Bu sorunun tek bir cevabı var. HAYIR!
Seçmen, bu seçimde ortalığı yokladı, havayı kokladı, siyaseti sınadı. AKP’nin yıkılabilir, HDP’nin barajı aşabilir, CHP’nin yerinde sayar, MHP’nin hafif kıpranır olduğunu gördü.
Kaç seçime girerse girsin, kaç seçim yaparsa yapsın AKP, her seçimden puan kaybederek çıkacaktır. Bu bir varsayım değil,Türk insanını bilen biri olarak net görüşümdür.
Olası bir erken seçimde en kazançlı parti CHP olabilir.
Erdoğan’dan kurtulma amacıyla BDP’ye giden oylarının geri dönme yüzdesi oldukça fazladır. Onun için yapılacak ilk erken seçimde CHP oylarında % 3ila 6 arası bir artış söz konusudur.
BDP, şımarmaya devam etsin. Erdoğan’ın zafer havası edasıyla konuşsun. İlk erken seçimde oyları % 8 ila 10.1 arasında ancak olacaktır.
AKP, artık çözülme sürecine girmiş korkutulan ve sindirilen seçmen; O’nun da yıkılabileceğini ve işin kötüsü ÇÖZÜLEBİLECEĞİNİ DE görmüştür. İki başlı bir AKP’nin ülkeye hiçbir şey veremeyeceğinin de farkına varmıştır.
Yandaş medya ve yazar-çizer takımının çabalamasına bakılırsa hepside açılan GÖTÜ örtmeye ve yıkamaya çalışmaktadırlar.
Kaldı ki Cumhurbaşkanlığı süresince Erdoğan’ın emir kulluğundan çıkamayan ve kendi kişiliğini bir türlü sergileyemeyen Abdullah GÜL’ü AKP’nin başına getirme çaba ve gayretleri de artık AKP’nin bittiğinin ya da en hafif tabirle bitme sürecine girdiğinin en belirgin göstergesi değil de nedir?
AKP’nin beyin takımı ki, onlar menfaat birliğinden dolayı AKP’lidirler. Erdoğan ve ailesinin artık AKP’ye yarar değil tam aksine zarar verdiğinin farkındalar.
Onun için “acaba mı?” düşüncesiyle AKP’nin başına bir taze kan diye sunulacak GÜL’ü taşımanın havasındalar.
Ne yaparlarsa yapsınlar, neyi ve kimi denerlerse denesinler AKP bitecektir.
Onun için AKP artık iflah olmaz ve dönülmez akşamın ufkundadır.
Yirmi yıldır S. Bahçeli idaresinde defalarca seçimlere giren; 99 seçimleri dışında pek bir varlık gösteremeyen MHP’ye halkın teveccühü de artık git gide azalmaktadır. MHP, eski heyecanını kaybetmiş, halkın bakışıyla düzen partileri sınıfına girmiş ya da girmek üzeredir. MHP’de en büyük sıkıntı; seçmeni bir türlü kucaklayamayan, delegeye değer ve önem vermeyen, teşkilatlara sıkça yapılan atamalardır.
Böyle bir partiye de halk, neden destek verecek?
MHP’yi yönetenler MHP’li seçmenin artık lider, doktrin, teşkilat anlayışından da hızla uzaklaştığının farkında değiller.
Zira MHP’li seçmen, azda olsa okuyan, araştıran ve düşünen bir düzeye sahiptir.
Sinan Oğan, Meral Akşener, Engin Alan çıkışları, partiye artı puan getirmemiştir. Tam aksine “Ne oluyoruz, partide neler oluyor?” sorularını gündeme taşımıştır.
Benim partilerin iç işlerine karışmak, akıl vermek, yol göstermek ne Hakkımdır ne de Haddimdir. Anlattıklarım:
Adana-Mersin, Tarsus, Erdemli, Silifke, Karaman, Ereğli, Niğde, Nevşehir, Kayseri, Karapınar, Konya, Ankara’da park ve bahçelerde her görüşten görüşüp konuştuğum SEÇMENLERDEN edindiğim ortak görüş ve fikirlerin aktarımıdır.
Onun için Erdoğan’ın EGOSUNU bir kenara itip, koalisyon çalışmalarında şüphelerden, acabalardan uzak durarak hükümet kuruluşunu kendi normal mecrasına bırakması, ERKEN SEÇİM oyunlarından da uzak durmasıdır. Bir erken seçimin önce kendisine büyük zarar vereceğini artık bilmelidir.
Seçmen soruyor: Nerde Davutoğlu? O neden ortalıklarda yok?
Böyle bir ortamda: ERKEN SEÇİM çözüm olur mu?
Esen kalınız.
NOT: “Bakacağın yüze utanacağın lafı söylemeyeceksin.” Cumhurbaşkanının meşruiyetini savunmak mıdır AKP ve Davutoğlu’nun önceliği ve işi?
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı