AKP iç ve dış politikada çok hatalar yaptı. Bunların faturası yeni gelmeye başladı. Başbakan Binali Yıldırım, yaptığı konuşma ve açıklamalarıyla; güvenilir bir devlet adamı olma yolunda. Ilımlı konuşmaları, hataları düzeltmeye yönelik gayret ve çalışmaları takdire şayan.
Türkiye, Irak, Suriye, Mısır ve Libya’da yanlış yaptı, yanlış stratejiler izledi ve yanlış ata oynadı hep.
Neden mi?
Türkiye meşru bir ülkedir. Takip ettiği iç ve dış politikalarla: etrafında ve uluslararası camiada sözüne güvenilir bir ülke olarak tanınırdı. Günü birlik ve ayaküstü politikalarla Türkiye ne yazık ki bu sağlam duruşunu ve güvenirliğini yitirdi.
Başbakan Yıldırım, kaybedilen bu durumu tekrar rayına oturtmak için büyük çaba ve gayretin içinde görünüyor. İnşallah yanılmayız.
Uluslararası güçler, AB, ABD, Rusya, İsrail, Almanya, Fransa, İngiltere Türkiye’nin lider olmasını, rol modern olmasını hiç istemezler. İran, bizimle ezeli bir rekabet halinde! Bizim ne Ortadoğu’da nede bir başka uluslararası sahnede lider olmamızı asla istemez.
Onun için Türkiye, Rusya ile yaptığı gibi en kısa zamanda Irak, Suriye ve Mısır ile bozulan ilişkilerini düzeltmek zorunda ve mecburiyetindedir.
Askerlerimiz Fırat Kalkanı çerçevesinde haklı olarak bu coğrafya da bulunmakta. Başika’ya da Irak merkezi hükümetinin davetiyle gitmiş bulunmakta.
Geldiğimiz nokta neresi: Irak merkezi hükümeti ne bizi ne de askerimizi istemiyor ve İŞGALCİ olarak görüyor. Suriye merkezi hükümeti keza öyle! İran ta baştan karşı, ABD ve İsrail tümden tedirgin ve huzursuz! Almanya, Fransa, İngiltere sıkıntılarını yüksek sesle dillendirmekteler.
Türkiye kime güvenerek, kiminle iş tutarak Irak’ta? Kıçı başı oynayan, tutarsız Barzani’ye mi güvenmekteyiz? Barzani kim? Bu ülkenin Başbakanı bu zatı, “Kak Mustafa- Abi Mustafa” diye karşılamamış mıydı?
Oysa Türkiye’nin tutarlı bir politika izlemesi gerekiyordu. Bu coğrafyadaki olaylara, asla ve asla mezhepçi ve ırkçı yaklaşımlarla bakmamalıyız.
Bizim için önemli olan Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğüdür demeli ve politikalarımızı bu ülkelerin meşru hükümetleriyle yürütmeliyiz. Tüccar siyasetinde vaz geçilmeli. Kuzey Irak’ta herkes kazanıyor. Bizde kazanalım mantığı ve stratejisi asla kabul görmemeli. Çünkü biz bu ülkelerle komşuyuz.
Esad yıkılırsa Suriye Irak’a dönmeyecek mi? Saddam’ın yıkılması iyi mi oldu? Suriye’nin parçalanması bizim lehimize mi aleyhimize mi olur?
ABD, Fırat Kalkanı operasyonuyla oyununu bozulduğunun farkında! Onun için Türkiye’yi bu coğrafyadaki bütün unsurlarla karşı karşıya getirmek istiyor.
Böyle bir durumdan en çok zararı biz göreceğiz. Onun için biz her toplantı ve her platformda; Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunursak; bu ülkelerin meşru hükümetleriyle iş tutarsak: hem bölünmeleri hem de bir Kürt Devleti oluşumunu da engellemiş oluruz.
Çünkü burada kurulacak bir Kürt devleti; Türkiye, İran ve Suriye için ömür boyu problem demektir.
Başbakan Yıldırım’ı, akılcı ve yapıcı politikalarından dolayı destekliyor ve bozulan komşuluk ve ilişkilerin düzeltilmesindeki çabalarının da sonuç vermesini bekliyorum.
Rahmetli Atatürk: “Büyük devletlerin arkasında durmayalım. Arapların iç işlerine de asla karışmayalım” demiş ve öyle bir politika uygulamıştı.
Kazanan Türkiye olsun.
Esen kalınız.