Nazım Peker
Nazım Peker

Özel Mahkemeler Gerekli midir?

Türkiye yeraltı ve yer üstü zenginliklerinin yanında doğa güzellikleriyle de başka ülkelerin ilgi odağı olmuş, olmaya da devam edecektir. Bu topraklar, Allah (cc)’ın bu aziz Türk milletine sanki bir armağanıdır.
 
Türkler bu toprakları, XIII. yüzyıldan beri kendine yurt yapmış ona, kan ve can vermiştir. Bu topraklar, bu milletin anavatanı olmuş ve öyle olmaya da devam edecektir.
 
Onun içindir ki, kalkınmış ve hammadde darlığı olan ülkeler, bu topraklara ilgi duyacaklar ve bazı emellerini gerçekleştirmeye çalışacaklardır. Bunu normal karşılamak gerekir. Benim idealimde de böyle şeyler olmalıdır. Neslim için ve neslimin geleceği için bazı plan ve projeleri uygulamaya sokmam gerekir.
 
Bu kısa izahtan sonra gelelim işin özüne.
 
Bu ülke ve bu millet, zaman zaman silahlı güçlerin işgal girişimlerine sahne olmuş. Kan ve gözyaşı dökmeye mecbur edilmiştir. Sıcak savaş döneminin sona erdiği bu yüzyılda; kalkınmış ülkeler diğer ülkeleri, kandırdıkları vatandaşlarının ihanetleri ya da o ülke içindeki bazı etnisiteleri kışkırtarak emellerine ulaşmak istemektedirler.
 
Böyle olunca ülkemiz kaos ortamına sürüklenmektedir.
 
Türkiye, bu kaos ortamlarını yaşamış ve yaşamaya da devam etmektedir. Bu kaos ortamının davalarına bakacak ve süratle sonuçlandıracak adı ne olursa olsun “Özel Mahkemeler”e ihtiyaç vardır.
 
Bugüne kadar bu mahkemeler olmuştur. İstiklal Mahkemeleri, Devlet Güvenlik Mahkemeleri, Özel Yetkili Mahkemeler gibi.
 
Bunun sakat tarafı, günümüzde var olan ÖYM’lerin yaptığı gibi değil. Çünkü bu mahkemeler çok mağdur türetmiş, yarası güç telafi edilecek uygulamalara başvurmuştur. Pek çok akademisyen, bilim adamı, siyasetçi, yazar-çizer-düşünür, asker, işadamı suçunun ne olduğunu bilmeden hapsedilmişlerdir. Bu mahkemeler adaleti, öyle tahrip etmiştirler ki, kimi zaman gırgır mahiyetinde yazılımlara ve karikatürlere konu olmuşlardır. “Suçum ne, beni ne zaman mahkemeye çıkaracaksınız?” serzenişlerine, “Hele yata durun bakalım. Gazeteleri tarayalım, isimsiz ihbar mektuplarını bir alalım. Elbet size de bir suç bulacağız!!” türünden yazılar basında çıkmaya başlamıştır.
 
Bu, hem mahkemelerimize hem de mahkemelerimizde görev yapan hukuk adamlarımıza ve adalete olan güveni büyük ölçüde tahrip etmiştir, kökünden sarsmıştır. Adaletin terazisi yanlış tartar hale getirilmiştir.
 
12 Eylül’de Ülkü Ocakları ve MHP iddianamesi bile 300 sayfa dolayında iken; bugün Ergenekon, Balyoz, Ayışığı gibi toplu görülen davaların iddianamesi 5 milyon (Beş milyon) sayfa tutarındadır ki bunu, ne okumanın ne de hangi sayfasında ne yazılı bilmenin de imkânı yoktur. Danıştay katili Aslan’ın da bu davaya dâhil edilmesi; Aslan’ın, “Ben bunları ne gördüm ne de tanırım” ifadesine rağmen, “Senin aklın başında değil, tanırsın!” tarzında bir davranışın, bırakın modern hukuk devletlerinin hukukunu kabile devletlerinin bile hukukunda yeri yoktur. Bunun adına ceza vermeden zulm etmek denir ki, Allah (c.c) zalimleri hiç sevmez.
 
Onun için bu tür mahkemeler asla ve asla şimdiki ÖYM’ler gibi olmamalıdır. Kişiler ve kurumlar zan altına alınmamalı, kişilikler ve kutsiyetler zedelenmemelidir. Delillerden suçluya gidilmeli. En kısa sürede de sonuca varılmalıdır. Geç gelen adalet asla adalet değildir.”
 
DGM’lerden ÖYM’ lere geldik. ÖYM’ lerden de TMM’ lere gidiyoruz. Adına Üçüncü Yargı Paketi denen düzenleme ile ÖYM’lerin işlevine son verildi. TMM-Terörle Mücadele Mahkemeleri getirildi ki, hukukçuların dediğine göre değişen bir şey yok isminden başka. Eski hamam, eski tas denilmekte. Hatta ve hatta Önümüzdeki yıllarda Cumhurbaşkanlığına oynayan Sayın Başbakan’ın kendi ile ilgili geriye dönük bütün şaibelerinin de üstünün örtüldüğü, soruşturma ihtimallerinin kaldırıldığı bir paketten bahsedilmekte.
 
İddialar doğru ise çok kötü bir uygulamanın önü açılmış olmaktadır ki bunun önünü almak olanaksızlaşır. Kim garanti edebilir ki, “Ayarını bozduğunuz kantarın gün gelip sizi de tartmayacağını?!!!”
 
Esen kalınız
 

NOT: ÖYM’lerin bu paketle kaldırılacağı var sayılmış iken bir Cemaatin baskısı ile devam ettirildiği iddia ediliyor, bu iddia gerçek ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bittiği anlamını taşır ki… Çok vahim bir durum demektir. Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Sayın Başbakan’ın ve sayın bakanlar ile TBMM’nin sayın vekilleri bunu içlerine nasıl sindirdiler veya sindirecekler.
           

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!