Türkiye, her iki tarafa da itidal ve aklıselim önerdi. Bu doğru bir davranıştır. İnşallah yangın büyümeden söndürülür. Akıl ve sağduyu uygulanır. Türkiye’nin Filistin diye bir sorunu yoktur. Müslüman Türk’e ümmet, din kardeşliği diye gaz vermeyin. Kardeşlik tek taraflı olmaz. Rasyonel olanı: Ey Araplar! İsrail’i tanıyın ve karşılıklı oturarak meselenizi barışçıl yollardan, ilmi siyaset ile çözmeye bakın. Türkiye dersini almalı. Türk devletleriyle bir Türk NATO’su oluşturmalı.
Türkiye Filistin geçmişine ve ilişkisine bir bakalım.
Türkiye, Filistin için her alanda, her ortamda, her İsrail saldırısında Filistin için çaba göstermedi mi, kamuoyu oluşturmadı mı, BM’lerde Filistin lehine tavır sergilemedi mi?
Bütün bunlara karşılık, Filistin Türkiye için neler yaptı, kısa bir geçmişe gidelim:
110 yıl önce Araplar ve Filistin halkı, Osmanlıya başkaldırıp isyan ettiler. Müslümanların kıblesi Kabe’yi koruyan Osmanlı askerine saldırıp kutsal topraklarda Türk kanı döktüler. Yetmedi Filistin’de Osmanlı askerlerinin gözünü oydular. Şöyle bir sıralarsam:
Birinci Dünya Savaşı’nda bizi satmadılar mı? Bu sebeple binlerce Osmanlı askerini şehit etmediler mi? Sanırım tarih yalan söylemez!
Yıllarca PKK’lı militanları eğitmediler mi? Bu cani terör örgütüne destek olmadılar mı?
Özellikle devlet başkanları (Yaser Arafat dahil) Kıbrıs’a gidip “Türk askeri işgalcidir” demediler mi? KKTC’yi neden tanımadılar?
Doğu Türkistan konusunda Çin’i savunmadılar mı, Çin tezine evet demediler mi?
Türkiye’nin başlattığı “Barış Pınarı” Harekâtı için kınama mesajına imza atmadılar mı?
Filistin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hak iddialarına karşı olarak kurulan; “Doğu Akdeniz Gaz Forumuna” üye olup, Türkiye’nin Mavi Vatan tezine karşı çıkmadılar mı?
80’li 90’lı yıllarda Ermeni terör örgütü ASALA’yı desteklediler. Sözde .”Ermeni Soykırımı” tezine destek verdiler.
Yani ne Arapların ne de Filistinlilerin Türk ve Türkiye hayrına gram destekleri, iyi niyetleri yok
Gelelim Hamas’ın dünyayı şaşkına çeviren baskınının irdelenmesine:
Böylesine bir saldırı, akşamdan şafağa olmuş bir baskın değildir. Aylarca tasarlanmış, kurgulanmış bir baskın olmalı.
Bu olup bitenlerden MOSSAD’ın, CIA’nın haberinin olmaması olası mıdır?
Yoksa böylesine bir bilinçli baskın; İsrailli yetkililerin Hamas’a verdiği zehirli bir armut mu?
Ben askeri uzman, stratejist, hariciyeci değilim.
Ama olup bitenleri akıl terazime vurunca; işin perde arkasına bakıyorum.
Ve kaygı duyuyorum:
Bu gelişme; İsrail’in 11 Eylül’ü olmasın sakın!
İran üzerinden Ortadoğu’da yeni bir sınır çizimine gidilmesin?
Öyle ya! İsrail büyük bir saldırıya uğradı. Çok büyük maddi kayıp verdi ve insan kaybetti.
Ve topyekûn bir savaş için elini güçlendirdi, ABD ve BATI’yı da arkasına alan Netenyahu, “Bu bir savaş” diyerek yedekleri askere çağırdı; İsrail meclisinden “Savaş Kararı” çıkarttı. O’da elini güçlendirdi.
“Hiçbir yerde, Hamas kalmayacak” diye de fikrini söyledi.
Soru şu: İsrail’in saldırılarına Filistin, Lübnan, Suriye, Mısır ve Ürdün’ün karşı koyabilecek teknolojileri ve silahları var mı? İran işin neresinde olacak? Bunun arkasını Hamas nasıl getirecek?
İran’daki molla rejimi ne yapacak; yaşayacak mı, yıkılacak mı?
İslamcılar şimdi sevinç çığlıkları atıyor, inşallah Hamas başarır. Ya bu, bir tuzaksa!
Batı ve ABD, asla bir Türk ve İslam devletinin kalkınmasını, yıldız olmasını, dünya siyasetinde etkin olmasını istemezler. Umarım bu bela, bizi teğet geçer?
Türkiye, her iki tarafa da itidal ve aklıselim önerdi. Bu doğru bir davranıştır. İnşallah yangın büyümeden söndürülür. Akıl ve sağduyu uygulanır.
Türkiye’nin Filistin diye bir sorunu yoktur. Müslüman Türk’e ümmet, din kardeşliği diye gaz vermeyin. Kardeşlik tek taraflı olmaz.
Rasyonel olanı: Ey Araplar! İsrail’i tanıyın ve karşılıklı oturarak meselenizi barışçıl yollardan, ilmi siyaset ile çözmeye bakın.
Türkiye dersini almalı. Türk devletleriyle bir Türk NATO’su oluşturmalı.
Mevlâm neyler, neylerse güzel eyler inşallah!
Esen kalınız.