Nazım Peker
Nazım Peker

Kamu Düzeni Nedir- Her Yerde de Var mıdır?

Şeffaf olmayan yöneticilerin, gizli pazarlıkları ülkeyi bir kaos ortamına taşımak üzere.
 
Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da devlet ve devlet otoritesi sıfırlanmış halde.
 
Bu sıkıntıları, hemşehrim A. Davutoğlu nasıl çözecek, Türkiye’yi eski saygın ve kamu düzeni problemi olmayan nasıl geri getirecek merak etmekteyim.
 
Yoksa; bölünen bölünsün kalan bize yeter mi diyecek?
 
S. avutoğlu 24. 12. 2014 günü Edirne’de yaptığı bir konuşmada, “Kimsenin şüphesi ve endişesi olmasın. Biz KAMU GÜVENLİĞİ” konusunda oldukça hassas ve titiziz. Allah’a şükür ülkenin en küçük biriminde bile KAMU GÜVENLİĞİ sağlanmış durumdadır” dedi.
 
Keşke ben değil de S. Davutoğlu haklı olsaydı.
 
Bırakın Diyarbakır’ı, Tunçeli’yi, Şırnak’ı, Hakkari’yı.
 
Doğubeyazıt neresi? Doğubeyazıt’ta İshak Paşa sarayı var.
 
Acaba Doğubeyazıt’ta KAMU DÜZENİ var mı?
 
Doğubeyazıt’ta şehir, ikiye bölünmüş vaziyette.
 
Kaymakam Bey’in hanımı mühendis ve kontrol etmekle yükümlü olduğu inşaatlara acaba gidebiliyor mu? Yoksa işi evinden telefonla mı yönetmek durumda?
 
Kaymakam Bey’in evini polis mi yoksa Askerler mi korumakta.
 
Çok sevdiğim ve adı bende saklı, bir Doğubeyazıtlı anlatıyor.
 
Alacağım vardı 39 bin TL. Nereye müracaat ettiysem ne yaptıysam bir türlü alamadım. Emniyetten birisi, ‘ Sen bu parayı almak istiyorsan PKK’nın mahkemesine müracaat et’ dedi. Ve ne yapmam gerektiğini anlattı.
 
Dediklerini yaptım. Beni bir arabaya bindirdiler. Ama nasıl korkmaktaydım. Korkudan dizlerim titriyor, dilim damağıma yapışıyordu.
 
Beni biraz gezdirdiler. Sanırım Doğubeyazıt’ın 25-35 km uzağında bir yere getirdiler. Arabadan indik. Ben de korku zirve yapmış vaziyette.
 
Biraz yürüdük. Eski bir binaya daha doğrusu çardak gibi bir yere geldik. Karşımda ufaktan boylu, tıknaz iri yuvarlak gözlükleri olan birinin karşısına çıkardılar.
 
O sordu, olayı ve alacaklımı da ben anlattım. Beni dinledikten sonra, ‘Tamam sen git, biz sana haber vereceğiz’ dedi. Teşekkür ettim ve yine korkarak arabanın yanına kadar geldik. Arabaya bindik ve aynı yolu takip ederek Doğubayazıt’a geldik. Ben arabadan indim.
 
İçimde bir korku vardı. Neden ben bu işe bulaştım, ya başıma bir iş gelirse demekteydim.
 
Aradan yirmi gün kadar bir süre geçti. Ben yine alacağımdan ümidimi kesmiştim ki, bir gün telefonum çaldı ‘Filan gün şu saatte, filan sarrafa gel ve paranı al’ diyordu birisi..
 
Yine korktum, içime bir kurt düştü. –Devletin yapamadığını temel dayanağı olmayan PKK’nın mahkemesi mi yapacaktı?– Diye düşünmeye başladım.
 
Korka korka adı geçen günde, tarif edilen sarrafa gittim. İçeri girdim ki, benim alacaklı oturmakta. Hemen elini cebine attı, ‘ Al şu paranı’ dedi ve bana parayı uzattı. Saymamı söyledi. Ama ben çok korkuyordum. O korku ile –gerek yok-dedim. Teşekkür edip dışarı çıktım ve hemen yan taraftaki bankaya girerek hesabıma parayı yatırdım. Bankacı kız bana kaç lira diye sordu. Bilmiyorum say ve yatır dedim. Kız parayı saydı ve tam 39. bin lira dedi.”
 
Şimdi Sayın Davutoğlu’na soralım: Bahsettiği ve her bölgede KAMU DÜZENİ sağlanmış vaziyettedir” dediği böyle bir KAMU DÜZENİ mi?
 
Ya da hemşehrim KAMU DÜZENİ lafından ne anlamakta?
 
Ey aziz milletim bu olayın bir benzerini de, eski AKP milletvekili S. Hakan ŞÜKÜR bir televizyon programında anlatmıştı.
 
Evet her yerde Allah’a şükür KAMU DÜZENİ var ve devletin kontrolünde mi?
 
Takdir sizlerin.
 
Esen kalınız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!