Kimilerimiz yakınmakta bu gençlikten. Neden, gençliğin hangi davranışlarından yakınmaktayız? Tembelliğinden mi, milli olaylara duyarsızlığından mı, olaylar karşısındaki ilgisizliğinden mi? Yağcılığa, şarlatanlığa verdiği pirimden mi?
Hiç sorduk mu gençlik kimdir, nedir, önemi ne kadardır diye?
Gençlere vermedik ki istemeye yüzümüz olsun.
Din adına hurafe, biat öğretmedik mi? Hz. Peygamberi öteleyip şıhları, dervişleri din önderi diye belletmedik mi?
Türklük adına hamaset, cengâverlik, fetihlerden başka ne öğrettik, ne bellettik? Kalkmışız
Türklük elden gidiyor diye paralanmaktayız!? Ne bekliyorduk ki?
Sosyal hayat adına, neyimizi örnek gösterdik, hangi iyi hareketimiz örnek alındı? Hayır diye toplanan paraları yemedik mi? Tank-top yapacağız diye topladığımız paralar; çocuklarımızın miras kavgası olmadı mı?
Hayır-hasenat paralarımızı iç edip, kendimiz, televizyonumuz için kullanıp, yabancı ülkelerin mahkemelerinde din adına, insanlık adına, sosyal hayat adına yargılanıp, nitelikli dolandırıcılık diye mahkûm olmadık mı?
Din önderiyiz diye ortalara çıkıp, kadın kız kasetlerimiz ortalara dökülmedi mi, yaşça küçük kızlara tecavüzden suçlanıp ceza almadık mı? Aynı suçluyu da bizim adamdır diye din adına serbest kılmadık mı?
O güzelim dini, benim arka bahçem belleyip din ticareti yapmadık mı? Başörtüsü diye diye bu masum hareketi oya çevirmedik mi?
Allah diye diye Allah ile insanları, inananları kandırmadık mı?
Hem İslam evrensel dedik hem de o güzel İslam’ı kendi tarikatımız içine alıp sınırlamadık mı? Birde etrafa çıkıp, “ En iyisi bizimkidir!” diye afra-tafra yapmadık mı? Kuran’ın apaçık (En’am- 159 ve Rum- 32) ayetlerine rağmen.
Atatürk dedik, saçlarının sarılığı, bakışlarının denizler kadar enginliğinden başka ne öğrettik bu gençlerimize; Atatürk adına? Siyasi, sosyal, ekonomik, dini görüşlerinden hangisini bellettik? Atatürk heykelleri yapa yapa, “Atatürk dinsizdi” diyen bir gençlik yetiştirmedik mi?
Ordumuz adına da öyle.. Ordu Kemalist’tir, ordu laiktir diye diye, ordusunu yargılayan, onu horlayan bir nesil büyütmedik mi?
Kendi tarihine küs, kendi kültürüne düşman, kendi değerlerine yabancı bir nesil peydahlamadık mı sonunda elbirliği ile..
Kimse kimseyi suçlamasın.
Kimse suçu bir başkasının üstüne atmasın.
Eğer bu gençlik bir hata ise ki öyledir. Bu hatalı kumaşta, bu hatalı nesilde hepimizin tuzu-biberi aynı orandadır. Hiç birimizin kabahati bir başkasından daha az ya da daha fazla değildir.
Ne verdiniz de ne istemektesiniz bu gençlikten? İyi bir model mi oldunuz?
Öyle ise yapılacak iş. En kısa zamanda hatadan dönmek olmalı. Gençlere iyi örnek olunmalı, onları haramdan uzak, helal ile doyurup adam gibi bir gençlik yetiştirmeliyiz.
Hayaller içinde gezen, gözü ve gönlü kör, zamanın ruhundan habersiz, ifrata bulaşmış, tevhid ruhundan bihaber, reaksiyoner olmayan, mesuliyetsiz, risk alamayan, figüran olmaya talip bir gençlikten ne beklemekteyiz?
Öyleyse davası olan, mesuliyet sahibi, asra hükmetmek isteyen, iyi amelli, soysuzluğa, namussuzluğa, şarlatanlığa, yağcılığa karşı sıra dağlar gibi dikilen bir gençlik yetiştirmenin vakti gelmedi mi daha?
Haydi, hep beraber bu davaya omuz verelim. Sokaktan- okula, kahveden- medyaya, fabrikadan- ticarete Türkiye’nin ve Türk’ün geleceğini kendine dert edinmiş bir gençlik yetiştirelim.
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı
