Nazım Peker
Nazım Peker

TSK Dizginlendi-Balyoz Gibi Cezalar

Uzun süredir beklenen BALYOZ davası nihayet sonuçlandı ve kararlar açıklandı. Pek az kesim hariç kimse kararlardan memnun olmadı.
 
Bunun gerekçesi;
1-  Mahkemenin siyasi olduğundan,( Asılsız ihbarlarla açıldığından)
2-  Duruşmalarda savunma hakkının gasp edildiğinden,(Avukatlara ve sanıklara savunma hakkı ya verilmemiş ya da çok kısıtlı tutulmuştur)
3-  Özkök Paşa’nın ifadesi alınmamıştır. (Olaylardan haberdar olan birisisidir)
4-  Önce siz beşer dakika ile savunun sonra esas savunma hakkınızı vereceğiz kurnazlığı yapılmıştır. (Daha sonra verilen bu söze rağmen karara geçilmiştir)
 
Kararlara yurt içinden olduğu kadar yurt dışından da tepkiler oldu. Batı basınının ortak yorumu, “TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’nin böylece DİZGİNLENDİĞİ” yönündedir. TSK’nın dizginlenmesini; İsrail, Pkk, KCK, BDP başta olmak üzere Barzani, İran, ABD, Rusya, Ermenistan, Yunanistan ve kendilerinin çıkarlarına engel gördükleri bütün ordu düşmanları ister.
 
Bu kararlar; bütün ordu ve Türk milleti düşmanlarını sevindirmiş ve derin bir “OHHHHH!” çektirmiştir
 
Bu davaların genel amacı; İHTİLALLERE ve demokrasi dışı eylemlere “DUR” demek miydi?
 
Yoksa gerçekten de Türkiye’de bir dönüşümün ve ileride burnumuzun dibinde ve ülkemiz topraklarının bir kısmında kurulması düşünülen “YAHUDİ-KÜRT DEVLETİ” kurulmasının önünde en büyük engel olan Türk Ordusu’nun dizginlenmesi ve sindirilmesi midir?
 
Karar sonuçlarına ayaküstü yorum yapan S. Başbakan’da kararlardan memnun olmamış olacak ki, “Bu işin YARGITAY boyutu var. Gerekçeleri görmeden yorum yapmak doğru olmaz. Umarım oradan uygun bir karar çıkar.” Dedi.
 
Bunu nasıl yorumlamak gerek; demek ki Başbakan, ya halka oynuyor ya da gerçekten de kararlardan rahatsız. Varın yorumu siz yapın.
 
Adalet. Herkesin bir gün ihtiyacı olan bir yüce duygudur. Bunun yapılmasına HUKUK denir. Hukuk ise “ ADALET DENEN YÜCE DEĞERE ULAŞMA” yeridir.
 
Balyozda bu gerçekleşmiş midir?
 
Basını takip edin, hukukçuları dinleyin olmadığını göreceksiniz.
 
Ben şahsen hükümetlerin sandıklarda getirilip- götürülmesini savunan biriyim. Kaldı ki, mevcut ANAYSA’mız TSK’ya “ Anaysal düzeni, demokrasi ve Cumhuriyeti koruma ve kollama görevini vermiştir.
 
Çetin Doğan Paşa’nın birkaç kere belirttiği gibi yapılanlar” hukuka ve Anayasa’ya uygun” olan görevlerdir.
 
Engin Alan Paşa. Başbakan’a ayağa kalkmadığı için cezalandırılmıştır. Bu kararla, pek çok Türk subayının geleceği elinden alınmış, vatana hizmetten resmen men edilmişlerdir. Bunun hesabını kim, kime nasıl verecektir?
 
Bu davanın bir başka yönü de; Türk toplumuna ve Türk adaletine; KİN ve İNTİKAM kavramının getirilmiş olmasıdır.
 
İslam, kini ve intikamı asla benimsememiştir. İslam, affa ve bağışlamaya, hoşgörüye değer ve kıymet verir. Eyleme Geçmemiş düşüncelere günah yazmaz.
 
Ben şahsım adına; bu kararlarla Türk HUKUK ve ADALET sisteminin ve Türk YARGIÇLARININ çok kötü bir sınav verdiği ve kırık not aldığıdır.
 
İşin ucunda, temyiz yolu vardır ki, ona da fazla güvenmemekteyim. Zira perşembenin gelişi ne yazık ki çarşambadan belli olmuştur.
 
Bu yazımı biraz uçuk olarak değerlendirenler elbette olacaktır. Ben Türk adalet ve hukuk sisteminin son yıllarda siyasallaştığı ve cemaatleştiği kanaatindeyim.
 
Öyle olmasaydı S. Başbakan,“ O ayağa kalkmayan paşanın nerede olduğunu gördünüz değil mi?” BDP’li vekillerin dokunulmazlıkları konusunda da, “Biz yargıya gereken talimatı verdik.” Diyebilir miydi?
 
Bizi iyi günler beklemiyor. Türkiye S.Başbakan ve bugünkü yargı sistemiyle hızlı bir KİN ve İNTİKAM’laşmaya gitmektedir. En büyük zararı başta yargı mensupları olmak üzere bu aziz ve asil millet görecektir.
 
Cezalar adalet duygusundan mahrum, BALYOZ gibi indirilmiştir.
 
Esen kalınız

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!