Ne acı ve üzücü ki, rahmetli Başbuğ’un: “Ülkücüleri parçalamadan, vatanı parçalayamazlar” sözü gerçekleşiyor. Ülkücüler ne durumda? Maalesef birileri bunu başardı: sizler orada bizler burada! Gelin el ele verelim. Ülkücülüğü, ülkücülük gibi yapalım, birilerinin dümen suyuna evet demeyelim, Türk’e tuzak kuranların tuzaklarını bozalım. Ne mutlu Türküm diyene! TANRI TÜRK’Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN!
“Ülkücülük MHP’de olur” diyen saygıdeğer arkadaşlarım, Türklük davasına gönül vermiş, zulme, işkenceye uğramış çilekeş ülküdaşlarım, çağrım sizleredir.
Yıllardır “Ülkücülük MHP’de olur” diyerek bizlere olmadık hakaretleri eden, küfretmede sakınca görmeyen, ihanetle suçlayan sizlere soruyorum:
Seçim döneminde: Apo’yu, Demirtaş’ı, HDPKK’yı serbest bırakacaksınız diye, bizlere akla gelmeyen hakaret edenler.
Şeytanların ağzının bağlandığı, günahların sonbahar yaprakları gibi döküldüğü, imanların tazelendiği, sevginin ve hoşgörünün tavan yaptığı Ramazan ayındayız.
İman sahibi iseniz, vicdanınız, inancınız varsa, Tanrı’ya inanıyorsanız, lütfen söyleyiniz, hâlâ aynı düşüncede misiniz? Bizleri ayrılıkçı, bölücü ve hain görmeye devam ediyor musunuz?
Ömrünü vatanın birliğine, üniter yapısına, asil Türk ulusunun devamlılığına adamış, sürgünler yemiş, evi kurşunlanmış; Türk, Atatürk, Cumhuriyet, demokrasi, vatan, millet, bayrak, laiklik düşmanlarına karşı mücadele eden bizlere, bir özür borcunuz yok mu?
Ben kendim için bir şey istemiyorum. Ümit Özdağ, A. Vefik Alp, Ali Güngör, Yusuf Halaçoğlu, Özcan Yeniçeri, Enis Öksüz, H. Yusuf Gökalp gibi ömrünü Türk milliyetçiliğine adamış, enerjisini MHP için harcamış, MHP’de görev almış, Genel Başkanlığa aday olmuş milliyetçilerin, alçakça şehit edilen Sinan Ateş’in, cenazesine katılmayın diye yasak koyduğu rahmetli Ozan Arif’in, İmralı’daki bebek katili, Kandil’deki soysuzlar, Selahattin Demirtaş, Tuncer Bakırhan, Kürtçü-bölücü Hüda-Par kadar değeri ve hatırı yok muydu?
Apo, PKK’ya silah bıraktıracakmış. PKK, zaten PYD/YPG ve KCK olarak yoluna ve ihanetlerine devam ediyor. SDG de zaten Suriye ordusu ile entegre oldu.
Ülkücü ve Türk milliyetçilerinin önceliği sırf, Sn. Erdoğan’ın bir kez daha cumhurbaşkanı olabilmesi için, vatanın ve milletin bölünmesine, üniter yapının zarar görmesine, iki dilli bir yapıya dönüşmesine, şehit kanlarından rengini alan ay yıldızlı al bayrağın yanına “Kürdistan” bayrağının eklenmesine gönlünüz razı olur mu? Toplumdaki endişe ve korku bu yönde.
Bunların gerçekleşmesi için, Anayasa’nın değiştirilmesine evet mi diyeceksiniz?
Ülkenin kurucu unsuru Türklerin, Türk yurdunda “Etnik bir unsur” olarak anılmasına nasıl göz yumacak ve sindireceksiniz? Terörsüz Türkiye mi, Türksüz Türkiye mi istenen?
DEM’liler, devlet gereğini yapmalı, bu çağrıya el uzatmalı demekteler. Devletten ne istediler de adım atılmasını beklemekteler? Hani pazarlık yoktu? Neyin pazarlığı yapıldı, hangi sözler verildi de karşılığı beklenmekte? Türklük tanımı mı değişecek, ikinci dil mi resmileşecek?
Beyanlara bakılırsa, gidişat onu gösteriyor. Oysa 66. Madde, “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür.” Demekte, bunun neresi ırkçılık ki, değiştirilmesi istenmekte? Buna razı mısınız?
Bu, Türkün geleceğine bir kumpas değil mi? Bilge bilir deniliyor, son dediği: “Öcalan PKK’nın kurucu önderi, PKK Malazgirt’te kongre yapsın”demişti. Bu milletin tek önderi var M. Kemal ATATÜRK. PKK 1071’in rövanşını mı alacak Malazgirt’te toplantı yaparak? Ülke yararına bir şey varsa söylensin ki, bizlerde ikna olalım, kaygı duymayalım. Kapılar ardında hangi pazarlıklar yapıldı, neyin karşılığı ne ödünler verildi bir bilsek. Muhalefet de bunu istiyor.
Hepinizin bildiği gibi anlaşma ve uzlaşmalar, karşılıklı çıkarları içerir. İşte bunları bilsek.
Ne acı ve üzücü ki, rahmetli Başbuğ’un: “Ülkücüleri parçalamadan, vatanı parçalayamazlar” sözü gerçekleşiyor.
Ülkücüler ne durumda? Maalesef birileri bunu başardı: sizler orada bizler burada!
Gelin el ele verelim. Ülkücülüğü, ülkücülük gibi yapalım, birilerinin dümen suyuna evet demeyelim, Türk’e tuzak kuranların tuzaklarını bozalım. Ne mutlu Türküm diyene!
TANRI TÜRK’Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN!
Esen kalınız.