Medeni insanların, global ticaretin, ahlaksızlaşan toplumun, gelişmekte olan ülkelerin en büyük derdi; yolsuzluk, rüşvet, torpil ve hamili karttır.
Ülke yönetimlerini ele geçiren insanlar; toplumu yönetmekten ziyade kendi çıkar ve menfaatlerini düşünmekteler. Nasıl zengin oluruz, nasıl köşe döneriz, olanaklardan nasıl faydalanırız, eş-dost, oğul-akrabayı nasıl kollarız derdine düşmekteler.
Makamlara oturmadan, köşeleri tutmadan önce, parmağındaki yüzükten başka serveti olmayanlar. Yazlık için bir dostundan anahtar isteyenler, sıradan arabaya binen insanlar; bir de bakıyorsunuz ki, bir eli yağda, öbür eli balda.
İtibar ve sınıfları yükselirken, keseleri dolmuş, banka hesapları kabarmış, lüks ve israfın içine düşüvermişler. Katlarına kat, yatlarına yat, servetlerine servet katıvermişler.
İyi hoş da:
Bu derenin suyu, nereden gelmekte?
Böyle bir makam ve köşeye oturanların; siyasi görüş ve inançları ne olursa olsun (Çok az bir kısmı hariç) ortak noktaları; köşe dönmeleri ve mal-mülk sahibi olmalarıdır.
Köşeleri dönerken, mallarına mal katarken hiçbir inanç sisteminden korkmadıkları gibi sosyal baskıdan da çekinmezler.
Onların ortak savunma noktaları; kimi zaman halkçılıktır, kim zaman dindir,kimi zaman Allah’tır, İslam’dır, kim zaman milliyetçiliktir.
Fark etmiyor.
Yolsuzluk, rüşvet, torpil ve hamili kartların önüne nasıl geçilir? Bu haksızlık ve vicdansızlık nasıl önlenir?
Bunlar anahtar sorulardır.
Bunları önlemenin en etkin ve çıkar yolu; T.B.M.M sini düzeltmekten geçer.
Seçim Yasasını ve Siyasi Partiler Yasasını değiştirmekle işe başlanmalıdır. Milletin vekilini millete bizzat seçtirmelisiniz ki; vekil, seçmenin sorumluğunu ve baskısını üzerinde her an hissetsin.
Milletvekilliği, bir köşe dönme, meşhur olma ve övünç merkezi ve makamı olmaktan derhal çıkarılsın.
Vekiller, karşısında “hazır olda” durma konumundan, yüksek maaş ve olağanüstü haklar ve koruma kalkanından çıkarılmalı, emeklilik ve bazı kıyak olanaklardan uzaklaştırılmalıdır.
Genel Başkanlar, eleştirilemez, değiştirilemez, vekilleri belirleme makamı olmaktan çıkarılmalı ve sadece koordinasyon yapar hale getirilmelidir.
ABD ve kimi gelişmiş ülkelerde olduğu gibi iki dönem şartı getirilmeli. Yanlış yapan TBMM üyesi, sınıfı ve konumu ne olursa olsun, derhal yargılanma ve dışlanmayla karşı karşıya kalmalıdır.
Her T.B.M.M üyesi, Bakan, başbakan, müsteşar, danışman, daire müdürü ve yatırımcı makamlarda görev alanlar; gerçek mal beyanında bulunmalı.
Haksız kazanç ve edinimi olanlara; “Nereden ve Nasıl Buldun Yasası” çıkarılmalı ve bu menkul ve gayrimenkulleri nasıl ve nereden “kazandın” diye sorulmalıdır.
Makul ve geçerli açıklamayı yapamayanlar, bulundukları görevlerden derhal uzaklaştırılmalı, adalete teslim edilmeli haksız kazançları da devlete gelir olarak devredilmelidir.
Onun için de, derhal ve ivedilikle; “Nereden ve Nasıl Buldun?” yasası çıkarılmalıdır.
Ya değilse bu soygun ve yolsuzluğun hakkından gelmek oldukça zordur.
Bu günkü yapısıyla TBMM’si böyle bir YASA çıkarabilir mi?
Esen kalınız.
