Nazım Peker
Nazım Peker

Problem 60-66 Ay mıydı?

Benim candan aziz okurlarım! Başımızı ellerimizin arasına alıp şöyle bir düşünelim; Milli Eğitimin meselesi-problemi; atanamayan öğretmenler mi, Üniversite sınavında her geçen yıl sayıları artan SIFIR çekenler mi, kayıt parası alanı yakarım diyerek halka hava atıp ardından da: yakıtını bulasın diyen bir sistem mi, okulların kalabalık sınıfları mı? Öğrencilere bir türlü veremediğimiz, çağı yakalayacak bilgi ve beceriler mi?

Yoksa evet yoksa, okula başlama yaşının 60 veya 66 ay olması mı?
 
Hangisi?
 
Bu 60-66 ayın arkasında bir hinlik var ama çözebilmiş değilim. Onca problem ve sıkıntı dururken meseleyi okula başlama yaşının indirilmesine odaklamak; bir sinsi programın ayak sesleri değilse bir cehaletin işidir.
 
Sayın Bakan ve Sayın üst düzey Bakanlık bürokratları, ilkokul yıllarına bir gitsinler. Özellikle de birinci sınıf günlerine bir dönsünler.
 
Dönsünler ki, neler yaşadıklarını teker teker hatırlasınlar!
 
Yedi yaşın özelliği, görme kaslarının tam olarak gelişmesi idi.
 
Ülke hormonlu ve GDO’lu yiyeceklerle iç içe getirildi. Süte bile alışamayan anatomiye sahip bir nesille karşı karşıyayız. Bütün bunlar bilinmekte iken okula başlama yaşının 60-66 aya çekilmesinin arkasındaki gerçek niyet nedir?
 
5 bilemediniz 5,5 yaşındaki bir çocuk, kelimenin tam anlamıyla ana kuzusudur. Tv’deki bazı bayan velilerin dediği gibi, “Çişini dahi söyleyemeyen, pantolonunu giyip- çıkaramayan” bir insan kütlesiyle karşı karşıya kalmaktadır eğitim sistemimiz.
 
Bu çocukların değil göz kasları, parmak kasları bile tam olarak gelişmemiştir.
 
Dikkatleri yedi yaş gurubunda bile en fazla yedi dakika iken bunlarda kaç dakika dikkat süre olduğu araştırılmış mıdır?
 
Vefakâr ve cefakâr elleri öpülecek öğretmenlerimiz, karşılarına aldıkları bu 60- 66 aylık bebelere ders mi anlatacak, çişim geldi diyenlerin çişleriyle mi ilgilenecek, uykuya dalan bebeleri uyandırmakla mı uğraşacaklar?
 
İş bununla da kalmıyor ki? Bir de evlilerin okula devamı meselesi var!
 
Bu nasıl olacak?
 
Evliler, eğitimlerini okula devam ederek tamamlayacaklarmış.
 
Anne olan kızların, annelik görevlerini nasıl yapacakları düşünülmüş müdür? Emzirme odaları, bebek altı değiştirme odaları, emzirme izinleri nasıl çözülecek? Nasıl bir çözüm getirilecek merak etmekteyim.
 
60-66 aylık bebeler okullarda ezilecekler. Bu ezilmişlikle hayata küskün, kindar olarak merhaba demeyecekler mi? Toplumu ezme ya da intikam duygusuyla işe başlamayacaklar mı? Bunların psikolojileri nasıl onarılacak?
 
Yoksa bütün bunların altında emperyalist ülkelerin Türk toplumunu ezme, yıldırma, bezdirme planları mı yatmakta? Ben böyle düşünmekteyim, İnanın bunu M.E. Bakanı Sayın Ömer Dinçer dahil hiçbir AKP’li de düşünememektedir.
 
Ezilen ve yıldırılan toplumları idare etmek, yönlendirmek ve gütmek daha kolaydır. Bu uygulamanın, ardında da bu mu yatmakta yoksa?
  Bunların hepsine ideolojik veya siyasi yaklaşım diyenler olabilir. Ben o arkadaşlardan, bu uygulamaya mantıklı, tutarlı cevaplarını( [email protected]) adresime bekliyorum. Aldığım cevapları da köşemde sizlerle paylaşmaya söz veriyorum.
   
Kaldı ki ben, emekli yaşının da 65’e çekildiği bir Türkiye de bu uygulamanın; bir ideolojik düşüncenin eseri olduğuna inanıyorum.
 
Esen kalınız

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!