Bu yazımı, gönlüm sızlayarak, ellerim titreyerek Gara’da PKK’lı şerefsiz eli kanlı katillerce şehit edilen 13 vatandaşımızın acısıyla yazıyorum. Hepsine Tanrı’dan rahmet kederli ailelerine de başsağlığı ve sabır diliyorum. Sabretmek kolay oluyorsa!..
Bizlere bu acıyı yaşatanlar, dün göz yumduklarımız ve dokunmayın dediklerimiz değil midir?
Tenkit değil iyi niyetli bir bakış ve tavsiye ile:
İŞİD, PKK ve ilintili terör örgütlerine yüz vermeyip, devlete sızdırmayıp, bağlantılarını kesip, para kaynaklarını kurutabilseydiniz.
Kuzey Irak’ta oluşan sözde Kürt devletinin maaşlarını ödemeyip, ceplerine kırmızı pasaport koymasaydınız.
Bu bölgenin imarı için para aşkına müteahhit göndermeseydiniz.
Barzani’ye devlet kurması için gerekli para göndermeseydiniz.
Bu bölgenin haberleşmesi için, TÜRKSAT üzerinden yayın izni vermeseydiniz.
Barzani’ye VİP değeri vermeyip, kırmızı halıda Şanlı Türk bayrağının yanında paçavralarıyla karşılamasaydınız.
Bunlara Nevşehir’de Eğit-donat gönder hizmeti vermeseydiniz.
Parti kongrelerinizde başındaki konfetiyi temizleyerek şeref kürsüsünde ağırlayıp, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışlatıp, değer vermeseydiniz.
Oslo’da, Dolmabahçe’de tavizler vermeseydiniz.
Habur’da lahmacun yedirerek alkışlayıp göndermeseydiniz.
Ayaklarına çadır mahkemeleri kurdurup yargılatma ayrıcalığı sunmasaydınız.
Diyarbakır’da ölen teröristlere ağıt yakmasaydınız.
Açılım adı altında teröristleri şirin göstermeyip, AKİL ADAMLARI il il dolaştırmasaydınız.
Yılanın başı, bebek katilini İmralı’da beş yıldızlı konfor hayatında yaşatmasaydınız.
Devletin subaylarını, gizli tanık diye Pkk’lı teröristlerin ifadeleriyle yargılayıp, mahkûm etmeseydiniz.
Terörist başının aranan kardeşini oy için TRT’ye çıkarıp konuşturmasaydınız.
Bugün HAİN dediklerinizi şanlı ve gazi TBMM’ne sokmasaydınız.
Bebek katili APO için methiyeler düzmeseydiniz.
Ergenekon savcısı olup, şanlı TSK’yı tarumar edip yıpratmasaydınız.
Teröristlerle MÜZAKERE yerine adam gibi MÜCADELE etseydiniz.
“Hoca efendi, beğenin ya da beğenmeyin o bir kıymettir” diye FETÖ’yü devlete taşımasaydınız.
Yargıyı, emniyeti, şanlı TSK’yı şerefsiz vatan haini FETÖ imamlarına teslim edip kadrolaşmalarına izin vermeseydiniz.
Her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık. Bize Türklükle de gelmeyin demeseydiniz. T.C’leri kaldırıp, Cumhuriyetin kazanımlarını babalar gibi satmasaydınız.
Devletin varlık nedeni mahrem olan KOZMİK ODAYI açtırmasaydınız.
Andımızı kaldırıp, milliyetçiliğe ve Türklüğe savaş açmayıp, Türk düşmanlarını cesaretlendirmeseydiniz:
Bugün ekonomimiz çöker miydi, Enflasyon fırlar, döviz uçar, işsizlik artar, sefalet başlar mıydı, 16 yurttaşımıza kıyılır, itibarımız sıfırlanır, ABD iç işlerimize burnunu sokabilir miydi?
Bütün bunların sıkıntısını şimdi kim çekiyor? Acı gerçeklerle yüzleşen kim? Benimkisi iyi niyet yazısıdır. Umarım ders alınır, hatalar tekrarlanmaz. Şahıslar, hükümetler geçici, devlet kalıcıdır.
Tekrar söylüyorum: son zamanlarda yaptığınız milliyetçi söylemlerle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk demelerinizle, kahramanlık ve hamasi konuşmalarınızla bu kadar günahın üstünün örtülmesi olası mı?
Tanrı Teâlâ bu asil millete yıllarca çile çektirip, acılar yaşatanların iki cihanda yüzü gülmesin, iki yakası da bir araya gelmesin.
Esen kalınız.
