Nazım Peker
Nazım Peker

Meğer Kürt Sorunu Yokmuş

Reisicumhur hazretleri sonunda gerçeği görmüş olacak ki, Balıkesir’de kükredi;” Ne Kürt sorunu ya! Bu ülkede terör sorunu var” dedi.
 
Şimdi bu söylemi, nereden bakarak, nasıl değerlendireceğiz?
 
Gerçekten de ülke de bir Kürt sorunu yok mu?
 
Eğer bu doğru ise ki doğrudur. Ülkenin Cumhurbaşı söylüyor. O, yalan-yanlış söyleyecek değil ya! Çünkü ülkenin bütün gizli-açık bilgi ve belgeleri elinin altına! Bu bilgi ve belgeleri AKSRAY’da görevli 2700 kadar çalışana ince eletip-sık dokutarak araştırmış olacak ki, sonunda bu GERÇEK bilgilere ulaşmıştır.
 
Ülkede KÜRT sorunu yokmuş meğer.
 
Madem yok! Öyleyse “Sonuna kadar bu açılım sürecini devam ettireceğiz gerzekliği neyin nesi oluyor?
 
Madem Kürt sorunu yoktu, ta Oslo görüşmelerinden bu yana sürdürülüp gelen ilişkiler neyin nesiydi?
 
Oslo’da görüştüğümüzü ispat edemeyenler şerefsiz, alçaktır.” Sözü kimeydi, niçindi? “Oslo’da biz görüşmedik, görüşen hükümet değildi. Devlet görüşmüştür.” –U- dönüşü neden yapılmıştı?“Oslo’da görüşme yapan arkadaşları ben görevlendirdim. Sıkıntısı olan varsa bana gelsinler” Efelenmesi ve itirafı neyin nesiydi ve niçin yapılmıştı?
 
Diyarbakır’a gidip, ABD’yi keşfedercesine, “Bir Kürt sorunu vardır ve bu benim ve devletimin sorunudur!” diyen Kılıçdaroğlu muydu, Bahçeli miydi, Demirtaş mıydı?
 
Sahi kimdi?
 
Bizler o zaman, “Böyle bir açıklama talihsizliktir. Ülke gerçeklerini bilmemektir. Yarın adamlar (madem bir KÜRT sorunu var. Çöz öyleyse) derlerse bunu nasıl çözeceksiniz? Bu çerçevenin içini nasıl dolduracaksınız?” dediğimizde bizleri “Kandan beslenenler, barış ve demokrasi istemeyenler, anaların gözyaşı aksın mı istiyorsunuz?” Diye neden suçlamıştınız?
 
Madem bir KÜRT sorunu yoktu da, “Neler istediler de yapmadık?” serzenişini neden yapmıştınız?
 
Şimdi toparlayalım:
 
Madem bir KÜRT sorunu yoktu da, Kandil ve İmralı’yı neden ZİYARET TÜRBESİNE dönüştürdünüz? Apo’yu neden dini bütün Müslüman, barış elçisi, çözümün baş aktörü yaptınız?
 
Bütün bunlar, neden ve niçindi? Kimden ve neden korkmaktasınız. Unutmayınız beyler!
Korkaklar her gün cesurlar ise bir kez ölür.
 
Şimdi “Kürt sorunu yoktur” lafı, Milliyetçi ve muhafazakâr seçmenin ağzına bir parmak bal çalma taktiği mi? Yoksa gerçekten de GERÇEKLERİ gördüğünüz anlamına mı gelmekte?
 
Hangi sözünüze, hangi eyleminize neden güvenelim ve inanalım?
 
Siz Kürt sorunu yok diye beyanat vereceksiniz. Bir başka yetkiliniz, “Açılım sürecini sonuna kadar götüreceğiz ve masadan kalkan taraf biz olmayacağız!” demekte.
 
Bu ikili oyun neyin nesidir?
 
Bir Türkümüz derki, “Eşkıya ile pazarlık olmaz!”
 
Siz aklınızca PKK, KCK, HDP, Kandil ve İmralı’yı oyalarım, uyuturum mu sanmıştınız?
 
Atı alan Üsküdar’ı geçti beyler! “Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye” durumundasınız.
 
Niyetiniz 7 Haziran sonuna kadar topu taca atmak. Ama attırmayacaklar. Atacak takatiniz de kalmadı zaten. Karanlık dehliz, sizin için yeni başlıyor. Allah bu milletin hakkında hayırlısını versin. Ülkemi uçurumlardan korusun. AMİN!
 
Esen kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!