2 Ekim (15 Ekim)[1] 1552 tarihinde Kazan Hanlığı Ruslar tarafından işgal edilmiştir. 2 Ekim 1552 tarihi, devletini ve bağımsızlığını kaybeden Kazan Tatarları için matem günüdür. Kazan Tatarları 1980’lı yılların sonlarından başlayarak her yıl 2 Ekim’de Kazan Kalesi’nin savunmasında şehit düşen ecdatlarımızı anmaktadır. 1552 Kazan Şehitlerini Anma etkinlikleri Tataristan’ın başkenti Kazan başta olmak üzere Kazan Tatarları yaşayan bölgelerde ve ülkelerde düzenlenmektedir. 1990’lı yılların başında demokrasi rüzgârlarının estiği dönemlerde Kazan’da gerçekleşen 1552 Kazan Şehitlerini Anma etkinliklerine binlerce insan katılırken, son yıllarda bu sayı gittikçe azalmakta ve artık yüzlerle sayılmaktadır. Bu durum milletin Kazan şehitlerine olan ilgisizliğinden değil, korkunun yarattığı ortamdan kaynaklanmaktadır. Bilhassa 2000 yılında Putin iktidara geldikten sonra Kazan Tatarları başta olmak üzere Rus olmayan milletleri yok etme siyaseti doruk noktasına ulaşmıştır. Rusya Anayasası’na çeşitli maddeler eklenerek Ruslaştırma siyaseti resmiyet kazanmıştır.
Kazan Hanlığı işgalinin 465.yılında 1552 Kazan Şehitlerini Anma Mitingi “Yarovaya” kanunlarına takılmıştır. Tatar İçtimai Merkezi Başkan Yardımcısı Galişan Nuriahmet Kazan Tatar İçtimai Merkezi adına, “Kazan’ın işgali sırasında şehit düşen atalarımızı anma” mitingi yapmak için yetkililere bir dilekçe vermiştir. Dilekçeye yanıt gecikmemiş, Kazan Şehitlerini Anma Mitingi’nin yapılmasına izin verilmiş, ama… Bir dizi yasaklarla. Mitingde, Kazan Tatar Dili, Kazan Tatarlarının bugünkü durumu ile ilgili konuşmak, Süyümbike Minaresi yanında dua etmek yasak. Yani bu dediklerine göre etkinliği yap, ancak haddini bil anlamı çıkıyor. Yasaklara gerekçe olarak “Yarovaya” kanunlarına uygun olmaması gösterilmiştir. Peki nedir bu “Yarovaya” kanunları? Rusya parlamentosu milletvekili İrina Yarovaya tarafından teklif edilmiş ve “terörle mücadele” kapsamında 24 Haziran 2016 tarihinde kabul edilmiş bir kanundur. “Yarovaya” kanunlarına göre, din adamları faaliyetlerini sadece ibadethanede yapmalıdır; evlerde – iftar vermek, dini nikâh kıydırmak, merhumları anma günleri yasaklanmıştır. “Terörle mücadele” bahanesiyle çıkartılan bu kanun, Türklere yasakları artırmak, bu vesileyle susturmak, sindirmek, akabinde yok etmek için çıkartılmıştır. Zira tüm bu yasaklar sadece Müslüman Türklere uygulanmaktadır. Hıristiyan dini Rusya’nın bir nevi resmi dini statüsünde olduğundan Ruslar istediklerini yapmakta özgürdürler. Kazan şehrinde yapılan “Haçlı Yürüyüşler” bu yasaklardan etkilenmemektedir. Tataristan topraklarında Kazan Tatarlarına uygulanan yasaklar Ruslara uygulamamaktadır. Rusların Tataristan’da yaptıkları etkinlikler Kazan Tatarlarına saygısızlık derecesine varmıştır. 9 Ekim 2017 tarihinde Kazan Hanlığının işgal simgesi olan Zöye şehrinin Uspeniye Katedrali (Uspenskiy Katedrali) UNESCO’nun dünya kültürel miras listesine alınmıştı. 1552 Kazan şehitlerinin kemiklerini sızlatan bu olay yetmiyormuş gibi 23 Eylül 2017’de Zöye’de “Yıl 1551. Rusya Devletinin Kuruluşu” adı altında askeri-tarihi festivalin yapılması Kazan Tatarlarının yarasını tazelemiştir. Tarihi askeri oyunları bahane edilerek Kazan’ın işgalini onaylayan bu festivalin Tataristan sınırları içinde yapılması ve Tataristan Turizm Komitesi tarafından desteklenmesi kadar acı verici bir şey yoktur.
14 Ekim 2017 tarihinde Kazan’da gerçekleşen 1552 Kazan Şehitlerini Anma Mitingi öncesi, savcılıktan iki görevli gelip mitingin düzenleyicisi Tatar İçtimai Merkezi Başkan Yardımcısı Galişan Nuriahmet’i tehdit etmiştir. Nuriahmet, “Tehditler hiçbir zaman bitmiyor. 80 yaşıma geldiğim şu günlerde çocukluktan başladığımız milli işleri asla durdurmayacağız”, şeklinde yanıtlamıştır. Bu gibi tehditlere alışık olan Kazan Tatar milliyetçileri yasaklara ve tehditlere boyun eğmemiş, mitingi düzenlemiştir. Mitinge Tataristan’ın ve Rusya’nın çeşitli bölgelerinden 300 civarında insan katılmıştır. Tataristan’ın milliyetçiler şehri olarak bilinen Çallı’dan mitinge katılmak için kendi araçları veya otobüsle yola çıkanlar tek tek durdurulmuş, aranmış ve sorgulanmak üzere polis merkezine götürülmüşlerdir. Böylece Çallı’dan yola çıkanlar mitinge katılamamıştır. 1552 Kazan Şehitlerini Anma Mitingi öncesi polis ile katılımcılar arasında tartışma yaşanmış. Polis, “1552 – TATAR! UNUTMA! UNUTTURMA!!!” şeklinde yazılı pankartların indirilmesini istemiş, katılımcılar buna itiraz etmiştir. Demir bariyerlerle çevrili alanda gerçekleşen miting 1552 Kazan Şehitleri’ne dua ile başlamış ve katılımcıların konuşmalarıyla devam etmiştir. Sanatçılar, yazarlar, eski siyasetçiler, Tatar, Çuvaş, Başkurt, Umdurt, Mari milletlerinin sivil toplum kuruluşu temsilcileri – Kazan Tatarlarının dünü, bugünü ve geleceğine dair fikirlerini beyan etmiştir. 3 saat süren miting sonrasında bir bildiri kabul edilmiştir. Bildiride, 15 Ekim tarihinin resmi günler takvimine dâhil edilmesi, 1552 Kazan Şehitlerine heykel dikilmesi gibi maddeler bulunmaktadır. Gazeteci İskender Siraci’nin, “Biz bugün kendi gölgemizden, kendi tarihimizden korkuyoruz. Biz bugün Kazan işgal edildi demeye korkuyor”, şeklindeki sözleri Kazan Tatarlarının bugünkü durumunu özetlemektedir.
Kazan Tatarları, 465 yıldır Rus esareti altında Rusya kanunlarına göre yaşamak zorunda kalmıştır. 1992 yılında kabul edilen, Tatar ve Rus dillerinin resmi dil olduğu yazılan Tataristan Anayasası hiçe sayılmaktadır. Son günlerde Rus yetkililerin açıklamalarına göre, “Rusya Anayasası esas” imiş. Tüm kanunlar Rusların lehine, Türklerin aleyhinedir. Kanunlar bahane edilerek Kazan Tatarlarına yasaklar konulmaktadır. Kazan Tatarları, uyduruk suçlamalarla takip edilmekte, yargılanmakta, cezalandırılmakta ve hapsedilmektedir. Mahkemeler tarafından çıkarılan kararlar gereği para cezasına çarptırılanların sayısı her geçen gün artmaktadır. Para cezasının miktarı 200–300 bin Ruble civarındadır. Ödeyemeyecekleri miktarda para cezası karşısında çaresiz kalanların susmaktan başka yolu yoktur. Rusya’da Rus olmayanlara her şey yasak, en temel hak olan ana dilde eğitim bile. Yas tutmanın, 1552 Kazan Şehitlerinin ruhuna dua etmenin, dil-milletle ilgili konuşmanın yasak olduğu bir ülkede millet nasıl ayakta kalabilir? Ancak şu da unutulamamalı ki, Kazan Tatarları derin kökleri olan bir ağaç gibidir, dalları, ağacın kendisi kesilse bile köklerinden yeniden doğacak ve büyüyecektir…