Olmayan bir Kürt sorununu, PKK terör sorunu ile eş tutup bu ülkenin üniter yapısına, milli bütünlüğüne ve bin yıllık kardeşliğine kıymak isteyenler var. Bu millet, dün nasıl buna müsaade etmediyse bugün de izin vermeyecektir. Bunu, dost-düşman dünya âlem böyle bilsin.
Sorun yok mu sorusu akla gelebilir.
Elbette sorun var. Bu sorun, Kürt kimliği üzerinden yürütülen Türkiye’nin parçalanması, başta suları olmak üzere yer altı zenginliklerinin ABD ve Batı ülkelerine aktarılması sorunudur.
Kürt kimliği taşıyan yurttaşlarımız, dünde bugünde bu soruna alet olmamışlar, Kürt-Türk çapraz evliliğini asla bozmamışlardır. MHP milletvekili Sayın Yusuf Halaçoğlu’nun dediği gibi tehcir harekatında kendilerini KÜRT kimliği ile kamufle eden Ermeni soysuzları ile onların, dolayısı ile dış güçlerin maşası olan PKK terör örgütünün dayatması bir sorundur sorun diye adlandıran.
Sorun deniyor da sorunun ne olduğu asla belirtilmiyor.
Nedir KÜRT sorunu? Bu muğlâk ifadenin içinde neler var? Bu çerçevenin içine neler konulmak, neler dayatılmak isteniyor?
Belli mi? Onların ki, eyalet, yarı bağımsızlık değil, bölünmüş ve bağımsız bir Kürdistan’dır istedikleri. Verecek misiniz, evet diyecek misiniz?
PKK’nın TBMM’indeki uzantıları da hep aynı şeyi söylemekteler. Haricen öğrendiğime göre de pek çoğunun toprak ağası olduğudur. Elbette böyle bir imkânı ellerinden kaçırmak istemezler.
Hükümet, bilerek ya da bilmeyerek yanlış bir KÜRT açılımı politikası oluşturarak kendi hareket eksenini daraltmıştır. Kendi kendisini tavizler vererek bağlamıştır.
İstediler: Kürtçe enstitüler açmadık mı? Kürtçe kurslara izin vermedik mi? Kürtçe kaset ve müzik yapılmasına hayır mı dedik? Devlet eliyle Anayasa suçunu göze alarak TV kanalı kurmadık mı? Konya’da, Ankara’da, İzmir ya da bir başka vatan köşesinde çalışmalarına, kebap, lahmacun işletmelerine olmaz mı dedik? Acaba Şırnak’ta, Diyarbakır’da, Hakkari’de bir Konya etliekmekçisi, İnegöl köftecisi var mı ki?
Olmayan bir KÜRT sorunu çözmeye AKP angajman olmuş iken sayın K.Kılıçdaroğlu’nun koltuk pahasına çözmeye soyunması, devamlı aşağılandıkları AKP ve Sayın Başbakan ile işbirliğine soyunmasını nasıl anlamalı, nasıl yorumlamalıyız? Olmayan sorunun çözümüne MHP’yi de ortak etmek için gayretin altında yatan nedir?
Oy uğruna mı, yoksa gizli bir amaç için mi?
Bölge halkı, bu oyundan da bu sorundan da bıkmış, usanmış vaziyettedir. Devletin yokluğu PKK’yı şımartmış, bölge insanını Pkk’nın etki alanına sokmuştur.
Şuna adım gibi inanıyorum ki, devlet şefkat eliyle oralara hakim olsa, olabilse ne PKK kalır ne de Kürt sorunu!
Şimdi denilebilir ki, bu terör, bu sorun otuz yıldır neden çözülmüyor?
İşin üzerine gayretle gidilmiyor ki, kesintili bir gidiş, arada bir duruş, dış güçlerin telkin ve tavsiyeleri, BOP’un eşbaşkanlığı sıfatları hep bu işi gevşek tutturmuştur. Rahmetli Türkeş, “Bu iş, altı ayda ekonomisiyle, sosyoloğuyla, eğitimiyle, silahlı güçleriyle çözülecektir.” Derken bunları işaret ediyordu.
Yanlış teşhislerle yanlış tedavi edilirse tedavi, sonuç vermez.
Ayrıca PKK ve terör odaklarıyla şurada burada görüşeceksiniz, istenen tavizlere “HE” diyeceksiniz. Halktan da korkup, “Görüşen şerefsizdir.” Laf çambazlığında bulunacaksın. Sonrada “Terörle mücadele kesintisiz sürecek, ta ki silah bırakana kadar” diyerek; bu milletin yavrularını hain Pkk kurşunlarına hedef edeceksin.
İşte bu sürece ne yazık ki Yeni CHP’de dahil olmuştur. Kala kala bir MHP kalmış ve bu konuda da omurgalı bir tavır sergilemektedir. Başta Genel Başkan Sayın Dr. Devlet Bahçeli ve kadrolarını kutluyorum. Allah (cc) yar ve yardımcıları olsun. Bu millet, onları ne zaman anlayacak onu da merak etmekteyim.
Yoksa bu aziz millet, celladına aşık mı olmuş vaziyette.
Esen kalınız.
NOT: Saygıdeğer okurlarımın, aziz milletimin, İslam âleminin Berat Kandilini kutlarım.
