Nazım Peker
Nazım Peker

Terörü Önlemede Ne Kadar Samimiyiz?

Terör ülkenin birinci sorunu olup çıktı. Hükümet ve Başbakan’ın onca tavizlerine rağmen; terör azalmadı arttı. Artmakla da kalmadı gemi azıya aldı. Devleti ve hükümeti zora soktu.
 
Şimdi ne yapılacak onu konuşmak gerekmez mi?
 
Paşalar, Silivri ve Hasdal’da çile çekip kendilerine uygulanan zulmün ne zaman biteceğini hesaplamaktalar. Paşasız kalan orduyu, valiler idareye başladı. Hakkâri valisi bu işi kotarmaya çalışmakta imiş. (Basının yazdığı kadarıyla)
 
Hükümet ve Başbakan, üçüncü kez büyük bir çoğunlukla iktidar olunca kerameti kendilerinden bildiler. Terörü bitirmenin yollarıyla uğraşacakları yerde; Cumhuriyetin değerleriyle uğraşmaya, soyundular. Samimi iseler bunu da terörü önleme uğruna yaptıklarını söylemekteler.
 
Ne Mutlu Türküm Diyene!” Sözünün terörü ne kadar azdırdığını sanmaktasınız? İstiklâl Marşımızın, Andımızın, terörü niçin azdırdığını bilen var mı? İstatistiği tutulmuş mudur?
 
Atatürk’ün ve vecizelerinin terörü ne kadar şımarttığı gerçekten biliniyor mu?
 
Bunları niçin yazdım bilir misiniz?
 
Hükümet, bu işlerle uğraştığı kadar terörü bitirmeyle samimi şekilde uğraşmış olsaydı terör böyle azar-şımarır mıydı?
 
Zannetmiyorum.
 
Tavizler verdiniz, yukarıda saydıklarımı kaldırdınız terör bitti mi, bırakın bitmeyi azaldı mı?
 
Cumhuriyet Bayramı’nı statlarda kutlamanın, caddelere, “Ne Mutlu Türküm Diyene!” yazmanın, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı coşkuyla kutlamanın terörü ne kadar artırdığını iddia edebilirsiniz?
 
Yasakladınız ya da yasaklama girişiminde bulundunuz. Veya popüler deyimiyle kutlamaları “ILIMLAŞTIRDINIZ” terör bitti mi, azaldı mı?
 
Aksine arttıkça arttı.
 
Öyle arttı ki, sizleri konuşamaz veya yanlış ve hatalı konuşmaya kadar götürdü. Foca ve Gaziantep olayları karşısında, “Üç, beş Mehmet ölmeyle TBMM’si toplanır mı?” saçmalığını gösterdiniz. Oysa Mehmetler bu vatan için ŞEHİT olmaktaydılar. Anaların ocağına ateşler düşürdünüz. Düşen ateşler her geçende de artmakta.
 
Eğer bu yasakladıklarınızı gerçekten de terörü bitirme uğruna yaptıysanız; durup bir düşünün!!!!!.
 
Ve şu kararı alınız; madem bu tavizlere rağmen terör bitmiyor. Hükümeti daha da zora sokmakta; öyle ise verdiğiniz tavizlerin tümünü geri alınız. Irak’tan ve Suriye’den görülecek şekilde dağa, taşa çok daha iri harflerle, “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!!” yazdırınız, dev boyutta AL BAYRAĞIMIZI sınırlara astırınız. Okullarda ve statlarda yasakladığınız Millî bayramlarımızı daha bir coşku ile kutlayınız ve kutlanmasını sağlayınız. Andımıza daha bir gür söyletiniz.
 
Efendim “Avrupa Birliği sözleşmeleri var” demeyiniz. Hangi konuda bu sözleşmelere uymaktasınız? Avrupa Birliği üyelerinin hangisinde bu kadar uzun tutukluluk süresi vardır. Bu kadar asılsız iftiralarla tutuklama yapılmaktadır?
 
Ben hükümet olsam, verdiğim tavizlerin hepsini bir kalemde geri çeker, halka da” Kusura bakmayın biz terör dursun, akan kan dinsin adına bunları vermiştik. Sizlerden özür dileriz. Yanlışımızdan dönüyoruz, verilen tavizleri de yeniden alıyoruz!” diye açıklama yaparım. Siz tavizlerle, Devletin dinamiklerini ve direncini zayıflatmaktasınız.
 
Terör ancak; ciddiyet, samimiyet ve omurgalı duruş ile önlenir.
  Gerisi suya yazı yazmaktan, ülkeye ve ülke insanına zarar vermekten başka bir şey değildir. Samimi olmak ve samimiyettir esas olan.
 
Esen kalınız.   
 

NOT: S. Başbakan terör ve geldiği noktadan. BDP’nin ve eş başkanının açıklamalarından oldukça rahatsız. (Cnn Türk Tv’de gazetecilere yaptığı açıklama?

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!