Nazım Peker
Nazım Peker

Üstünlerin Hukukundan Hukukun Üstünlüğüne mi?

Türk yargı sistemi, AKP ile epey değiştirildi. AKP’nin kurmayları bu değişiklikleri yaparken savunmaları; “Üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçişi” sağlamaya çalışıyoruz şeklindeydi.
 
Ben de dahil pek çok insan, hukukun yanlışlarından, yargılamanın uzun sürdüğünden, delillerden suçluya gitmek yerine, suçludan delile gitme yanlışından kurtulmak istiyorduk.
 
AKP, başta ANAYASA Mahkemesi olmak üzere, HSYK’ya kadar yargı sisteminde köklü değişiklikler yaptı. Bu kurumların yapısını da statüsünü de değiştirdi.
 
Sanmıştık ki, üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne gidiyoruz.
 
Türkiye Cumhuriyetini oluşturan; üç temel ayaktan biri de YARGI sistemimiz yani Hukuktur. Hukuk, temel-hak ve özgürlüklerin yasalarla güvence altına alındığı belki de tek organdır. Onun için de; “Adalet Mülkün Temelidir” prensibini benimsemişiz.
 
17 Aralık 2013’e gelinceye kadar her türlü hukuksuzluğa AKP ses çıkarmıyordu. Şimdi PARALEL YAPI diye dertlendiği kişilerle kol kola bu hukuksuz ve kanunsuz işleri ya beraberce yapıyorlar ya da yapanlara ses çıkarmıyorlardı.
 
17 Aralık akşamına kadar hukuk da, HSYK’da, Yargıtay da, ÖYM’ler de gayet iyi idiler. Görevlerini tıkır tıkır yapıyorlardı. Bu çalışmalardan, kaset furyalarından, asılsız Ergenekon yargılamalarından rahatsız olanlara, şikâyette bulunanlara da, “Neden hukuka güvenmiyorsunuz? Neden hukukun çalışmasından rahatsız oluyorsunuz?” diye karşı çıkıp, mevcut hukuku savunuyorlardı.
 
Ne olduysa 17 Aralık sabahı oldu!
 
Suç ortağımız, kirli işlerine göz yumduğumuz, “Ne istediler de vermedik?” dediğimiz insanlar birden bire, Paralel Yapı, Haşhaşi, kökü yurt dışında terör örgütü olup çıkıverdiler.
 
S. Başbakanın dediklerinin hepsi doğru. Bu oluşum sadece ülkenin aleyhine değil, son din İslam aleyhine de çalışan bir yapılanmadır.
 
Din düşünmeyi, akıl erdirmeyi, eleştirmeyi emreder. Ama bu oluşum, düşünmeyi yasaklar, itaatı ve biatı  emrederek insanların köleleşmesini, suç makinesine dönüşmesini hedefler.
 
Bunu bildiğiniz halde; bu, örgütün çalışmalarına şimdiye dek neden göz yumdunuz, neden onun suçlarına da hiçbir karşı eylemde bulunmayarak ORTAK olmuştunuz?
 
Hükümet son zamanda, hukukun altını üstüne getirmiştir. HSYK’nın yapısını hukuk devletine yakışmayan, demokrasilerle uyuşmayan bir yapıya çevirerek; Adalet Bakanı’na böylece de hükümete ve siyasete bağlamıştır. Adalet bakanı “HE” demeden hiçbir soruşturma ve kovuşturma yapılamaz hale dönüşmüştür; hukuk sistemimiz.
 
Öyle bir sistemle karşı karşıyayız ki; Yolsuzlukları Soruşturma Müfettişleri;” Biz soruşturamıyoruz. Bize yolsuzlukları görmeyin, rapor düzenlemeyin diye baskı yapmaktalar. Soruşturma yapanların da haklarında soruşturma açılmaktadır!” diye feryat etmekteler.
 
Düne kadar; kahraman, demokrasinin yılmaz savunucusu, hukukun altın kalemleri diye yerlere göklere sığdıramadığınız hâkim ve savcıları, 17 Aralık “Büyük Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonundan “ sonra neden böyle ucuza harcadınız?
 
Korktuğunuz, çekindiğiniz bir durum mu var?
 
Sevgili okurlarım; “Gelen gideni aratır.” Diye bir lafımız var ya!
 
Hukuk ve yargı sistemimizde yapılanlarda tıpkı o misal!
 
Ali Fakı’ya yazdırdık. Daha beter azdırdık.“ örneği.
 
Biz “Üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne” bir düzenleme beklerken; tam tersi oldu. “Siyasilerin üstünlüğü bir hukuk sistemiyle” tanıştık.
 
Hayırlı olsun!
 
Nerede şeffaflık, nerede hesap verebilirlik? Hesap diyenden hesap sorulmakta!
 
Bu rezalete bizlerde, ya AKP’ye verdiğimiz oylarla, ya da sandığa gitmeyerek kullanmadığımız oylarla sisteme destek olmaktayız.
 
Esen kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!