“O bölgeye sondaj yapmak için Donanmaya ait yeteri kadar hücumbot ve savaş gemisi eşliğinde bir gemimizi gönderiyoruz. Bu gemiye Hava Kuvvetlerimize ait savaş uçakları refakat edecektir.”
Bu sözleri hatırladınız mı?
Hatırladıysanız kim söylemişti çıkarabildiniz mi?
Çıkarabildinizse, sonucu ne oldu? Arama yapıldı mı/yapılıyor mu?
Bu lafları, dünya liderimiz S. Erdoğan söylemişti.
Kıbrıs Rum kesimi, İsrail ile Kıbrıs açıklarında doğal gaz arama antlaşması yapmış ve aramaya başlamışlardı. Bunu içine sindiremeyen Enerji Bakanımız S. Taner Yıldız, “Mersin ile Kıbrıs açıklarında Türkiye olarak bizde araştırma yapacağız.” Açıklamasını yapınca, bunu fırsat bilen dünya lideri S. Başbakan devreye girerek milletin gözünün içine bakarak yukarıdaki lafları etmiş ve yüreğimize soğuk sular serpmişti.
Sonuç? Bağlar gazeli.
G.Kıbrıs- İsrail ortaklığı doğal gazı buldular. Hem de Avrupa’nın 100 yıllık ihtiyacını karşılayacak kadar bir rezervden bahsedilmekte.
Sahi biz ne yaptık?
Aradık mı, ardık da bulamadık mı? Yoksa aramadan vaz mı geçtik diyeceğim.. Amma diyemiyorum. Çünkü Enerji Bakanımız S. T. Yıldız geçenlerde , “Mersin civarında petrol aramaya başlamak üzereyiz.” Dedi.
Eeee.. Başbakan aylar öncesinden, Hava kuvvetlerimizin eşliğinde bir gemimizin o civarda Petro ve doğal gaz arayacağını söylemişti.
Ne oldu, neler oldu?
Yoksa Türkiye, S. Davutoğlu ve S. Başbakan tarafından; “Kendi söyleyen kendi dinleyen.” Bir konuma mı geldi de haberimiz yok.
Taner Bey açıklayınca merak ettim. Eski günlere gittim. Araştırdım.
Rum-İsrail ortaklığı, sondaj için düğmeye basınca; K. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yetkilileri bu gaspa şiddetle karşı çıkmışlar. Rumlar ise bu çıkışa, “Kıbrıs Türk yetkilileri hiçbir devleti temsil etmiyor ki, söz sahibi olsun” karşılığını vererek arama işine devam demişler.
Önceleri, “Ver kurtul-sat kurtul” politikası uygulayan T. Cumhuriyeti hükümeti, geçte olsa gerçeklerle yüzleşince, S. Taner Yıldız, “Bu bir gasptır. Maksat petrol ve doğal gaz aramak değil, Rumların Kıbrıs’ın tek devleti olduğunu yapılan bu tür anlaşmalarla PEKİŞTİRMEKTİR” manasında bir çıkış yapmış.
Bunun üzerine Dünya Lideri, S. Erdoğan, yukarıdaki güzel açıklamayı yapmıştı. Bizde inanmıştık. Çünkü bu, bir gurur ve onur işiydi..
Türk Hava Kuvvetlerinin vurucu timi F-16’lar havalandı. Deniz Kuvvetlerimizin en vurucu gücü Kıbrıs’a doğru yola çıktılar: sondaj gemimize eşlik etmek üzere.
Rumlar bulmuş doğal gazı.
Biz ne yaptık.. Bunca zaman geçti? Bulamadık mı, arayamadık mı? Yoksa Mayısta Filistin’i ziyaret edeceğiz deyip hâlâ edemediğimiz gibi arayamadık mı?
Paramız mı yetmedi? Teknik imkânlarımız mı elvermedi, yüreğimiz mi yemedi?
Sahi ne oldu?
Allah aşkına söyler misiniz ne oldu?
Rum kesimi, doğal gazı Avrupa’ya ihraç etmek üzere; boru döşeyeceği zemin aramakta! S. Davutoğlu’nun dediği gibi NATO’nun sınırları, Suriye’ye kadardır açıklamasına göre o zemini de verelim gitsin olmamı?
Bu başarılı(!) dünya siyasetine benim köyde, “Kendi çalıp, kendi söyleyip, kendi oynayan” denir.
Vah Türkiyem vah! Sen bu hallere mi düşecektin?
Nereden nereyeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee!!!!???
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı