Nazım Peker
Nazım Peker

Suriye’de Oynanan Yahudi-ABD Oyunu

Benim candan aziz okurlarım! Ülke ve dünya gündemi öylesine etken ve kaygan ki, takibinde bile zorlanmaktayız. Kalkınmış ve egemen güçler, dünyamızı kendi çıkarlarına göre şekillendirme gayretindeler.

Madde sıkıntısı çeken bu ülkeler, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerine göz dikmişler bunları, kendi ülkelerine nasıl aktarmanın hesabındalar. Onun içinde acımasız, merhametsiz ve vicdansız bir projeyi uygulamaya sokmuş durumdalar. Bunun adı kimi zaman BOP-Büyük Ortadoğu Projesi, kimi zaman Arap Baharı, kimi zaman ileri demokrasi, kimi zaman insan hakları olabilmektedir.

İsim ve kavramlar ne olursa olsun, sonuç ve netice; uygulanan ülkelerde kaos, gözyaşı, acı ve ızdırap olarak kendini göstermektedir. Bunlar, Mısır ve Tunus’a Arap Baharı demekteler. Utanmadan Libya’daki harekete de bu ismi vermektedirler. İnsaf be, edep ya hu!! Siz Libya’yı hava ve karadan işgal etmediniz mi? Bunun neresi bahar?

Etrafımızdaki bu olaylar, birilerinin bize dayattığı ve çok güzel söylemlerle alaladığı gibi hiç değil. Maksat ileride süper güç olması muhtemel olan Türkiye’nin, dolayısıyla da Türklerin önünü kesmeye yönelik plan ve projelerdir.

Bu gerçeği, aklı başında hiçbir Türk evladı göz ardı edemez, etmemelidir. Etmek,  gaflet ve delalet değilse düpedüz HIYANETTİR.

09.04. 2012 günü Sabah Namazından sonra tv kanallarını gezmekteydim. “TV 8” de Tayfun Talipoğlu’nun programı ilişti gözüme. Hatay’da Suriye’yi ve Suriye olaylarını konuşmaktaydı.

Suriye’de olup bitenler meğer bir kurgudan başkası değilmiş. Hatay Ticaret Odası Başkanı, “Bu düzmece Suriye olayları ve bizim bunlara hatalı olarak müdahil olmamız; Hatay’ı dolayısıyla da ülkemiz ekonomisini vurmuştur. Suriye’ye saatte yüz tırın geçiş yaptığı günlerden ayda yüz tırın geçtiği günlere geldik. 2 milyar dolar ihracatımız vardı, iki milyon dolara kadar indi. 14 otel inşa edilmek üzereydi sadece 2’ si inşaata başladı. Güya bu kayıpları RORO şeklinde deniz yoluyla becereceklermiş. Buradan çıkış yapan bir tır, en geç dokuz günde tekrar giriş yapabilmekte. Deniz yoluyla bu en iyi ihtimalle 20-30 günü bulacaktır. Hatay, İstanbul’dan sonra en fazla tır filosuna sahip bir şehirdir. Şimdi bu tırlar yatmakta, taksitleri nasıl ödenecek? Misafir ettiğimiz Suriyeli göçmenler, kendilerine verilen mamaları, bezleri, giyecek ve yiyecekleri çok ucuza satmaktalar.”feryadındaydı.

Bir başka esnaf, “Hatay’dan Suriye’ye günlük yedi otobüs kalkmaktaydı şimdi haftada dört otobüse indi. Günlük 2 milyon dolar para geliyordu ve bu paralar künefeye, giyeceğe, yiyeceğe harcanıyordu. Şimdi gelmiyor.” Sızlanmasında.

Bir Suriyeli, “Ben Lazkiye’nin bir köyündenim. Şehirlerin merkezlerinde bu tür eylem ve isyanlar yok. Ancak varoşlarında bu tür isyancılar var. Onların da niyetleri belli! Türkiye’ye gelenlerin tamamı masum değil ki, pek çoğu ayrımcı ve satılmışlar. Bunların sayısı 150 bini geçmez.” Tespitinde.

Suriye’nin iç işlerini, birilerinin dümen suyuna girip bu kadar kaşımanın ve ülke aleyhine bir konuma getirmenin kime ne faydası olacak?

Suriye’de halkın, yüzde 98’i Beşar Esad’dan yana ve gitmesini de istemiyorlar.

Beşar Esad’ın gitmesini isteyenler; ABD- İsrail ile BOP’da kendilerine görev verilmiş olanlar ile ABD’ye koltuklarından-makamlarından bağlı Arap liderleri ile şeyhleri ve sultanlarıdır,

Onların, olmak ya da olmamak sıkıntısı var. Bize ne oluyor da bu kadar ABD’nin kuyruğuna takılarak; Suriye’ye savaş durumuna geliyoruz, İran ile köprüleri atıyoruz? İran bize değil ki biz İran’a muhtacız. Doğalgazın ve petrolün İran’dan değil mi?

 “Sıfır sorunlu komşuluk” diyerek sorunsuz komşularımızı tükettik,

Allah sonumuzu hayreylesin; “Bindik bir alameti gidiyoruz kıyamete” misaliyiz.  Umarım gerçekler tez zamanda görülür ve hatadan da dönülür.
 
Esen kalınız.                                                                             

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!