Nazım Peker
Nazım Peker

Yörükler ve Yörük Geleneği

Yörükler, Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Oğuz kavminin torunlarıdır. Onların varları yokları sürüleridir. Yörükler, yazları geniş otlaklara sahip Toros Sıradağları’nın içinde bulunan yaylalara kışın da genellikle, ılıman iklim kuşağı olan Akdeniz sahillerinde konar-göçer olarak yaşayanlardır.
 
Genellikle

Mersin ve Antalya’da kışlayan Yörükler, Mayıs ayı ile birlikte Toroslara sökün ederler. Yörükler, Mersin ve Antalya’dan sürülerini alarak Toroslar’daki yaylalara bölük bölük gelmektedirler. Yörüklerin yaşam alanları, Toros Sıradağları’nın 2.500 ila 3000 metreye kadar olan yüksek yaylalarıdır. Her Yörük obasının çıktığı yaylalar ayrı ayrıdır.
 
Günümüzde ne yazık ki Yörüklerin sayısı da, obası da azalmıştır. Bu azalışta son yıllarda para etmeyen et, süt ve süt ürünlerinin geldiği noktadır. Üreten ama ürettiğinin karşılığını alamayan Yörükler, bu sevdadan vazgeçmişler ve ister istemez yerleşik düzene uymuşlardır.
 
Yörük’ün yaylası bereketliyse Yörüğün kesesi dolar. Hayvanları iyi beslenir.
 
Yaylalar, hayvanlar için önemli olduğu kadar, Yörük’ün kendisi için de önemlidir. Yaylaların temiz ve sağlıklı havası, kirlenmemiş kaynak suyu, börtüsü-böceği Yörük için berekettir, bolluktur, güvendir, özgürlüktür. Özetle bu hava; hayatın ta kendisidir.
 
Yörük, kışlığını yayladan sağlar. Önünde varlığı olan koyun ve keçisinin sütünden, etinden, yününden, kılından, yavrusundan kazandıklarını; en yakın pazarlara götürerek ya paraya dönüştürür ya da kışlık olarak saklar.
 
Yörüklerin yaylalardaki hayatı, yarı izole edilmiştir. Medeniyetin pek çok nimetlerinden faydalanamazlar. Elektriksiz, televizyonsuz bir hayatı yaşar Yörükler.
 
Yörükler, bundan 15-20 yıl öncesine kadar Konya’nın Ermenek, Karaman, Bozkır, Seydişehir, Ereğli ilçelerinin sınırlarına kadar gelerek yaylada mallarını otlatırlardı.
 
Gelişen teknoloji, bu geleneği de törpülemiştir.
 
Globalleşme bu kültürü de bitirme noktasına getirmiştir.
 
Günümüzde Yörükler ne yazık ki çok ama çok azalmışlardır.
 
Kendileri bu hayattan usandırılmış olacaklar ki devletten yer talep etmişler. Talepleri karşılanan bu konar-göçerler yerleşik düzene başlamışlardır.
 
Yörüklerin azalmasına rağmen Yörük Kültürü az da olsa yaşamaya devam etmektedir. Gençlerden, sosyologlardan, folklorcülerden, üniversitelerimizden, belediyelerimizden önemle rica ediyorum; “Ne olur bu kültüre sahip çıkın. Arayın-sorun ve bu kültürü arşivleyin”
 
Yörük demek sadelik, samimiyet demektir.
 
Yörük, paylaşımcı, hoşgörülü ve zorluklara dayanıklıdır. Yörük, yardım sever, ince ruhlu, nüktedan ve çalışkandır.
 
Yörük, özgürlüğüne, bağımsızlığına, namusuna, vatanına, milletine, bayrağına, dinine, geleneklerine saygılı ve âşıktır.
 
Yörük, yiğittir, merttir, doğru sözlüdür. Yerine göre isyancı, yerine göre tevekküldür. Onun için, “ Ferman Padişahın, dağlar bizimdir” der.
 
Yörük, aynı zamanda filozoftur da
 
Vursan da yürümeyen at,           Deh demeden yürüyen at,
Bir bardak su vermeyen evlat,        Buyurmadan dutan evlat,
Bir de geçimsiz çıktı mı avrat      Bir de eyi çıktı mı avrat,
N’etçen ölümü, gir ağla, çık ağla     N’etçen düğünü, gir oyna çık oyna.”
 
Yörük deyişinde ki inceliği, dersi, filozofça edebiyatı gördünüz mü?
 
Bütün Yörük kardeşlerimi kutluyorum. Neylersin ki Feleğin gözü kör olmasın, teknoloji ve sahipsizlik yedi bitirdi onları da
 
Esen kalınız 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!