Nazım Peker
Nazım Peker

Egemenlik Kavramı

Son zamanlarda Atatürk’e ve onun eserlerine saldırılar iyice arttı. Atatürk’ün üzerinden de Cumhuriyete ve onun erdemlerine saldırmaktalar aslında. Atatürk’ün ve cumhuriyetin köşe taşları olan kamu malları ÖZELLEŞTİRME adı altında hazat-mezat elden çıkarılmakta. İş bununla da kalmıyor ve Egemenlik de tartışmaya açılmış vaziyette ki adı da; daha fazla demokrasi ve birey hakları.
 
Egemenlik, yöneten ve düzenleyen bir güç, bölünmez bir kuvvettir. Eğer bir ülkede bu güç, o ülkede yaşayanlara ait değilse, ülkenin dışından geliyorsa; o zaman bu ülkede güçlü ve bağımsız bir devletin adından bahsedilemez. Güçlü bir devlette söz konusu iradenin, o ülkenin içinden ve millî olması şarttır.
 
Siz eğer tv’lere çıkıp övünürcesine, “Biz BOP’un eş başkanıyız. Bu konuda bizimde üzerimize düşen görevler vardır.” Derseniz. Sizin bağımsızlığınızdan da, güçlü ve millî bir devlet yönettiğinizden de bahsedilemez.
 
Atatürk’ün bahsettiği egemenlik ve millîlik budur işte.
 
Ülkenin yönetimi hem egemen olacak hem de millî. İkisini birleştirdiğinizde bunun adı, “ Millî Egemenlik” olur. Bunun kavram ve kapsamı da; milletin sahipliği, milletin egemenliğidir.
 
Açarsak eğer; bir devlet üstünde hiçbir yabancı gücün etkisi olmadığı gibi, milletin üstünde de hiçbir sınıf, zümre ve kişiye ayrıcalık tanınamaz.
 
Atatürk’ün millet sevgisini gösteren önemli kanıtlardan birisi de milletin üzerindeki tüm baskı ve keyfi idareleri kaldırarak, milletin kendisini kendisinin yöneticisi durumuna getirmesidir. Buna en güzel örnek, “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. öngörüsüdür.
 
Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir! sözü ise Atatürk’ün milletine verdiği değerin bariz bir göstergesidir.
 
Atatürk’te ki bu “Millî Egemenlik” fikri ne Kurtuluş Savaşı sırasında ne de Savaş sonrası değil ta 1906 Selanik’te arkadaşları ile yaptığı toplantılarda ve 1917 tarihinde Suriye Cephesi’nde yazdığı notlarında vardır. Selanik’te Askeri Rüştiye öğretmenlerinden Hakkı PARS’ın evinde, “ Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm, izmihlâl vardır. Her terakkinin ve kurtuluşun anası HÜRRİYETTİR.!” Sözlerinde de vardır.
 
Başka milletlerin mandası- boyunduruğu ve egemenliği altına girmiş bir milletin zamanla tarih sahnesinden silineceğini bilerek, “Ben yaşabilmek için mutlaka müstakil-bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Milli istiklâl bence bir hayat meselesidir.” Sözlerinin üzerinde biraz düşünüldüğünde işin önemi daha bir kavranacaktır.
 
O, bu bağımsız fikrinin yine millet ile başarılacağını da, “Milletin bağımsızlığını yine milletin kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.” Diyerek bunun temel kaynağının yine milletin bi zatihi kendisi olduğunu belirtmektedir.
 
Atatürk, isteseydi HALİFE, isteseydi PADİŞAH olamaz mıydı? O, her ikisini de ret ederek, milletin idaresini yine milletin iradesine bırakmıştır.
 
Hemşehrimiz Sayın Ahmet Davutoğlu, “Artık milliyetçilikle ve milliyetçilerle mücadele zamanı gelmiştir.” Şeklinde neye, kime hizmet ettiği bilinmeyen bir söz söylemiş. Gelen tepkiler üzerine de bunu düzeltme ve yumuşatma yollarına başvurmuştur.
 
Ey Davutoğlu! Şunu bil ki, bu cumhuriyeti kuran halkın iradesi Millî, kuranlarda Milliyetçi idi. İdi ki, bu sayede kan ve can vererek bu millet bağımsızlığını ve egemenliğini kurtarmış, cumhuriyetini de kurmuştur. Aksini düşünenler; İngiliz ya da ABD mandasında bir devlet istemekteydi.
 
Şimdi soralım, “Ey hemşehrim! Bu cumhuriyet olmasaydı, sen nasıl Dış İşleri Bakanı olacaktın? Bunu hiç kendine sordun mu?
 
Sormadıysan lütfen sor. Ve bu erdemli milletten de derhal özür dile.
 
Bu halk, sizin politikalarınızı, Atatürk’ün ifadelerinde manasını bulan “Bağımsız bir gücün politikası “ olarak görmemekte. Ne kadar acı, ne kadar yazık! 
 
Milletle, Cumhuriyetle, İslâm’la, Atatürk’le, Türk’le problemi olanlar; bu problemleri bile onun sayesinde tartışmaktasınız unutmayınız!!!! Padişahlık olsaydı, “gıkınız” çıkabilir miydi?
 
 “Yemek yediği tabağa p……mek” böyle şey mi acaba?

Esen kalınız. 

NOT: Patriotların konuşlanmasına; Türkiye NATO üyesi olduğuna göre burası da NATO toprağıdır anlayışını kınıyorum. Burası adıyla sanıyla Türkiye’dir ve Türk toprağıdır.
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!