S. Başbakan ve AKP, kendilerini iktidarda tutabilmek için her türlü; hukuksuz ve gayri ahlâki yolu ve eylemi meşru görmektedirler.
Yıllar önce kaşarlanmış solcu Mihri Belli’nin, Devrime giden her yol, devrime götürecek her eylem; geçerlidir ve makbuldür taktiğini bugün AKP ve S. Erdoğan fazlasıyla uygulamaktadırlar.
Bunlar birisi ve beklide en önemlisi, sandık güvenliğidir.
İsmet Paşa zamanında bu demokrasi, açık oy, gizli tasnif rezilliğini görmüştür.
Şimdilerde YSK’nun kullandığı sistemin, dünyada pek yaygın olmayan bir sistem olduğundan bahsedilmektedir. Bu sayede istenirse, istenen parti ya da aday lehine; KAFADAN bir % 10 ilave edilmesi işten bile değildir iddiası ortalıkta dolaşmaktadır.
Bu ve buna benzer iddiaların yaygınlaşmış olmasından olacak AGİT’in (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) bile Türkiye’ye gözlemci gönderme kararı aldığı söylenmektedir.
Ülkenin bu hale getirilmesi ve güven sorunu tartışması bizim, “büyük ve saygın devlet” iddialarımıza büyük bir darbe ve ahlaki bir ayıptır.
Bu seçimlerde ilk etapta sandık güvenliği çok önemlidir. Önceki seçimlerde CHP ile MHP’nin bunu başardığını söylemek biraz particilik olur. Benim oy verdiğim binada AKP’li müşahit ve gözlemciler cirit atarken CHP’li ve MHP’li gözlemcilere rastlayamamıştım.
İkinci aşamada İlçe Seçim kurullarıdır. Bilindiği gibi ilçe seçim kurullarının başkanı, o ilçede ki en yaşlı hâkimden olur.
AKP, bunu bildiği için; ilçelere nasıl yaşlı hâkimler atadı bilemiyorum. Bütün hâkimleri de zan ve töhmet altında bırakmak istemiyorum. Ama beş yıldır Türk Hukuk ve Türk Yargı sisteminin içine düşürüldüğü çirkin ve gayri ahlâki durumu da görünce, şüpheler artıyor, acaba mılar çoğalıyor.
İlçe Seçim kurulları, sandıklardan gelen sonuçları okuyarak listelere geçer.
Hani bu okumalarda, bir aday lehine artı ya da eksi bir rakam söylenemez mi, yazılamaz mı?
Çatı adayı destekleyen bütün partiler, sandıktan başlayarak, ilçe ve il seçim kurullarına dek seçimin bütün evrelerini, çok titiz bir şekilde takip etmeliler. Bilerek ya da bilmeyerek yapılacak yanlışlıklara izin vermemelidirler.
AKP’nin, atadığı hâkimler aracılığıyla seçimi kontrol altına almasına izin verilmemelidir. Tekrar ediyorum, bütün hâkimler böyledir deme gibi bir lüksümüz ve iddiamız yoktur.
Bizimkisi, olur mu, olabilir mi endişesidir.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, şaibesiz, demokratik kurallar içinde coşku ile yapılmasını ve kazanana ”Bravo- tebrik ederim” denmesini rica ediyorum.
Esen kalınız.