F tipi cemaat, 2002’de var gücüyle AKP ve S. Erdoğan’ın iktidar olması için çalıştılar. Televizyonlarında, gazetelerinde, öğrenci evlerinde canla başla S. Erdoğan’ın kazanması için seferber oldular.
AKP, 2002’de ezici bir vekil sayısıyla iktidar oldu.
Ama bir sorun vardı. İktidar olmuştu ama MUKTEDİR olmakta zorlanmaktaydı. TSK ile ilişkileri düzeltememiş, paşalarla diyalogda zorlanmaktaydı. TBMM’sine, Yürütmeye hâkimdiler. Ama Yargı’da zorlanmaktaydılar.
Başbakan’ın beyninde orduyu DİZAYN etmek vardı. Böylece hem MUKTEDİR olabilecek, hem de AÇILIM sürecini rahatlıkla yürütebilecekti.
Onun için, orduya çengel atmak, orduyu yıpratmak, orduyu iş yapamaz hale getirip, pasifize etmek gerekiyordu.
Gerekiyordu da; bu nasıl ve ne şekilde yapılacaktı?
Ordu çok sıcaktı. Direkt ellemek ellerin yanması manasını taşırdı.
Bir maşa gerekliydi. Şöyle elleri yakmayacak, ateşten koruyacak.
F tipi cemaat, bu işe gönüllü oldu.
Maşalığı kabul etti.
S. Başbakan, bu maşa sayesinde TSK’yı dizginledi, vesayetini bitirdi.
Çünkü Maşa, dinin istemediği ve asla tasvip etmediği PİS ve KİRLİ işleri kıvırarak hükümete, basına ve kamuoyuna servis ediyordu. Gazete ve TV’lerinde ordu düşmanı ne kadar solcu-liboş, dönme-devşirme varsa onlarla orduya, vatanseverlere, milliyetçilere, ilim adamlarına vuruyor da vuruyordu.
. S. Başbakan MAŞADAN ve maşanın yaptıklarından son derece memnundu.
Birbirlerinin “BİR” dediklerini iki etmiyorlardı. Ortaklaşa paslaşıp, ortaklaşa nemalanıyorlardı.
Maşa mükemmeldi. Çünkü maşa, İslam’ın kesinlikle lanetlediği, “Özel hayata” girip kişilerin mahremlerini dinleyerek onları tehdit etmekteydi.
Seks kasetleri, Yunanistan’a savaş ilanları, halkını camilere toplayıp bombalamalar, hükümeti devirmeye yönelik çalışmalar gibi onlarca DÜZMECE belge ve ses kaydı hazırlayıp; hükümete servis etmekteydi.
Bu çalışmalar sonucu S. Başbakan oldukça rahatlamış, karşısında kendisine “DUR” diyecek, “Sen Hatalısın” diyecek bir güç ve direnç kalmamıştı.
Çünkü F tipi cemaat, maşalığı çok güzel yapmıştı.
Ne oldu, ne istendi de verilmedi hâlâ bilemediğim bir meseleden dolayı S. Başbakan, MAŞA’dan artık kurtulmak istedi. İşte filmin koptuğu andı. “Paraları sıfırla” tapeleri, buz dağının görünen basit kısmıydı
Çünkü MAŞANIN elindeki KİRLİ ve PİS belgeler kadar MAŞA ile ilgili belgeler de S. Başbakan’ın elinde vardı.
Başbakan güçlüydü artık. F tipi cemaati kalbinden vurmanın zamanı gelmişti. Bir sabah ansızın, “Haşhaşiler”, “İçi boş alim”, “Alim müsfettesi” çıkışıyla macun tüpten çıkarıldı.
Ve S. Başbakan resti çekti, “İnlerine gireceğiz, inlerine” diyerek hem ayıya benzetti hem de on binlerce F tipi maşaya mensup emniyet görevlisini yerinden yurdundan, makamından ediverdi. Savcı ve hâkim yüzlercesini basit görevlere sallayıverdi. Şimdi de “Paralel Yapı” suçlamasıyla temizlik harekâtı başlattı.
Bir acıdan iyi, bir açıdan da kötü oldu.
Maşalar, kullanılmak içindir. Eğer kullanılmaya, birilerine suç ortağı olmaya razı iseniz. İşiniz bitince kaldırılıp bir köşeye atılırsınız.
Sonra siz hem din-iman diyeceksiniz; hem de dinin men ettiği işleri yapacaksınız, her şeyin sahibi Allah bunları görmüyor muydu?
“Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur. Onu da yakıcı bir alev takip eder.” (Saffat: 10) “
“ Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bazısı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin! Sizden biriniz kardeşinizin ölü halindeki etinden yemek ister mi hiç? Demek tiksindiniz! O halde Allah’tan korkun, çünkü Allah, tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.” (Hucurat: 12)
Sanırım F tipinin beyni, bunları ya okumamış, ya görmemiş ya da görmek, okumak işine gelmemiş.
Kişilerin çektikleri, kendi hatalarıdır. Ne ektiyseniz onu biçersiniz. Ne ektiğinizi hiç çek ettiniz mi?
“Kula belâ gelmez HAK yazmadıkça,/ HAK belâ yazmaz kul azmadıkça.”
Allah kimseleri MAŞA yapmasın.
Esen kalınız.