İslam düşünmeyi, irdelemeyi ve eleştirmeyi emreder.
Müslümanlar ki, düşünmeyi ve tenkidi öteledikleri ve onun yerine biat ve cemaat kültürünü benimsedikleri için perişanlar.
Müslümanların PERİŞAN olduğu ülkelere bir bakalım: Filistin, Yemen, Suriye, Libya, Afganistan, Irak. Bu ülkelerde Müslümanlar perma perişan!.. Kendi ülkelerinden ölümü göze alarak kaçmaktalar. Amma bir başka Müslüman ülkesine değil.
Ne acı ve ne hazin ki, Çan seslerinin duyulduğu, kiliselerin yükseldiği küffar (!) ülkelerine.
Müslümanların MUTSUZ olduğu ülkelere bir bakalım: Mısır, Tunus, Fas, Cezayir, İran, Pakistan, Türkistan, Özbekistan, Azerbaycan, Lübnan, Türkmenistan, Suudi Arabistan.
Şimdi neden diye sormayalım mı? Tüm sonuçların bir sebebi yok mu? Müslümanların PERİŞAN ve MUTSUZ olmalarının sebebi nedir diye sormazsak sonuç hüsran ve utanç verici olmaya devam eder.
Müslümanların MUTLU ve RAHAT oldukları ülkeleri saymaya gerek var mı? Ben bir Müslüman olarak utanıyorum ve hicap duyuyorum: Almanya, Avustralya, Kanada, Fransa, İngiltere, ABD, İsveç, İsviçre, Norveç, Hollanda, Danimarka, İtalya, Yunanistan, Avusturya.
Özetle Müslümanlar, Müslüman dediğimiz ülkelerin tamamında MUTSUZ veya PERİŞANLAR.
Neden diye sormayalım mı? Neden acaba, sonuç bu ise neden ne?
İşe tersinden bakınca Müslümanlar, Müslüman olmayan bütün ülkelerde MUTLU ve HUZURLULAR. Çünkü oralarda hukuk ve adalet var, sömürü yok, rüşvet yok, devlet malını iç etme yok, fikre saygı var, yaradılanı yaradandan ötürü hoş görme var. Mensch ist mensch.=İnsan insandır.
Peki biz, “Huzur İslam’da” demiyor muyduk? Bunu derken biz mi yalan söylüyorduk ya da İslam’da bir problem mi vardı?
Türkiye, Müslüman dünyasında bir istisna ve ilkti.
Neden diye soralım:
Petrolü, parası olduğundan mı? Elbette hayır. Sizde biliyorsunuz ki, bizim petrolümüz de, paramız da yok. İşin garibi para ve petrol o mutsuz ve perişan Müslümanların yaşadığı ülkelerin elinde.
Bizim ülkemiz Türkiye, Atatürk aklı ve ışığı ile Cumhuriyet devrimlerinin getirdiği aydınlık, akılcı ve eleştiri düzeni sayesinde farklı idi. Laiklik bu huzur ve mutluluğun en başta teminatıydı.
Batı bunu gördü ve kıskandı. Türkiye’de huzur bozulmalıydı ki, Müslümanlar huzursuz ve perişan olsunlar.
Atatürk’e düşmanlığı din sanan bir aptallar ve alçaklar dinci sınıfı türettiler. Böylece Devrimlerin ve laikliğin altını oymaya içini boşaltmaya başladılar. Bu sayede Türkiye’yi istisna olmaktan uzaklaştırılacaktı.
Artık ne yazık ki, Türkiye’yi de mutsuz Müslümanlar ülkesi arasına koymamız gerekecek gibi. Eğer uyanmaz ve idrak edemez isek PERİŞAN ülkeler arasına girmeye aday ülke oluruz.
Kur’an, “Düşünmeyenlerin başına pislik yağar” Yunus: 100 demiyor mu? Müslüman ülkelerdeki Müslümanların durumu pislik değilse nedir? Akıllı olmak en doğru yoldur.
Esen kalınız.