2015 Haziran seçim sonuçları; Türk milletinin asaletini, sezgisini, öngörüsünü bir kez daha ortaya çıkarmıştır.
Türk seçmenin yanında kimi sözüm ona aydınların ve halkçı görünenlerin de foyasını.
Eskiden bu aziz milleti; “Göbeğini kaşıyan adam”, “Bidon Kafalı” diye hor görenler vardı.
Biz onlara kızardık.
Ama bir yere kadar.
Çünkü bunu diyenleri solcu, ateist, liberal, mason diye belirdik. Halktan uzak, milleti tanımayanlar olarak görürdük.
Sonunda, kendilerine Müslüman denen üç seçimdir de; “Aziz, saygın benim halkım, iradesine saygı duyun” diyen ve milleti yüksek gören bir ekiple karşı karşıya idik.
Bu ekip, halkı her şeyin merkezi görür, ona saygıda kusur etmezdi. En azından öyle görünüyorlar ya da biz öyle biliyorduk.
İçlerinde bu alanda mürekkep yalamış nice İLAHİYATÇI Proflar da vardı. Bunlardan bir tanesi, kendi alanında saygın bir tirte de sahipti.
Ne zaman kadar?
17-25 Aralık “Büyük Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu”na kadar.
O günlerde verdiği FETVALAR AKP’nin, halkın gözünde suçsuz sayılmasına neden olmuş, bu rüşvet ve yolsuzlukları; haram ve günah olmadıkları yolunda yazılar yazmıştı.
Haziran 201 seçimleri sonrası AKP’nin ve Erdoğan’ın kaybetmesi sonucu bu muhterem de; sanırım izanını kaybetmiş olmalı ki; “Ey muhalefet! Bir araya gelmiş üç-beş IRGAT. Hadi ne yapacaksanız yapın?” yollu bir yazı yazdı yine.
İslam’da IRGATLIK haram, ayıp, utanılacak bir şey midir ki; bu aziz milleti IRGAT olmakla suçlamaktasınız?
Size bu yetkiyi kim vermekte?
Siz kimsiniz ki, haddi aşıp bu asil milleti IRGAT olmakla küçümsemektesiniz?
İlmiyle amel etmeyenler kimler acaba?
Dini siyasete alet eden kim acaba?
Kusura bakmayın ama; yoksa sizde mi AKP’nin çeşmesinden sulananlardandınız?
Diyanet; Kuran meallerinden derhal bu ismi çıkarmalıdır. Aksi halde Kuran’ı da siyasete alet etmekle tarihe geçeceksiniz?
Bu ırgat sözünü ve ırgatları başımın üstüne koyarken hakaret kısmını da size aynen İADE ediyorum.
Yeni yetme sözüm ona sanatçının biri de, AKP çeşmesinden sulanmaya başlayınca; halkı küçük gören, ona tepeden bakan bir havaya bürünüvermiş. “Bakıyorum da bakkalı, manavı, berberi, kasabı koalisyon hükümetini çoktan kurmuşlar. Siyasetçiler bu işten anlamıyorlar herhalde. ?” demiş.
Sen kimsin bey efendi?
Senin adın milletVEKİLİ, adın üstünde. O bakkal-kasap, berber-manav dediklerin ise ASİL yani seni o yüce TBMM’ne seçip gönderen ve sana VEKİLLİK sıfatını verenlerdir.
Zaten siyasetçiler anlasalardı; ülke bu hale gelmezdi bir. Dönekleri de vekil yapmazlardı iki. Anladın mı toprağım.
Lütfen lafınıza ve sözünüze dikkat edin.
Yağcılıkla bir yerele varılsaydı; yıllarca deve götü yağlayanlar bir yere varırlardı.
“Adama güvenme ölür, ağaca dayanma kurur.”Sakın unutma ve sanatı da ayağa düşürme, siyasete kurban eyleme.
Bu asil ve necip millet, nerde ne zaman kimi nasıl yücelteceğini bildiği gibi, haddi aşanları, EGO’larının peşinde koşanları da “OTUR OTURDUĞUN YERDE” diyerek GÖTÜ ÜZERİNE oturtmasını pek bilir.
Esen kalınız.
