Siyasiler dâhil herkes soruyor; güvende değil miyiz?
Güvenli olmak, güvenilir olmak, güvende olmak; insanları rahatlatır.
Güven yoksa; güvende değilseniz, huzursuzsunuz demektir.
Huzursuzluk, endişenin, kaygının, tasanın kaynağıdır.
Türk insanı, son on yıldır güvende değil. Kendini güvende hissetmiyor.
Bu tespitler bana ait değil, bizzat bu ülkeyi 12 yıldır yönetenlerin acı tespitleridir.
Önce S. Başbakan, siyasi rakiplerini, “Bunlar Sivas’ın ötesine geçemezler” diye suçlarken; Sivas’ın ötesinin güvenilir olmadığının altını çiziyordu.
Oysa S. Başbakan’ın durup bir düşünmesi gerekirdi: “Ben bunları söylüyorum amma, bu ülkeyi ben yönetiyorum. Acaba Sivas’ın ötesi neden güvenilir değil? Ülkenin bu bölgesi neden güvensiz?”diye.
Sormadı, soramadı. Bunun cevabını kendine veremedi.
AB’den sorumlu Devlet Bakanı Çavuşoğlu, “Ülke güvenilir olmaktan çıktı. S. Başbakan bile kendini güvende hissetmiyor.”
Sayın Bakan bunu söylüyor da, iktidarda kimin olduğunu, ülkeyi 12 yıldır kimin yönettiğini bir türlü akıl edemiyor.
Muhalefet de, “Kardeşim günaydın! Ülkeyi bu hale siz getirmediniz mi?” diye gür bir sesle soramıyor.
Ulaştırma Bakanı, usulsüz ve hukuksuz dinlemeler için verilen bir gensoruya, “İşiniz yasalsa, hukuk içindeyseniz; dinlenmekten neden korkuyorsunuz?” pişkinliğinde acayip bir cevap vermişti.
Köprülerin altından çok sular geçti. Ekilen rüzgârlar fırtınaya dönüştü.
S. Başbakan, “Beni bile dinlemişler. Kriptolu görüşmelerimi bile dinlemişler” feryadında.
Günaydın S. Başbakan günaydın!
Ülkeyi bu hale 12 yıldır “Paralel Yapı” ile ortaklaşa idare ederek getirmediniz mi?
2013 yılında, “Bu kardeşlerimiz ne istediler de vermedik?” diyen siz değil miydiniz? Neden şimdi suçu muhalefete atma çabasındasınız?
“Genel Kurmayı dinlemişler, AYM’ni dinlemişler, Bakanlarımla konuşmalarımı dinlemişler. Oğullarımla konuşmalarımı dinlemişler” feryadı biraz, saman altından su yürütme işine benzemiyor mu?
Şimdi kimse güvende değil.
Şimdi ülke güvende değil.
“Kasetler var!” demektesiniz.
Kasetlerin olduğunu siz nereden bilmektesiniz?
Olduğunu söylediğiniz kasetleri, hangi karanlık odada kimlerle baş başa seyretmiştiniz?
Seyrettiğiniz o kasetlerde neler vardı?
Kimlerin “MAHREMİNİ” kimlerin ÖZELİNİ” seyrettirmişlerdi size?
O zaman, bu kaset ve tapelere neden “SES” çıkarmadınız?
Türkiye’nin bir HUKUK devleti olduğunu neden hatırlamadınız?
Şimdi ülke GÜVENDE değilmiş. Şimdi Başbakan bile kendini GÜVENDE hissetmiyormuş.
Elbette hissetmez.
Çünkü MAZİNİZ karanlık.
Onun için de: “Mazinizin karanlığı, peşinizin gölgesidir.”
İnsan gölgesinden korkar mı?
Maziniz b…ktansa, elbette korkacaksınız.
Sanırım bunlar daha iyi günleriniz. Gelecekte kim bilir sizi, mazinizin hangi karanlıkları takip edecek?
Allah kimseleri bu hallere düşürmesin!
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı