Nazım Peker
Nazım Peker

Türkiye Neden Çözüm Sürecine Kilitlendi?

Mevcut hükümet ve kurmayları, ülkeyi bir deneme tahtasına dönüştürdüler. Milli Eğitimde, Sağlıkta, maliyede, TSK’da, bu denemeyi bir nebzede olsa başardılar. Okullarda eğitim ve öğretim yok deniliyor. Onun yerine çocuklara Kuran değil ama bol bol hadis adı altında hurafeler öğretiliyor.
 
Sağlık ise başlı başına bir dert! Hastalardan alınan muayene ücretleri, akşam sabah değişen ilaç verme sirküleri. Doktorların perişanlıkları, muayenelerde baştan savmalar. Acil olan pek çok kanser ve kalp ilaçlarının bulunamaması ya da karaborsalara düşmesi başlıcalarıdır.
 
TSK ise yok hale getirildi. Neredeyse lağvedilip yerine yenisi kurulacak. Protokolde sıfırlandı, iç ve dış siyasette görüşü alınmaz, fikri sorulmaz hale getirildi. “Çözüm Sürecinde” sınır ötesine çekilme aşamasında yok sayılmada.
 
Maliye S. Başbakanın ve bakanlarının yolluk ve harcırahlarını ödeme bürosuna döndü. Milyar TL’leri bulan benzin ve yemek harcamalarını ödeyemez hale de geldi. Ayrıca nasıl ve nereden daha fazla ve kolay vergi alırım, vatandaşın canını nasıl yakarıma dönüştürüldü. Özelleştirilme adı altında özel sektöre ve yabancılara devredilen cumhuriyet yatırımları vatandaşa zulme dönüştürüldü.  Özel sektöre geçen TEK-TEDAŞ. 50- 90 kuruşa, 2.30 kuruşa fatura keser oldu. Vatandaş bu parayı ödemek için zamanını ayırıp kuyruklarda sıra bekler hale getirildi.
 
Tarımın hali ise içler acısı. Dünyanın şanslı yedi ülkesinden biri olan ve kendi ürettiği ile kendini besleyen Türkiye: üretemez hale getirildi. Cumhuriyet tarihinde ilk kez saman ithal etti. Bu aziz millet damak tadına uygun olmayan Anguslarla tanıştırıldı. Kapatılan ET-BALIK KURUMU yeniden canlandırılmaya çalışıldı.
 
Türkiye ilk kez TÜİK’e enflasyonu düşük göster talimatı verir hale geldi. “Sıfır sorunlu”  komşuluk diyerek işe başladık ama etrafımızı on yılda düşman komşularla doldurduk. Tek dost komşumuz kaldı mı?
 
Yasaları kuşa çevirdik, hiçe saydık. Mevcut Anayasa’ya göre “ Devletin resmi dili Türkçedir.” Hükmüne rağmen “TRT 6” açtık bunun gibi daha yüzlerce yasal olmayan işleri yaptık. “Hak ve hukuk istiyorum” diyenleri biber gazlı soğuk su banyosuna uğrattık. “Allah gözünüzü doyursun- Ananı da al git- Onlar bize oy mu verdiler” gibi demokrasilerde olamayacak uygulama ve hakaretleri vatandaşa layık gördük. “ Üç-beş çapulcu” dedik. Gazetecileri işlerinden attırdık. PKK ile dişe-diş mücadele eden değerli vatansever ABD karşıtı paşalarımızı ve subaylarımızı Silivri’de tutsak aldık.
 
Binlerce yasal olmayan olay ve eylemleri,”Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük” cilalaması ile bu millete layık görüldü.
 
Elbet bunun bir bedeli olacak.
 
Bu yapılanları bu halka nasıl unutturmalıyız?” Anahtar soru da bu.
 
Ayrıca bu yapılanlardan nasıl sıyırmalıyız? Ya “BAŞKAN” ya da “CUMHURBAŞKANI”olarak!
 
Zaman daralıyor. Uyuyan halk uyanıyor. Yok sayılan Bayrak meydanları kızartmaya başladı. İndirilen T.C’ler her yerlere yazılmaya başlandı. Uyuyan muhalefet yürümekte, meydanlar isyanda. Teşkilatlarda azda olsa İSTİFALAR başladı.
 
Rüya bitti. Gerçekler su yüzüne çıkmaya başladı.
 
Dış güçlerin dediklerinin yapıldığı BOP’un ne olduğu çözüldü.
 
Makas daraldı. Uyuyanlar uyandı. Uyuttuklarımız uykumuzu kaçırmaya başladı.
 
Yeni şeyler bulmak gerekti. Bulundu. “Analar ağlamasın” adı altında neyin nasıl çözüleceği vatandaştan, TBMM’inden, Milletvekillerinden, Bakanlardan, TSK’dan, kendilerine görev verdiğimiz 63 AKİL adamdan da “SIR” gibi saklanan bir “ÇÖZÜM SÜRECİ” başlatıldı ve Türkiye buraya kilitlendi.
 
Başarabilirlerse iş, kotarılmış olacak. Aksi halde “YÜCE DİVANDA” hazır olda beklemek var, mal varlıklarına el konmak var. İşte bunlardır uykuları kaçıran. Siz olsanız ne yapardınız? Ülkenin onca çözülecek meselesi varken ülkeyi; “Çözüme” kilitlemek akılıca bir iş değil mi?
 
Esen kalınız. 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!