Benim candan okurlarım! Böyle bir yazı yazmak durumunda kaldığım için;
Ülkem adına,
Dinim adına
Irkım adına,
Devletim adına.
Utanıyorum, hicap duyuyorum, yüzüm kızarıyor, dinimi ve kendimi sorguluyorum.
Basından öğrendiğimiz kadarıyla Japonya’da iki bayan bakan, haklarında çıkan yolsuzluk dedikoduları yüzünden görevlerinden alındılar.
İş bununla da kalmadı ve Japonya Başbakanı Shinzo Abe, “Bu bakanları ben atadım. Bunun için de sorumluluk bana aittir. Halktan en içten şekilde ÖZÜR diliyorum” demiş. Japonlar Müslüman değiller. Hatta Japonlar her hangi bir semavi dine de inanmıyorlar.
Bu iki bayan bakanın yolsuzlukları da bizdeki gibi milyar dolarlar da değil.
Japonya’nın parlayan yıldızı kabul edilen ve geleceğin Japon Başbakanı gözüyle bakılan, Ticaret, Ekonomi ve Sanayi Bakanı Yoko Obuchi’nin hakkında ki yolsuzluk iddiası ise bize göre oldukça komik. Bu bayan, seçimler esnasında seçmenlerine, kâğıttan yapılma yelpazeler dağıtmış. Bunun karşılığı da yaklaşık: 10 milyon YEN. Bizim parayla aşağı-yukarı 200 bin liracıkmış.
Vay be! Şu işe bak; ayakkabı kutusu ve para sayma makineleri demek ki Japonya’da henüz yokmuş.
Japonların semavi bir dini de yok. Müslüman hiç değiller. İslam’ı bilmedikleri gibi bu konuda mürekkep dahi yalamamışlardır.
Adalet Bakanı Midori Matsushima’nın adı ise; “Güvenlik görevlileri şahsi konutunu korurken aynı zamanda milletvekili lojmanını da kullandığı” iddialarıyla gündeme oturmuştur.
Şu komikliğe bakar mısınız Allah aşkına?
Bizde ne konutlar işgal altında. Dışişleri Bakanlığından Cumhurbaşkanlığına getirilen S. GÜL, hem Çankaya Kökü’nü hem de Dışişleri konutunu beş yıl kullanmadı mı? S. Erdoğan, başbakanlık için yapılan ve adına AK-SARAY denen üç blok ve bin odadan oluşan konutu işgal etmiş vaziyette değil mi?
Çok değil, lütfen beş dakika düşünün. Bu işler, neden bizde böyle diye!
Orası Japonya. Orada din yok, İslam hiç yok. İmam-Hatip Liseleri ve İlahiyat Fakülteleri yok. Bizimkilerin dediği gibi Darül harp. Her türlü yolsuzluğun, hırsızlığın rahatça yapılabileceği bir ülke!
Ama yapamıyorlar, yaptırmıyorlar!
Neden?
Çünkü Japonya’da ahlâk var, edep var, adap var, kul hakkı belki yok ama, kamu hakkı var, utanma ve ayıp denen mefhumlar var. En önemlisi de; siyasete ve cemaate bulaşmamış: HUKUK ve ADALET ile dik ve omurgalı duran bir MECLİS var.
Bizde İslam var, Müslümanlık var, Namaz, Oruç, Haç, on yaşında kıza nikah atmak var. Ama ne ahlak, ne edep, ne hukuk ve adalet ne de dik ve omurgalı bir meclis var.
Aramızdaki tek fark da bu olsa gerek.
Bakalım her şeyin mutlak sahibi Allah’ın huzuruna biz ne yüzle, dinsiz Japonlar hangi yüzle çıkacağız?
Sevgili Japonlar, o tür hırsızlık ve yolsuzluk yapacaksanız Türkiye’ye geliniz. Bizde her türlü hırsızlık-yolsuzluk-rüşvet hukuk yoluyla sıfırlanır, takipten düşürülür ve üstüne üstlük bir de manevi tazminat alırsınız! R. Zarrap’ı örnek alınız.
Esen kalınız.
