Müslümanlar neden böyle “ilkel, geri, çağın dışında, modern değil, bilime mesafeli” diye bir soru sorulursa cevabı; Müslümanların tek taraflı bir propagandayla okumaya zorunlu bırakılmalarıdır.
Bu ülkenin sağcısını da, solcusunu da iyi irdelemek, okumak gerek ki, doğru yolu bulalım.
Din, ne yazık ki; dinciler tarafından din olmaktan çıkarılmıştır. Dincilik, İslam öncesi Bedevi/Arap cahiliye dönemine dönmek demektir.
Dincilik, medeniyeti, ilimi, bilimi, düşünmeyi ve akıl üretmeyi geriye götürme, ret etme hareketidir.
Özetle dincilik; şeyhin peçetesini yemek, kirli hırkasını giymek, abdest suyunu içmek, putçu, tefeci ve kölecilerin iktidarı ele geçirme gayretidir. İki cihan peygamberi, âlemlere rahmet Hz. Muhammed, bunun farkındaydı. Mesele: İslam’ın nurundan, kolaylığından, sevecenliğinden, hoşgörüsünden uzaklaşıp Bedevi kültürünü İslam diye kakalamaktı.
İslam’ın ilk yıllarında, kendilerini “Zekât vermemek” gibi karşı çıkışlarla gösteren “Bedevicilik”, Hz. Muhammet’ten sonra yaşam biçimini İslam’a dayattı. Sünnet adı altında Arap/Bedevi adet ve kültürü İslam’a bolca enjekte edildi, dolduruldu.
Siyasi sahtekârlıklarla, ölüler konuşturuldu. “Hadis Enflasyonu” yaşandı. Arap kültürü, “Hadistir” dayatmalarıyla, Kur’an ayetlerinin yerini aldı.
İşi öyle ileri götürüldü ki, Emevi iktidarının bedenine göre sünnet ve hadis kaynaklı; güzel İslam’a “ Yeni elbise” giydirildi ve adına da ne yazık ki: İslâm denildi.
Emeviler, sonunda İslam’ı “Saltanat dinine” dönüştürdüler.
Abbasiler döneminde azda olsa bir ara “akılcılık” ortaya çıktıysa da, “Hadisçi demagoglar” sayesinde akılcılık uzaklaştırıldı ve Bedevi akılsızlığı tekrar İslam’a hâkim kılındı.
Dincilik, aklı ve ayeti ötelemektir…
Dincilik, modern kölelik ve emeği sömürmektir…
Dincilik, sürüleştirmektir…
Dincilik, İslam’ı bayağılaştırmak ve içinden çıkılmaz hale sokmaktır…
Ne yazık ki din, günümüzde de “DİNCİLER” vasıtasıyla: Bedevilik, Vehhabi-Selefilik adı altında yine gündemde ve revaçtadır.
Bu ülkenin milliyetçilerine ve sosyal demokratlarına, mütedeyyin dindarlarına düşen görev; günlük siyasetin aracı haline getirilen İslam’ı, Arap-Bedevi, Vehhabi-Selefiliğin elinden çekip kurtarmaktır.
Cahiliye artığı Bedevi kültürlü Müslümanlar bu yazıma karşı, cevap verme yerine: “kravat takan, gömlek, pantolon giyen, masada kaşıkla yemek yiyen kâfir birinin sözüne inanılmaz” diyeceklerdir. Oysa düşünseler, akıl erdirseler, eleştirel baksalar.. Ama onların işine bu gelmez.
İslam’ı, içine düşürüldüğü bu zilletten çekip çıkarmalıyız. Her türlü terörün, hırsızlığın ve yolsuzluğun kaynağı; hadis kültürlü İslam’dır.
Esen kalınız.