08 Ekim 2016 Cumartesi günü Konya Türk Ocağı: 2016-2017 sezonu konferanslarını açtı. İlk konuşmacı, Ergenekon Kumpas davasından tutuklanmış ve berat etmiş Emekli Jandarma kurmay Albay Mustafa ÖNSEL Bey’di.
Başkan Vedat Bey, yine az ama öz, kısa ama çok manidar bir açış konuşması yaptı. “15 Temmuz’a nasıl ve neden geldik?” konusunda kısa bir değerlendirme yaptı.
Sayın Önsel, samimi sohbet ve gerçekçi bilgi ve belgeleriyle bizlere FETÖ’nün öncesi, AKP dönemi ve 15 Temmuz utanç kalkışması sonrası gelişmeleri ve altında yatan acı gerçekleri gözlerimiz önüne serdi.
Fetullah’ın İslam dinini nasıl siyasete ve teröre bulaştırdığından tutun da devletin kılcal damarlarına kadar nasıl yerleştiğini belgelerle sundu. Acı ama gerçekti.
Fetullah terör örgütü, ne bugünün ne AKP döneminin bir ürünü değil. Kökleri çok eskilere dayanan sistemli ve İslam’ı kullanarak bu aziz milletin önce çocuklarını, ordusunu, hukukunu, emniyet teşkilatını, Diyanetini nasıl ve neden ele geçirdiği konularında çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Sayın Önsel’in sunumundan satır başları: “Türkiye hedef ülkedir. ABD, BOP projesiyle Müslüman ve Türk coğrafyasındaki pek çok ülkenin sınırlarını değiştirmek ve kukla devletçikler kurmak istiyor. FETÖ dahil bütün terör örgütlerinin kurucusu, finans destekçisi ve lojistikçisi ABD’dir. Bizler tetiği çekeni görmekteyiz. Oysa görmemiz gereken, tetiği çeken elin arkasında kimin olduğu ve niçin olduğu o gücü görmek olmalıdır. Hilmi Özkök, KHO’lunda yetkili iken özel bir sınıf oluşturuldu. Bu sınıftan mezun olanların tamamına yakını KURMAY, çeşitli tayin oyunlarıyla da hızla yükseltilerek, general yapıldılar. Cumhurbaşkanı’nın ve Genel Kurmay başkanının çok yakında bulunan yaverlerinin, sekreterlerinin hemen hemen bütün TUGAY komutanlarının pek çoğu bu özel sınıftan mezun olanlardır. Ve tamamı da kalkışmadan tutuklandılar ya da yurt dışına kaçtılar.
“Ne istediler de vermedik” itirafıyla da bu dönemde bu örgütün; devletin kılcal damarlarına sızması ve köşe başlarını tutması çok kolaylaştırıldı. Eğer kalkışma başarılı olsaydı; biz yeni bir hükümete değil yeni bir devlete merhaba diyecektik.
Cumhurbaşkanı’nın geçte olsa işin farkına varıp devletin bütün kademelerinden bu terör örgütünü tasfiyeye başlaması; kakışmanın öne alınmasına neden oldu.
Haklı bir FETÖ operasyonu yapılmakta. Ne yazık ki, kertenkelenin kuyruğu ile uğraşılmakta. Kaç abi, kaç abla, kaç imam tutuklandı? Neden tutuklanmıyor?
FETÖ terör örgütü yamyam fare gibidir. Tıpkı kekliğin kekliği avcıya götürdüğü gibi! Yamyam fareyi de kendinden sanan diğer fareler yanına varınca yamyam farenin yiyeceği olmaktadır. Fetö din-iman vurgusuyla bu halkın gönlüne girmiştir. Ama o gönülde hizmet değil bomba gibi durmuştur.
Bu örgüt, bu millete, ‘Ordu cami bombalayacak’ yalanına dahi inandırmıştır. Peygamber ocağı TSK, hiç kendi milletini, gazi meclisi ve camiyi bombalar mı? Bombalayanlar asla ve asla Türk ordusunun mensubu değildir. Onlar beynini kiraya vermiş, bir sahtekâra taşeron olmuş satılık ya da ihanete programlanmış zavallılardır.
Cumhurbaşkanının, Başbakanın ve devletin bu terör örgütü ile mücadelesinde sen-ben demeden birlik içinde yardımcı ve destek olmalıyız. Ama yapılan haksızlıklara ve hatalara da ‘HAYIR’ diyerek.
Söz konusu olan devlet ve millettir. Ordusuz millet, milletsiz ordu asla düşünülemez.”
Çok güzel ve doyurucu bir sunumdu. Bu sunumu bizlere sağlayan Türk Ocağı başkan ve üyelerini candan kutluyorum. Sayın Mustafa Önsel’e de hayırlı ve uzun ömürler diliyorum.
Esen kalınız.