Vergi rekortmenlerimiz açıklandı. İlk sıralarda yine KOÇ gurubunu oluşturan şirket ve şahıslar var. Artistler var, gösteri adamları var, program yapımcıları var.
Özetle; liberal, solcu, kapitalist, kusurlu Müslümanlar var.
Ne hikmetse: yandaşlar yok, Müslüman bilinen iş adamları, şirketler yok, hükümetten ihale kapanlar, ihalelerde tercih edilenler yok.
Neden acaba?
Cari açığın yüzde on beşini ben kapattım diyen rüşvetçi yok.
Bu işte bir gariplik yok mu?
Gemi filoları kuranlar yok, Sabah’ın ATV’nin sahibi; devlet ihalelerinin tercihli gözdesi Çalık gurubu yok, Son on yılın süper zengini becerikli A. Tvinkli yok, öncelikli tercihli Kalyoncu’lar yok, muz ithalatçısı yok. Milletin a…na koyan Cengiz yok.
Neden?
Acaba bu ve diğerleri, Koç’lardan, Sabancı’lardan daha mı az kazandılar yoksa devlet ihalelerinde tercih mi edilmediler?
Sizce hangisi?
Adam kendi ifadesiyle, “Bana bu yapılır mı? Ben cari açığın yüzde on beşini kapattım.” Beyanında bulunacak, verdiği söylenen rüşvetler, milyarlarca dolarla ifade edilecek; ama vergi listelerinde ilklerde görünmeyecek.
Maliyenin hesaplarında mı bir yanlışlık var, yoksa vergilendirmede bu kişilere bir kadirlik mi yapıldı?
17 Aralık “Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu” kapsamında haklarında dosya hazırlanan iş adamları için S. Başbakan, “Bu, devletin dev ihalelerini alan iş adamlarına bir komplodur. Bu, ihalelerin aksatılmasına yönelik bir kumpasdır.” Mealinde savunma yapmamış mıydı?
Dev ihale alan adamların, şirketlerin, holdinglerin vergileri neden KOCAMAN değil? Neden vergi verenler listesinde ilk sıralarda kendilerini göre miyoruz?
Yoksa basında ve sosyal medyada denildiği gibi bu şirket ve şahıslar; vergilerini, “RÜŞVET” olarak mı ödüyorlar?
Oysa sırf yandaş zengini oluşturmak için Devlet İhale Yasasını son 10 yılda: 32 kere, İhale Mevzuatını 132 kere değiştirmemiş miydik?
Bu değişim, Almanya’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana sadece dört kez yapılmıştır.
Anlayabildiniz mi?
Devlet ihalelerinden aslan payını alanlar, milletin anasının a… na koyanlar, bileklerinde 700 bin dolarlık saat taşıyanlar, gemicik filosu oluşturanlar, cari açığın yüzde on beşini tek başına kapatanlar; B. Öztürk’ten, A. Ilıcalı’dan, C. Yılmaz’dan daha mı az kazandılar?
Hani vergi kutsaldı?
Bu kutsaldan, neden nasiplenmek istememişler?
Her daim horlanan, itilip-kakılmaya çalışılan, zayıf dindarlıkla suçlanan Koç ve diğerleri vergi rekortmenleri sırasında ilk sıralarda neden yer aldılar?
Korktular mı, korkutuldular mı, yoksa ülkelerini daha mı çok seviyorlar?
Bu işte bir koku var.. Amma bu kokuyu bir türlü seçemedim!
Sizler seçebildiniz mi?
“Namazımı kılar, orucumu tutarım. Devleti de soyarım arkadaş!” diyenlerin durumu dinen nedir? Diyanetten ve saygın müftülerimizden fetva değil, haklı bir ses bekliyorum
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı