“Bakanlığın taslak çalışmasına göre 31 Temmuz 2023 tarihinden önce suç işleyen ve halen cezaevinde hükümlü olanların üç yıl erken denetimli serbestlik kapsamına alınması planlanıyor. Ayrıca, mükerrer suçlardan hüküm giyenlere “şartlı tahliye” yolunun açılması da planlanıyor.”
Sinan Ateş Cinayetinin failleri de serbest kalacak mı?
Kafa karıştırmaya devam ediyor. Çıkış kaynağı cezaevlerindeki doluluk gibi gösterilse de o basit ayrıntı olarak kalıyor. Rahşan Affı diye bilinen af eşitlik ilkesince daha sonra tüm mahkumları kapsamış, daha sonra çıkanların önemli bir kısmı tekrar suç işleyerek geri dönmüştü.
“Yeni infaz düzenlemesi” için “31 Temmuz 2023 öncesi suç işleyen, halen cezaevinde olanların yanı sıra firari olanlar da denetimli serbestlikten yararlanıp serbest kalabilecek.” Deniliyor. Onlar kim diye merak edilse de, AK Parti, MHP ve DEM Partinin taleplerinin de infaz yasasını şekillendireceğini söyleyebiliriz.
“Bakanlığın taslak çalışmasına göre 31 Temmuz 2023 tarihinden önce suç işleyen ve halen cezaevinde hükümlü olanların üç yıl erken denetimli serbestlik kapsamına alınması planlanıyor.
Ayrıca, mükerrer suçlardan hüküm giyenlere “şartlı tahliye” yolunun açılması da planlanıyor.”
Aynı suçu tekrar işlemesi halinde yararlanamayacaklar içinse, o şartın kaldırılacağı söyleniyor. Kişi ıslah olmamış, aynı suçu tekraren işlemiş olsa da yararlanabilecek. Tabi taslak üzerinden konuşuyorum. Bu haliyle “caydırıcılık” özelliği kalmıyor. Cezaevinde iyi hal gösterirlerse tahliye olabilecekler. Biliyorsunuz, cinayet işlemiş ama mahkemede “kravat takmaktan vs.” iyi hal kabul edilebiliyor.
İktidar tarafı “cezanın suçun ağırlığına göre verildiğini, bir terör suçlusunun da gasp suçu işleyenin de pişman olup “iyi hal” gösterebileceğine dikkat çekerek, infaz oranındaki eşitliğin adalet sistemini sarsmayacağı” görüşünde.
Farkındaysanız, vatana karşı suç işlemiş teröristlerle, hırsız “pişman olursa” eşitlenmeli” deniliyor. Hırsızı geçelim, 40 yıllık ABD’nin terör örgütü mensubunun pişman olup olmadığı nereden anlaşılacak? Takım elbise giyip, kravat takarak mı? Kıstas ne?
MHP’de “sadelik ve eşitlik” istiyor. MHP Genel Bşk. Yrd. Feti Yıldız işe Anayasa’yı da karıştırmış “Yeni bir anayasa gibi yeni bir infaz kanunu konusunda toplumda büyük bir mutabakat var. İyi bir infaz rejimi olmadan, ceza ve ceza muhakemesi ne kadar iyi olursa olsun cezada adalet tam olarak sağlanamaz” diyor.
Yine DEM Parti de İnfaz Yasasından faydalanmak istiyor. Bir ara hasta olanla denmişti, eşitlik denilerek terör suçu da eklenirse bebek katili Abdullah Öcalan serbest kalır, PKK siyasetini ilk elden yönetir. Hazır PKK’lılar da bırakılırsa…. Çünkü onlarda pişman olabilirmiş.
Sözde “genel af” olmayacak fakat “PKK Silah” bırakırsa “Terörsüz Türkiye” kapsamında yeni düzenlemeler yapılabilirmiş.
Yasalar toplumsal mutabakatla, toplumu korumak amacıyla caydırıcılık özelliği ile çıkar. O bakımdan bu infaz düzenlemesi doluluk oranını aşmış cezaevlerini biraz boşaltarak nefes alınmasını sağlar sadece.
PKK ya da Sinan Ateş Cinayeti gibi siyasal, topluma mal olmuş cinayetlerin failleri salınırsa fayda değil zarar verir.
Vatan haini terörist PKK’lı (yasalarımızda vatan haini tanımı olmasa da) ile gasp suçlusu nasıl eşit olur? Teröristle gaspçıyı eşitlemek “iyi bir infaz yasası” çıkarmak mı oluyor?