Eşim, kızım ve torunlarımla “Konya Bilim Merkezini” gezelim dedik. Bu merkezde bizleri neyin karşılayacağını bilmiyorduk. Konya-Ankara yolunun Kayacık mevkiinde kurulmuş güzel bir eser.
Öncelikle böyle bir eseri bizlere kazandırdıkları için Büyükşehir Belediye başkanı Sayın T. Akyürek ve ekibine teşekkürler ederim. Sanırım eser Türkiye’de tek olma özelliğinde. Geniş ve yeteri kadar park yeri, tertemiz bir meydan!
Orijinal ve kendine özgü bir yapı size merhaba demekte! İçerisi ise bir başka havada sizi karşılıyor.
İnsan ile başlayan enteresan sunumlara merhaba diyerek başlıyorsunuz. İnsan ve insanla ilgili her şey var. Anatomiden, kemik ve kaslara, sindirimden boşaltım sistemine, kemiklerin yapısından DNA yapısına kadar bütün detaylar ellerinizin altında ve bilginize sunulmakta.
Dünya, dünyanın oluşumu, yaşı, kayalar, erozyonlar, kumullar, yanardağlar, deprem ve oluşumu. Daha neler neler! Su ve suyun hünerleri, barajlar insanı kendinden alıp bir allameye dönüştürmekte.
Kayalar ve kayaların oluşumu, toprak kaymaları, iklim örnekleri birer harika! Şuna inandım ki; emekli öğretmen olmama rağmen pek çok bilim örneğini ya anlamadım ya da anlamakta çok zorlandığımı itiraf etmeliyim. Torunlarım hem gezdiler hem de yeni öğretim yılı için güzel ve görsel bilgilerle donandılar.
Bilimin sultanları bölümü ise bir başka harika!
En basitinden en karmaşasına bilime hizmet eden Türk ve İslam âlimlerini tanıdılar ki; geleceğin Türkiye’sinin mimarları olarak gururlandılar. Özgüvenleri arttı, bilim adamlarına hayran kaldılar.
Torunum bana: “Dede bak eskiden bilime daha çok buluşla katılmışız. Şimdi neden geriyiz hatta yokuz?” diye sormaz mı?
Biz Türkler ve İslam dünyası son iki yüzyıldır neden buluş yapamıyorlar, neden bu konuda hep geriler? Önlerinde binlerce örnekleri de olmasına rağmen!
Sahi biz neden bilim alanında nal toplamaktayız?
Torunuma içim sızlayarak, “Oğlum önce İslam’ı hurafelerden, bidatlardan, cemaat çekişmelerinden, hadis sarmalından kurtarmalıyız. Aklı ve düşünceyi öne almalıyız. Biat etmeyi öğreten değil düşünen, eleştiren ve üreten eğitim sistemleri kurmalıyız. İslam’ın ibadet ve dua yanında diğer emirlerini de; (dürüstlük, edep, kul hakkı, çalışmak, çalmamak, alın teri, insana ve emeğe saygı, sevgi gibi) Müslümanlara öğretmeliyiz ki; hem İslam dünyası hem de Türk dünyası kabuğunu kırsın, ilim ve bilim dünyasında “Bende varım arkadaş” diyebilsin.
Çok yararlı bir gün geçirdik. Ufkumuz açıldı: neden ve niçin sorularını sormamıza neden oldu!
Bu güzel ve yararlı eseri Konya’ya kazandıranlara tekrar teşekkür ediyorum. Sanırım açılacak birkaç bölümü daha var. İnşallah oraları görmeyi de Rabbim nasip eder.
Esen kalınız.
NOT: Her etkinliklerine çağıran B Belediye Başkanı Sayın Tahir AKYÜREK’e, Meram Belediye Başkanı Sayın Fatma TORU’ya, Selçuklu Belediye başkanı Sayın Uğur İbrahim ALTAY’a teşekkürler.