Nazım Peker
Nazım Peker

Günahları Af Sadece Allah’a Aittir

  İlahi dinlerin tek sahibi Allah’tır.

  İslam, Allah’ın insanlığa son dinidir. Artık ne din nede peygamber gelmeyecektir.

  Allah, biz insanlara çok kolaylıklar sağlamıştır.

  Bu kolaylıkların başında; günahtan uzak kalamayan insanlığın affıdır.

  Hiç düşündünüz mü? Allah’ın af kapıları kapalı olsaydı; halimiz nice olurdu? Kaçımız cennete girebilirdik?

  İnsan denen düşünen varlık, yaratılmışların en şereflisi olmasına rağmen, günahla da iç içedir. Bazen bilerek, bazen bilmeyerek günah işleriz. Bu günahların kimisi küçük basit günahlar olduğu gibi öyleleri de vardır ki, YALAN gibi hem ağır hem de büyük günahlardır.

  Günahların affı, sadece Allah’ın tekelindedir.

  İki cihan Peygamberi, âlemlere rahmet olarak gönderdiği Hz. Muhammed bile şefaati, Allah’ın izni ile yapabilecektir.

  “Yoksa Allah’tan başka şefaatçılar mı edindiler.- De ki; bütün şefaat Allah’ındır.( Zümer:43-44)
  Ki, Hz. Muhammed, İslam’ın peygamberi ve tebliğcisidir.

  Ama İslam’ın sahibi değildir. İslam’ın (DİNİN) sahibi yalnızca Allah’tır.

  “Türkiye’de cemaat gerçeği” isimli iki bölümlük yazımda da belirttiğim gibi kimi cahil ya da masum Müslümanlar, kimi cemaat önderlerinin sözlerini Hz. Muhammed’in sözleriyle eşit tutmaktalar.
Şeyhin sözü eleştirilmez ve doğrudur yanılgısındadırlar
.

  Kimilerine göre bu önderler-şeyhler, şefaat bile edeceklermiş.

  İşi bu yönden alarak, cemaat önderini, dokunulmaz ve eleştirilmez yapmaktalar ve ululamaktadırlar ki; bu, Kuran’a göre şirktir.

  Şirk ise Allah’ın affetmeyeceği iki günahtan biridir.

  Allah bizlere, “Ey insan! Sen bana dua edip ümit ettiğin sürece günahlarına bakmam, seni bağışlarım” müjdesini vermektedir.

  Bizler ne kadar çok günah işlesek de; günahlarımız sınırlıdır ve sonsuz değillerdir.

  Oysa Allah’ın bağışlaması sonsuzdur.

  Yedi okyanusa akan küçük bir dereciğin durumu nedir ki; Allah’ın affı ve bağışlamasının yanında bizim günahlarımız?

  Bütün bu afların ve bağışlamaların yanında iki günah hariç tutulmuştur:

1-  Kul hakkı,
2-  Allah’a ortak koşmak; ŞİRK! (Yalandan gelmektedir)

Öyle ki KUL HAKKI, şehitten bile bağışlanmamıştır. Şanı yüce Allah, hasımları başka
bir suretle razı etmemiş olsun. Bunlara birde HAYVAN ve KAFİRLERİN hakları da dahil edilmiştir.

  “Ey insanlar! Günahların gökte bulutlar kadar olsa da bana istiğfar edip bağışlamamı dilesen seni bağışlarım” demektedir.(İstiğfar: suçun ve günahın bağışlanmasını istemektir.)

  Bu af ve bağışlanma;” Estağfirullah! Allahümmağfirli” şeklinde olabileceği gibi kendi içimizden geldiği gibi” Allah’ım sen affedicisin, beni affeyle! Allah’ım günahlarımdan dolayı senin affına sığınıyorum” şeklinde ve daha başka şekillerde de olabilir.

  Çünkü; Allah’ın ilmi her şeyi kuşatmıştır. O, söylenenleri bildiği gibi sinedekileri de bilir.
  Af isteyip günaha devam etmek; günahta ısrar demektir ki bu, büyük günahlara girer. Bundan ötürü kulun cezalandırılması olasıdır.

  Özetle Allah bizlere: “Ey insanoğlu’ Bana yeryüzü dolusu günahla gelsen elbette sana yeryüzü dolusu bağışlamamla gelirim.(Şirk koşmamak ve kul hakkı olmamak üzere)”

  Zira şirk, günahların başı, şeytanın yoludur.

  Yani senin günahların benim rahmetimi asla aşamaz.     Allah bağışlar, Allah affeder. Şeyhler, önderler bakalım kendilerini kurtarabilmişler mi?

  Yalnız Allah’a güvenmek, yalnızca O’ndan bağışlanma istemektir esas olan. Gerisi suya yazı yazmaktır, akıntıya kürek çekmektir. Bizleri bağışlanmana kavuşanlardan eyle Allah’ım!

  Esen kalınız.         

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!