Özgür Çelik
Özgür Çelik

Bosna-Hersek’te Yeni Kriz mi?

featured

Bosna-Hersek’in 1992-1995 yılları arasında yaşadığı acılar, dünyanın gözü önünde gerçekleşti. Boşnak halkı sistematik bir soykırıma maruz kaldı, şehirler harap oldu, binlerce insan öldürüldü. O dönemde uluslararası toplum, uzun süre müdahalede bulunmayarak büyük bir hata yaptı. Şimdi benzer bir tehlike kapıda ve dünya yine sessiz kalırsa, bu kez tarihin tekerrür etmesine seyirci kalanlar da suçun bir parçası olacak. Bosna yalnız bırakılmamalı. Harekete geçmek için daha ne kadar beklenmesi gerekiyor?

Bosna-Hersek, 1990’lı yıllarda Avrupa’nın en kanlı savaşlarından birine sahne oldu. Yugoslavya’nın dağılmasının ardından Sırp milliyetçilerinin başlattığı savaş, Boşnak halkı için bir felaketle sonuçlandı. Srebrenica’da yaşanan soykırım, uluslararası toplumun müdahalede gecikmesinin ne gibi yıkıcı sonuçlara yol açabileceğini tüm dünyaya gösterdi. Aradan yıllar geçti, ama Bosna bugün yine benzer bir tehditle karşı karşıya. Bosna’daki Sırp Cumhuriyeti’nin (Republika Srpska) lideri Milorad Dodik’in ayrılıkçı politikaları, Sırbistan’ın açık veya örtülü desteği ve Rusya’nın Batı’yla mücadelesinde Bosna’yı bir koz olarak kullanma stratejisi, ülkeyi yeni bir çatışmanın eşiğine getirdi. 

Tarih tekerrür mü edecek? 1990’larda olduğu gibi dünya yine seyirci mi kalacak? 

Bosna-Hersek, 1995 yılında imzalanan Dayton Anlaşması ile savaşın ardından barışı koruyacak bir yapıya kavuşturuldu. Ancak bu yapı, özellikle Sırp Cumhuriyeti’nin federasyon içindeki konumunu güçlendirdi ve Bosna’yı kırılgan bir devlet haline getirdi. 

Bugün Milorad Dodik, Bosna’nın merkezi hükümetine meydan okuyarak Sırp Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına giden yolları zorluyor. Devletin temel kurumlarını tanımadığını ilan eden Dodik, Sırp Cumhuriyeti’nin ordu, vergi sistemi ve adalet mekanizmasını ayrı bir yapı haline getirmeye çalışıyor. Bu, Dayton Anlaşması’nın açıkça ihlali anlamına geliyor. Eğer bu girişimler engellenmezse, Bosna yeniden parçalanmanın eşiğine gelebilir. 

Sırbistan, Bosnalı Sırplara verdiği destekle krizin tırmanmasına zemin hazırlıyor. Aleksandar Vučić yönetimindeki Belgrad, resmi olarak Bosna’nın toprak bütünlüğünü tanıdığını söylese de Dodik’in ayrılıkçı politikalarına göz yumuyor ve hatta cesaretlendiriyor. 1990’larda Slobodan Milošević’in izlediği stratejinin benzeri bugün Vučić tarafından daha temkinli ama benzer bir şekilde yürütülüyor. 

Sırbistan’ın, Batı ile ilişkilerini kaybetmemek adına doğrudan çatışmaya girmemesi, ancak Bosnalı Sırpları dolaylı yoldan desteklemesi, bölgedeki gerilimi daha da artırıyor. 

Moskova, Batı ile olan mücadelesinde Bosna’daki ayrılıkçı hareketleri kendi çıkarları doğrultusunda kullanıyor. NATO ve AB’nin bölgedeki etkisini zayıflatmak isteyen Rusya, Dodik’e siyasi ve ekonomik destek sağlayarak Bosna’yı istikrarsızlaştırmaya çalışıyor. Ukrayna savaşı sonrası Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara karşılık Moskova, Balkanlar’daki ayrılıkçı hareketleri güçlendirerek Avrupa’yı istikrarsızlaştırma stratejisini sürdürüyor. 

Rusya’nın desteği olmadan Dodik’in bu kadar cesur hareket etmesi zor olurdu. 

Bosna’daki kriz giderek derinleşirken, Batı’nın tepkisi oldukça zayıf. Avrupa Birliği ve NATO, ciddi bir müdahalede bulunmadığı gibi, diplomatik baskı konusunda da yetersiz kalıyor. 1990’larda yaşanan trajedinin ardından Batı dünyası, “Bir daha asla” demişti. Ama şimdi, tıpkı o dönemde olduğu gibi, Bosna’daki tehlikeyi görmezden gelmeyi tercih ediyor gibi görünüyor. 

Bu sessizlik, Sırp ayrılıkçılar için bir teşvik unsuruna dönüşüyor. 

Bosna’nın toprak bütünlüğünü korumak ve yeni bir savaşın önüne geçmek için uluslararası toplumun acilen harekete geçmesi gerekiyor.  

ABD ve AB, Milorad Dodik ve çevresindeki ayrılıkçı figürlere yönelik yaptırımları artırmalı. Sırbistan da dahil olmak üzere, bu ayrılıkçı hareketleri destekleyen kişi ve kurumlara ekonomik ve diplomatik baskılar uygulanmalı. 

Bosna-Hersek’in NATO üyeliği hem ülkenin askeri güvenliğini sağlamlaştıracak hem de Sırp ayrılıkçılar için güçlü bir caydırıcı etki yaratacaktır. Karadağ ve Kuzey Makedonya’nın NATO üyeliği süreci, Bosna için de hızlandırılmalıdır. 

AB’nin Bosna’daki barış gücü (EUFOR) genişletilmeli ve özellikle risk altındaki bölgelerde Boşnak sivillerin güvenliği artırılmalıdır. 1990’larda yaşanan soykırımın tekrarlanmaması için uluslararası güçler daha aktif bir rol üstlenmelidir. 

Türkiye, Bosna-Hersek ile tarihsel ve kültürel bağlara sahip bir ülke olarak, bölgedeki diplomatik çabalarını artırmalıdır. Aynı şekilde, Almanya, Fransa, ABD ve İngiltere gibi Batılı ülkeler de Bosna’yı sadece diplomatik açıklamalarla değil, ekonomik ve askeri destekle de korumalıdır. 

Sırbistan’a, Bosna’nın toprak bütünlüğüne saygı göstermesi gerektiği açıkça ifade edilmelidir. Aksi takdirde AB üyelik sürecinin askıya alınacağı ve ekonomik yaptırımların devreye sokulacağı belirtilmelidir. 

Geçmişten Ders Alınmalı. 

Bosna-Hersek’in 1992-1995 yılları arasında yaşadığı acılar, dünyanın gözü önünde gerçekleşti. Boşnak halkı sistematik bir soykırıma maruz kaldı, şehirler harap oldu, binlerce insan öldürüldü. O dönemde uluslararası toplum, uzun süre müdahalede bulunmayarak büyük bir hata yaptı. Şimdi benzer bir tehlike kapıda ve dünya yine sessiz kalırsa, bu kez tarihin tekerrür etmesine seyirci kalanlar da suçun bir parçası olacak. 

Bosna yalnız bırakılmamalı. Harekete geçmek için daha ne kadar beklenmesi gerekiyor? 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 20 Mart 2025, 10:28

    Bu Dayton antlaşması ne kadar doğru?
    Keşke azda olsa
    Çünkü Sırplar yer yer kışkırtıcı hareketlerde bulunmaktan vazgeçmiyorlar. Bosnalılar adeta diken üstünde duruyorlar. Yarın ne olacağını kimse bilmiyor.
    Dediğiniz gibi Nato’ya gitmeleri bir çözüm olabilir mi? Tam emin değilim. Zira Sırpların ırkçı-faşist bir damarı var. Türk düşmanlığı üst seviyede. Boşnak kardeşlerimizi de Türk olarak görüyorlar..

    Bosnalı kardeşlerimizin kendi devletleri olsaydı.
    Türkiye’nin bu meseleyi her platformda Birleşmiş Milletler, AB, Nato vs dile getirip gündemde tutması belki Sırpları frenlemeyi sağlayabilir..

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!