S. Başbakan, gelmiş geçmiş en büyük polemikci ve en büyük demagog olduğunu fazlasıyla ispat etmiştir. Bu alanda bırakın Türkiye’yi dünyada dahi eline su dökecek adam yoktur.
Hitabeti güzeldir. Konuşması akıcı ve kitlelerin algılayacağı ayardadır.
Adolf Hitler’e sormuşlar; “Siyasette başarının yolu; HİTAP MI, KİTAP mı?” diye
Hitler hiç düşünmeden; HİTAP cevabını vermiş.
Başbakan hep söyler; “Eyyyy Kılıçdaroğlu! Eyyyyyyyy Bahçeli! Türkiye nereden nereye geldi. Sizin olan-bitenden haberiniz yok. Yaya kaldınız yaya!”
S. Başbakan bunu söylerken, dinleyenler coşar. Söyleneni essah sanır. Alkış tufanı kopar.
Oysa Türkiye’nin ne ekonomisi, ne iç ve dış siyaseti iyi noktada değildir.
Doları frenlenemeyen bir ekonomiden, dostumuzun kalmadığı bir dış politikaya, düzen tutmayan bir zamlar furyasını yaşamaktadır Türkiye.
Lafı fazla uzatmadan; 2002’de S. Başbakanın devraldığı Türkiye ile şimdiki Türkiye’yi şöyle kabaca bir karşılaştıralım. Bakalım nereden nereye getirilmiş bu cennet ülke:
Bazı veriler: 2002 Fiyatı : 2013 Fiyatı:
1 litre Benzin 1.48 TL. 5.02 TL
1 ABD doları 1.62 TL 2.15 TL
1 kg. Ekmek 1.00 TL 2.85 TL
1 kg. ET 4.00 TL 23.00 TL
1 Mutfak Tüpü 15.00 TL 77.00 TL.
Toplam Dış BORÇ 265 MİLYAR TL 717 Milyar TL
Komşularımız DOSTLARDI DÜŞMANLAR
İşte başarı diye anlatılan tablo bu. Bu tablonun neresi başarı?
Ayrıca 2002’de devlet; resmen bu kadar, Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonları ile soyuluyor iddiaları da yoktu.
Ben biraz insaflı davranarak, mazot, doğalgaz, elektrik, bina vergisi, trafik cezaları, noter yazışmaları ve harçlardaki artışları, Bankaların vatandaşı nasıl soyduklarını, hastanelerin katkı payı adı altında aldıkları fiyatları da yazmadım.
Toplu taşıma araçlarına yapılan zamları, ulaşıma ve eğitime yapılan zamları da yazmadım.
Şu denebilir:
İyi amma. Kitaplar bedava verilmiyor mu? Herkes her istediği hastaneden sağlık hizmeti almıyor mu?
Evet! Bunlar doğru ve gerçek olanlar.
Fakat düşündüğüm zaman görmekteyim ki; astarı yüzünden pahalıya gelmekte.
Son ayyuka çıkan” Büyük Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonları” iddiaları da buna canlı birer örnek değil mi?
Üç kuruşa yapılacak işi, yirmi üç kuruşa ihale edip, üzerinden nemalanmak hangi hukuk devletinde görülmüştür?
Ey emekli, ey çalışan, ey asgari ücretli kardeşim. 2002 yılındaki maaşınla, asgari ücretinle kaç tüp, kaç kilo et, kaç ekmek alıyordun. Şimdiki maaşın ve asgari ücretinle ne kadar alabilmektesin?
1923’den 2002’ye kadar yapılan toplam borç: 265 milyar TL iken; bu rakam 2002-2013 sonu itibarıyla: 717 milyar TL’ye çıkmıştır. 11 yılda yapılan borç miktarı: 452 milyar TL’dir. Buna birde Özelleştirmeden gelen 35 milyar doları ekleyiniz ve yapılan hizmetlerin ne kadar cüce kaldığını görünüz.
Lütfen hesabını yapıver!
Kârda mısın, zararda mı?
Ve başını iki elinin arasına koy ve düşün? Lafa mı bakarsın icraata mı?
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı