemenlik politikalarına yönelik sert ve açık eleştirilerde bulunmuş; milliyetçi çizgideki muhalefetini geniş kitlelere ulaştırmayı başarmıştır. Ancak bir siyasi partinin genel başkanının, düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde dile getirdiği görüşleri nedeniyle tutuklanması, demokrasinin ampirik göstergeleri açısından ciddi bir kırılma noktasıdır.

Yalnızca var olan yasalar değil, bu yasaların nasıl uygulandığı da demokrasinin kalitesini belirler. Eğer hukuk, iktidarın siyasi muhaliflerini bastırmak amacıyla araçsallaştırılıyorsa, o ülkede demokratik kurumların sadece formel olarak varlığından söz edilebilir; işleyiş açısından ise derin bir kriz mevcuttur. Ümit Özdağ’ın durumunda olduğu gibi, siyasetçilere yönelik cezalandırıcı ve susturucu uygulamalar, Türkiye’nin ampirik demokrasi notunu aşağı çeken en temel sorunlardan biridir.

Sonuç: Demokrasi Sadece Sandık Değildir

Ampirik demokrasi kavramı, demokrasiye dair daha gerçekçi ve eleştirel bir bakış açısı sunar. Çünkü halkın iradesinin gerçekten tecelli edip etmediği, yalnızca teorik yapılarla değil, günlük siyasi pratikle anlaşılabilir. Demokrasi, sadece seçimden seçime başvurulan bir yönetim biçimi değil; adaletin, özgürlüğün ve hesap verebilirliğin hayatın her alanında hissedildiği bir rejimdir.

Bu nedenle, demokratik değerlere sahip çıkmak isteyen bireyler ve toplumlar, demokrasiyi sadece anayasal hükümlerle değil, aynı zamanda ampirik gerçeklikler üzerinden değerlendirmeli ve gerektiğinde eleştirebilmelidir. Özellikle de Ümit Özdağ gibi siyasi aktörlerin maruz kaldığı hukuksuzluklar karşısında sessiz kalmak, yalnızca bir bireyin değil, bir ülkenin demokrasi idealinin yara alması anlamına gelir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!