Nazım Peker
Nazım Peker

Kim Doğru Söylüyor?

 

Anayasal bir hak olan “Halk oylaması-Referandum” neredeyse ülkenin olmak ya da olmamak meselesine dönüştürüldü.

Ülke insanı karpuz gibi ortadan: “EVETCİLER” ya da “HAYIRCILAR” diye ikiye ayrıştırılmakta.

Evetçiler, ellerindeki belediye ve devlet olanaklarıyla her yerde, dağda-bayırda, köyde –şehirde baskın bir “EVET” propagandası yapmaktalar. Konuşmaları asla ve asla değişiklik yapılan maddelerle ilgili değil. İçerikten hiç bahsedilmiyor. Üstüne üstlük, ilk başlar da ”Ne tek adamlığı” çıkışından “elbette tek adam” noktasına geldiler. Ama değiştirilecek olan 18 maddenin ne getirip ne götürdüğü hakkında tatmin edici, doyurucu bir izah ve açıklama yapılmıyor.

İş bununla da kalmıyor, “HAYIR” cephesinde olanları acımadan ve insafsızca “FETÖCÜ, PKKCI, HDPCİ” gibi mantık dışı bir suçlamaya ve onlarla aynı safta olmakla itham ediyorlar, “FETÖ, PKK, HDP hayır diyormuş, hayırcılar neden hayır demekteler” imiş.

Kandil, Fetö, PKK, HDP ve diğerleri “ALLAH “demiyorlar mı? Ben de ALLAH demekteyim, siz ALLAH demiyor musunuz? Böylesine sığ bir isnat, insaf ölçülerine sığıyor mu?

Her “EVET” isteyen ister AKP’den ister MHP’den olsun. Önce bir Kılıçdaroğlu’na çatıyorlar. Olmadık aşağılayıcı sıfatlarla Kılıçdaroğlu’nu çakmaktalar.

Bu CHP, AKP, MHP seçim maratonu değil ki! TBMM’ne vekil seçmiyoruz, hükümet de değiştirmiyoruz.

Madem ülke böylesine ayrıştırılacaktı, insanlar madem böylesine suçlanacaktı; ne vardı referanduma? Üstelik memleket genelinde OHAL’de var. Oy pusulasına tek bir “EVET” tercihi koyup işi neden bitirmediniz?

Halk oylaması; bir konuda halkın görüşünü almak, “Sen bu konu da ne diyorsun?” diye fikrini sormak ve onun gereğini yapmak değil miydi?

Madem ben fikrimden dolayı böylesine suçlanacaksam, öteleneceksem, en doğal demokratik hakkımda bile böylesine örseleneceksem, neden sizin hazırladığınız bu maddelere “EVET” diyeyim?

Kılıçdaroğlu, “Benim yalan söylediğimi, doğruları anlatmadığımı söylüyorlar.” diyerek “Bunun kolayı var. Bütün TV kanalları ellerinizde, istediğiniz Tv kanalında istediğiniz gazetecilerle siz ve ben ister teke tek, isterseniz siz kadronuzla, hukukçularınızla gelin, ben yine tek olayım. Sizler yarımşar saat konuşun zararı yok ben sadece 15 dakika konuşayım. Benim yalancı olduğumu seksen milyon görsün, öğrensin.” diyor ve teklifinde ısrar ediyor.

Neden çıkıp Kılıçdaroğlu’nun yalanlarını yüzüne yüzüne vurmuyorsunuz?

MHP’li “HAYIR”cılara neden her ilde salon verdirmeyip, konuşmalarını engelliyorsunuz?

Şahsen aklım almıyor, kafam karıştı. Belki “EVET” diyebilecektim. Fakat ortada dönenleri görünce zihnim de, gözüm de açıldı. Madem değişiklik paketi güzel şeyler içeriyor; neden buna karşı çıkanları karşınıza alıp, gerçekleri yüzlerine vurmuyor, gözlerine sokmuyorsunuz?

Birileri doğruları söylemiyor. Birileri bu aziz ve asil milletten bir şeyleri gizlemeye çalışıyor!

Ama herkes 16 Nisan sürprizine hazır olsun. Kimse göründüğü gibi düşünmüyor!

Bir yanda CB, Başbakan, bakanlar, müsteşarlar, daire müdürleri, Valiler, Kaymakamlar, Her kurumdan müdürler, belediye başkanları, Diyanet İşleri, müftüler, vaizler, imamlar EVET için var güçleriyle çalışmakta. Öbür yanda asil millet ve bir avuç insan tek başına HAYIR demekteler. Ne kadar adil ne kadar demokratik(!) ve geleceğe ne kadar da açık-seçik ışık tutmakta!

Esen kalınız.

NOT: Nerde iş, nerde aş, Pahalılık, işsizlik, terörle ilgili hangi maddeler var?

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!