Hepinizin bildiği gibi milliyetçilik 1789 Fransız İhtilali ile dünyaya yayıldı. Bu sayede Avrupa’da birlik sağlandı, milli devletler kuruldu
Türkiye’de her siyasal kesimin kendine has bir milliyetçilik tarifi olsa da sosyolojik manası: “Milli pazarı korumak, milli kültürü yaşatmaktır.” Derinlemesine bakarsak milliyetçilik: iktisat temelli bir kavram olarak karşımıza çıkar.
Dünya’ya baktığımızda, Japonlar, Almanlar, İtalyanlar ve pek çok ülke milli birliklerini bu gaye ile kurdular; dil birliklerini de bu amaçla sağladılar.
Ülkemizde adında milliyetçilik olan bir siyasi kuruluş var. Ülkenin değerleri “özelleştirme” adı altında el değiştirip, yerli yabancı fark etmeden satılırken” ulusal pazarı” korumak adına ne gibi bir “harekette” bulundu merak etmekteyim? Bu alanda sesleri çıktı mı, hangi ses getiren eylemde bulundular?
Cevap yok değil mi?
Aksine hükümet oldukları dönemde: IMF dayatmalı Kemal Derviş ekonomi politikalarına ses çıkarmadılar. Maksan, Man Kamyon, Türkiye Petrolleri, Ankara Sigorta, Zirai Donatım Kurumu, SEK, Petkim, Et-Balık kurumu, Sümer Holding, Deniz Nakliyatı TAŞ, Çantaş, Tüngaş, Ankara Halk Ekmek, Pancar Ekicileri Birliği, Güven Sigorta, Balıkesir Pamuklu Dokuma, Ege Et, Obitaş, Asil Çelik, Köy-Tür, Toros Gübre ve diğerleri satıldı. Nerde milli pazarı koruma milliyetçiliği?
Yine IMF yasaları adı altında çıkarılan PANCAR ve TÜTÜN kanunlarıyla yüz binlerce Türk köylüsü perişan edildi.
Tarımın yok edilmesine dayanamayan, yapılanları içine sindiremeyen Tarım Bakanı Sayın Hüsnü Yusuf Gökalp partisinden istifa etti. Köylü bugün bile H. Y. Gökalp’i aramaktadır
Neden?
Ulaştırma Bakanı Sayın Enis Öksüz, haksızlıklara karşı çıktığı için görevinden alındı.
Doğma büyüme partili olan Sadi Somuncuoğlu ve Abdülhaluk Çay bakanlıklardan alındılar ve partiden kovuldular.
IMF kaynaklı Kemal Derviş politikalarıyla milliyetçiliği nasıl yan yana yürüttüler?
Enteresan değil mi?
Meselenin özü ne biliyor musunuz? Halkı bilmek, halkı tanımaktır. Halkı tanımayan ne MİLLİYETÇİ olur ne de SOSYAL DEMOKRAT. Gerisi teferruat.
Onun için amaç, bu ülkenin insanını bir araya getirmek ve ortak payda da birleştirmektir.
Bazılarının korkusu: solcularla milliyetçilerin bir araya gelmesinedir. Rahmetli Fırat Yılmaz ÇAKIROĞLU’nun şehadetinde, Ege Üniversitesi öğrencilerinin: ”Ege’de birlik var” pankartı altında solcu ve milliyetçi gençlerin birlikte yürümesiydi.
Milliyetçilik lafta kalmamalı. Ülkenin yüce çıkarları için; hukuk zemininde eyleme dönüştürülmelidir. Tatlı su milliyetçiliğinin kimseye yararı yoktur.
“Olmuyor, olmayacak” diyen teşkilatları kapatmakla, kişileri de ihraç etmekle nereye varabileceğinizi ve milliyetçilik yaptığınızı mı sanıyorsunuz?
Esen kalınız.