Uyan! Bu Barış Değil, Bu Oyun!

Uyan Türk Milleti! Silahlar susmuş olabilir ama oyun devam ediyor. Barış maskesiyle gelen teslimiyet senaryosunu gör! Bu vatan bir kez daha parçalanmayacak, Türk Milleti bir kez daha diz çökmeyecek.

Bugünlerde bazı çevrelerden yükselen “silah bırakıyoruz, barış istiyoruz” sesleri kulağa hoş gelebilir. Analar ağlamayacak, kan dökülmeyecek, kardeşlik gelişecek deniyor. Kim istemez barışı? Elbette barış en yüce amaçtır. Ama Türk Milleti olarak bizim meselemiz sadece sözde barış değil, bu barışın ardında hangi niyetlerin saklandığıdır.

PKK, 47 küsür yıldır bu milletin evlatlarını, kadın-çocuk demeden katletti. “Özgürlük savaşı” kisvesi altında binlerce canı toprağa düşürdü. Şimdi “feshediyoruz” deyince her şey bitecek mi sanıyorsunuz? Silahlarını nereye bırakacaklar? Mühimmatlarını ne yapacaklar? Yıllardır büyükşehirlerde kurdukları sığınaklar, hücre evleri ne olacak? Örgüt elemanları, isim isim devletin eline teslim edilmeden, bu sürece nasıl güvenebiliriz?

PKK’nın Fesih Açıklamasını Dikkatle Okuyun!

Sözde “barış bildirisi” diye sunulan metinde geçen bazı ifadeler, aslında bu meselenin ne kadar derin ve tehlikeli bir proje olduğunu açıkça gözler önüne sermektedir:

• Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’nın reddi, “çözüm çerçevesi” olarak “öncesi”nin yani Sevr’in işaret edilmesi.
• “Türk-Kürt halkları kurucu öğedir” diyerek Türk Milleti’nin birliğinin parçalanmasına zemin hazırlanması.
• “Demokratik Ulus”, “Demokratik Türkiye Cumhuriyeti” gibi kavramlarla üniter yapının federatif sisteme dönüştürülme planı.
• “Anayasa değişikliği” ifadesiyle laik, milli ve üniter devletin temellerinin yerle bir edilmesi.

Bu bir “silah bırakma” değil, strateji değiştirme sürecidir. PKK, sahada kaybettiklerini masada almaya çalışıyor.

Tuzak Büyüktür, Oyun Derindir

Bu süreçte, milliyetçi-muhafazakâr kesimler, PKK ve Apo karşıtı söylemlerle değil, artık Atatürkçülerle, Cumhuriyet’in kurucu değerleriyle karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor. Hedef, Cumhuriyet’in temel direklerini yıkmak, milletin hafızasını ve birlik duygusunu yok etmektir.

Bu milletin nice vatan evladı, şehit kanıyla yoğrulmuş bu topraklar uğruna can verdi. Şimdi ise bir masa etrafında, kelime oyunlarıyla Türk Milleti’nin bin yıllık birikimi, mücadelesi, devleti tartışmaya açılıyor.

Ey Türk Milleti!

Bunun adı barış değildir. Bu; maskelenmiş bir Sevr planıdır! Bunun adı çözüm değildir, Türkiye’yi federasyonla bölme girişimidir.

Can Yücel’in dediği gibi:

“Düzen değişecek diyorsunuz ama düzülen değişmedikçe söyledikleriniz hava civa!”

Biz Türk Milleti olarak bu düzülen olmaya razı mıyız?

Ne yapmalı?

• PKK’nın gerçekten silah bıraktığını görmek istiyorsak, tüm silah ve mühimmat Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilmelidir.
• Tüm örgüt elemanları isim isim devlete teslim edilmelidir.
• PKK’nın istihbarat ağı, finansal kaynakları, şehir hücreleri tamamıyla ortaya çıkarılmalıdır.
• Hiçbir anayasal değişiklik bu yapıların etkisi altında hazırlanamaz. Yeni anayasa, ancak milletin gerçek temsilcileri tarafından, milli mutabakatla hazırlanmalıdır.

Bu bir parti meselesi değildir. Bu mesele, Türk’ün, Kürt’ün, Alevi’nin, Sünni’nin, Laz’ın, Çerkez’in meselesi değil, bu topraklarda yaşayan her onurlu insanın varlık mücadelesidir.

Uyan Türk Milleti!

Silahlar susmuş olabilir ama oyun devam ediyor.

Barış maskesiyle gelen teslimiyet senaryosunu gör!

Bu vatan bir kez daha parçalanmayacak,

Türk Milleti bir kez daha diz çökmeyecek.

Ve bugün artık:

“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır; o satıh bütün vatandır!”