Bu, en hafif tabiriyle basit bir terbiyesizliktir. Siyasette hasımlarınızı kızları üzerinden vurmaya çalışmak; bitmişliğin ve tükenmişliğin sıradan örneğidir.
Sosyal medyada kimi densizler, bu tür paylaşımlara çanak tutmaktadırlar.
Kızlar da erkekler gibi elbette zamanı gelince yuvadan uçarlar, kendi yuvalarını kurarlar. Buna bizim kültürümüzde “evlilik” denir. İki ayrı insanın yeni bir yuvada yeni bir evde yeni bir AİLE oluşturmasının adıdır evlilik. Bundan bizim kültürümüz, mutluluk ve kıvanç duyar. Aile, Türk toplumunun temel taşıdır. Bu temeli kimsenin bozmaya hakkı da haddi de yoktur.
Bu tür rezillikleri de bu tür rezilliği yapanları da, bu tür rezilliğe çanak tutanları da nefretle ve şiddetle kınıyorum, lanetliyorum. Allah’ın laneti bunların üzerine olsun.
Bu tür rezillikler genelde de; siyasetçilere yapılır. Bunu yapanların çoğunluğu da yine siyasetçidir. Satılmış ve kiralanmış ağızlarla, kalemler de bu tür rezilliğin yayılmasında kavatlık ederler.
Anne ve babaların çocukları özellikle de eşleri ve kızları üzerinden bu tür kepazeliklerle vurulması ne şıktır, ne hoştur. Ne de kabul edilir bir iş değildir.
Gel gör ki bunun önünü yine; güya Müslüman olduğunu iddia eden bir cemaat ile bu beyler açmışlardı. Pek çok siyasetçi, kaset siyasetiyle ya devre dışı bırakılmış ya da susturulmuştu. Yakın geçmiş, bu tür rezilliklerle doludur. Bu rezalet, asla unutulacak değildir.
Pek çok paşaların, siyasetçilerin, bilim ve düşünürlerin; yatak odaları dinlenmiş kızları ve ailelerinin montaj kasetleriyle perişan edilmişti.
“Ne özeli ne özeli genel genel!!!” diyeceklerine: bir EMPATİ kursalardı ya!
Bu tür rezillik, MHP’li Meral AKŞENER’e, CHP’li Gürdal MUMCU’ya. Kimi paşaların kızlarına ve benzerlerine yapıldığında da biz yine ayağa kalkmış, ayıplamış ve kınamıştık.
O zaman; şimdiki mağdurlar, kıs kıs bıyık altından gülüyorlardı. Bizler, “Etmeyin beyler! Bu rezalete göz yummayın, yarının neler getireceği belli olmaz. Aynı silahlar size de dönebilir” dedikçe duymazdan, görmezden gelinmişti.
Ey büyük Allah’ım! Sen büyüksün ki, bu dünya da bile yapanın yaptığını yanına bırakmıyorsun.
Durum ve şartlar ne olursa olsun, bu tür kepazelik ve rezillik: Türk terbiyesi ve Türk kültürü almış, bu değeri: İslam ile de yoğurmuş asil bir milletin evlatlarına hiç yakışmaz. İnsanın ağzı kirlenir.
Siyasette edep ve adap ölçüleri dışına çıkmak bu asil ve necip millete hiç yakışmaz. Bu tür şeyler, asılsız ise İFTİRA, değilse dedikodu olur ki, İslam: bunu kesimlikle yasaklamış ve haram kılmıştır. Biz, bu konuda mürekkep yalamadık amma.. Yine de bir hatırlatalım istedik.
Siyaset, Türk’e yakışır bir olgunlukla: edep ve adap içinde olmalıdır. Bu tür iftira ve dedikodunun, sanası banası olmaz.
Esen kalınız.