AKP ve Sayın Erdoğan, son 10 yıldır Türk siyasetine % 100 hâkim durumdalar. Kendilerini kutluyorum. Kutlamamak ne mümkün! Atalar, “At binenin, kılıç kuşananındır” sözünü boşuna söylememişler.
AKP karşısında dökülen ve nal toplayan MHP ve CHP’nin sayın liderleri, siyaset üretemedikleri için; muhalefet olmanın kolayını, birbirlerine muhalefet yapmakta bulmuşlardır.
Gün geçmiyor ki, bu iki partinin ya genel başkanları ya da sözcüleri bir birlerine laf bindirmesinler.
Bu kimin işine yaramakta?
Elbette AKP ile Sayın Erdoğan’ın. Muhalefeti, muhalefete muhalefet yaptırarak siyaseti ve gündemi istediği gibi yönlendirmektedir. Yönlendirmekle de kalmayıp çoğu zaman dalga geçip, “Türkiye’nin asıl sorunu muhalefetin olmayışı” diyerek alay bile etmektedir.
Peki AKP bunu nasıl başarıyor?
Bu sorunun cevabı, muhalefet tavrının “İbibik kuşu fıkrasındadır.”
Ne Sayın Bahçeli ne de Sayın Kılıçdaroğlu, bu asil millete yönelik, onu anlayan, onun gönlünü okşayan, onun dertlerine derman olacak söylemlerden de politikalardan da uzaklar.
Türk halkı, “Evet AKP her alanda başarısız amma… Anladığımız dilden konuşuyor, bizim gibi davranıyor” demektedir.
Ö. Seyfettin’in Forsa hikâyesinde bir soru cümlesi vardır. “Vatan bayrağın dalgalandığı yer değil midir?” diye
Siz milletin gönlünde bayrak dalgalandırmazsanız, kendi partinizde bile kimselere güvenmez, “kongre” diyenleri İHRAÇ ederseniz; bu, sezgisi yüksek halk size ne diye oy versin? Siz haklı konularda bile konuşmalarınızla, haksızmış gibi konuma düşerseniz, bu vatandaş size nasıl güvensin?
Üstüne üstlük, ABD’yi keşfediyormuş gibi kalkıp birbirinize muhalefet ederseniz, güven ve umut vermezseniz, elbette her seçimde nal toplarsınız. Nal toplayan bir muhalefete de seçmen ne diye oy versin?!
“Efendim vatandaş bizi anlamıyor!” sözü ucuz bir sızlanmadır. Eğer siz, bu asil ve necip millete, güven verin, ümit olun bak vatandaş size nasılda çağlayarak gelir.
Atatürk, bu millete yokluk ve yorgun döneminde bile: “Bir Türk dünyaya bedeldir. Ey yüce Türk milleti! Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” şeklinde umut vermişti.
Bahçeli’nin akıl almaz parti yönetimi, ses vereni ihraç, “olmuyor.” diyen teşkilatları kapat, kimseyi dinlemez ve teşkilatlarına ve delegene bile güvenmezsen; bu halk sana nasıl güvensin? Seni nasıl ve ne diye iktidara taşısın?
Üzülerek tespitimdir ki, MHP’deki bu iç kıyımdan ve Başkanlık yolunun açılmasına vesile olmaktan dolayı kimi MHP’li seçmen: “Ne diye MHP’ye oy vereyim. Gider herif gibi AKP’ye oy veririm.” noktasına getirilmiştir.
Eğer bu, başarılı bir particilik ise gerisini siz düşünün? CHP’nin de MHP’den farkı yok gibi! Muhalefetin muhalefete muhalefet yapması beylere ne kazandıracak?
Esen kalınız.