Nazım Peker
Nazım Peker

Neden Dokunacaklar- Dokunulacak mı?

57. Hükümet, kaybetme pahasına da olsa 2002 de acı ekonomik reçeteyi uygulayarak: Türk ekonomisini ayakları üzerine kaldırmıştı. Ama acı ilaç O’nu da hükümetten etmiş etmemekle de kalmamış ve çoğu baraja takılarak TBMM’nin dışında kalmıştı.
 
S. Abdullah Gül’ün ve R.T. Erdoğan’ın hükümetleri bu ekonomik düzenlemeyle ilk dört yıl hiç bir şeye zam yapmayarak ve bunu da siyaset malzemesi yaparak, “ Biz onlar gibi değiliz, sık sık zam yapmayız!” diye de afra-tafra yapmaktaydılar.
 
Ne zaman ki deniz bitti, tünelin ucu göründü. Balayı da sona erdi. Ekonomideki yama tutmayan gedikler, kapanamayan bütçe açıkları: “ZAM” denen acı reçetelerle karşı karşıya getirdi. Aşırı israf, “Ali Dibo” yolsuzlukları, TOKİ ihaleleri, aşırı devlet harcamaları bütçeye dikiş tutturamadı.
 
Emeklinin, memurun, işçinin, köylünün, çiftçinin, reel sektörün tıkanması, ekonomik zorluklar üst üste eklenince; işin foyası çıktı. Foya çıktıkça, yapılan anketlerde de kayda değer oy düşüşleri; yeni arayışlara itmekte Sayın Başbakanı.
 
Önce benim ilk bölümünden beri asla onaylamadığım “Muhteşem Yüzyıl” dizisine çaktı: “Benim böyle bir ecdadım yok, son otuz yılı at sırtında geçmiştir!” diye parladı. Sanki bu dizi kendi iktidarları zamanında yayına girmemiş gibi.
 
Ardından BDP’li, G. Kışanak, A. Kurt, S. Tuncel, N.Gür, H. Zenderlioğlu,H. Aksoy, E. Kürkçüoğlu, İ. Baluken, A. Tuğluk, E.Canan’ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istedi ve ekledi:”Pkk ile aralarına mesafe koyamayan, Pkklılar’la kuçaklaşanları yargıya göndereceğiz. Hak ettiler. Gerekeni yargı yapacaktır.” dedi.
 
Sevgili okurlarım siz bunlara inanıyor musunuz? Madem böyle bir niyetiniz var vekillere dokununcaya kadar belediyelerinde iş, aş veren, belediye aracıyla pkk’lı taşıyan belediye başkanlarına dokunsanıza. İşinize gelmeyen CHP’li ve MHP’li belediye başkanlarını iki satır yazı ile görevden alırken BDP’li terörün hamisi konumuna gelen belediyelere Allah rızası için bir dokusanız olmaz mı?
 
Dokunulmazlık dosyaları TBMM’ne inince göreceğiz. AKP’li Kürt kökenli vekiller buna “EVET” diyecekler mi? Dokunulmazlık konusunda AKP’li vekiller bile bunun ciddiyetine inanmıyorlarmış. Onlar, “İyi ki karşımızda ciddi bir muhalefet yok. Olsa bizi darmadağın ederdi” demektelermiş.
 
Öyle görünüyor ki bütün bu hışım, öfke ve efelenmeler: ilk seçimde “HAYIR” diyecek sağ ve milliyetçi seçmenlere yönelik bir “GAZ” alma taktiğidir. Bakalım tutacak mı?
 
Mersin’de ürünü para etmeyen çiftçiler, Antalya’da aynı durumdan rahatsız üreticiler ektiği, emeğini karşılamayan Orta Anadolu insanı daha ne kadar bu durumlara “EVET” diyecekler.
 
Öyle görünüyor ki, başarı ile devam eden yukarı “İVME” aşağı doğru dönmüş gibi görünmekte. Bütün bu çıkışlar ve endişeler de bunun sıkıntısı. Sayıştay, 2011’in 132 denetim raporunu TBMM’ne göndermemiş. Böylece TBMM’de ilk kez KAMUNUN AKİBETİNİ öğrenmekten mahrum kalmış. MHP’li Erkan Akçay,  Sayıştay’ın 132 denetim raporunu göndermemesinin sorumluluğunun İKTİDAR olduğunu söylemekte. “ İktidar müdahalesi olmasa Sayıştay yönetimi keyfi idareyi ortaya koymaz. İktidarın bizzat Başbakan’ın müdahalesi olduğunu” söyleyerek AKP’nin amel defteri kötü, hesap veremedikleri için böyle yöntemlere başvurmaktalar” demekte. 
 
Amaç, “ Üzüm yemek değil bağcı dövmek.” Tutar mı? Bir Atasözümüz: “ KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK” der. Sıkıntının kaynağını anladınız değil mi? OY, oy,oy!!!!!
 
Esen kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!