Dünya terör tarihine kısa bir göz attım. Hiçbir terör örgütü almadan çekilmemiş, tasfiye olmamış ya da ülkenin silahlı güçlerince yok edilmiş olsun
Kimi terör örgütleri, ülkeleri bölmek için değil sansasyonel haber olmak ya da para karşılığı eylem yapmışlar.
Bizim terör örgütlerinden PKK’nın dışında ülkeyi bölmeye çalışanı yok. DHKP-C terör örgütü bile ülke içinde bazı sosyal hakları almak için eylem yapmaktadır. Pkk terör örgütü gücünü, kendisini kullanan dış ülkelerin desteğinden de almaktadır. Bu destek; ABD, İsrail, İngiltere, Almanya, Fransa, İsveç, İran, Irak, Suriye, Rusya, Çin, Yunanistan, Bulgaristan, İtalya gibi onlarca ülkelerden oluşmaktadır.
PKK’nın kuruluş ve eylem amacı; Marksist-Leninist bağımsız bir Kürt devleti kurmak içindir. PKK’yı destekleyen ülkelerin amacı ise; Türkiye kalkınmasın, büyümesin, lider ülke olmasın, bağımsızlığına kavuşan yeraltı ve yerüstü zengini Türk Cumhuriyetleri ile bağ kurmasın onlara ağabeylik yapmasın, İslam dünyası ile işbirliğine gitmesin.
Böylesine geniş amaçlarla kurulan/kurdurulan bir terör örgütü; kimler tarafından hidayete erdirildi ki ateş kesip, hiçbir talep ve istekte bulunmadan silahları ile birlikte ülke dışına çıkacak ve tamam ağabey ben “PES” ettim diyecek? Bunun mantıklı bir izahı var mı?
TBMM’sinde eski solcu dönme AKP’li S. Bahçekapılı, “Yeter artık kan dursun. Kardeşlik başlasın, helalleşelim, silahlar sussun!”karşı çıkanları da, “Kandan siyaset yapma dönemi bitti. Artık kendinizi yenileyin” diye kükremekte.
Bahçekapılı bilmiyor mu? Silaha sarılanlar kim? Eruh saldırısını devlet mi, hükümet mi, TSK mı başlattı?
Evet silahlar sussun. Hem de derhal!
Bunu da silahları ilk konuşturanların yapması doğru olan değil mi?
Kandil’den Karayılan namlı eli kanlı bebek katili açıklıyor, “8 Mayıs’ta çekilme başlayacak. Bir kısım çekilecek ve bekleyeceğiz. İkinci aşama da TBMM’sine bakacağız. Yeni Anayasa’da verilen haklara bakacağız!” demekte.
Yeni Anayasayla istenen nedir?
İşte vatansever milliyetçilerin sıkıntısı ve endişesi de budur? Pazarlık yapmadık diyen S. Başbakan ve hükümet bu konularda oldukça karanlık. Muhalefet ve vatansever milliyetçiler bunu merak etmekteler. Kandil’e, İmralı’ya, BDP’ye ve PKK’ya hangi sözler verildi, hangi vaatlerde bulundunuz?
Madem PKK kendiliğinden ve hiçbir şey istemeden çekiliyor? Öyle ise telaşınız neden? Neden bu başarınıza (!) muhalefetten destek istemektesiniz? Neden akilleri yollara düşürüp il il dolaştırıp halkı iknaya çalışırsınız?
Tabelalardan T.C’lerin sökülmesi acaba bu “ÇÖZÜM SÜRECİ”nin PKK’ya verilmiş bir ön şartı mı? Neden MİLLÎ BAYRAMLARA mesafelisiniz? Bilmez misiniz ki: Millî Bayramlar DİNİ Bayramların olmazsa olmazlarıdır. Dini Bayramlarımızı coşku ile kutluyorsak bunu, Millî bayramlarımıza borçluyuz.
Eğer hükümet PKK terör örgütünü, pazarlıksız, tavizsiz ikna ederek silahları susturacaksa bu başarılarından dolayı teprik etmek gerekir. Eğer böyle ise başta ben kutluyorum, tebrik ediyorum.
Ama kazın ayağının öyle olmadığı ayan beyan ortada.
Perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyor.
Hükümet silahlarını gömüp çıkacaklar. Anlaşma yok derken. Apo, “ Acele etmeyin hepimiz serbest kalacağız!” Kandil, “ İkinci aşama için Yeni Anayasa’yı bekleyeceğiz!” demekteler.
Madem şartsız-şurtsuz çekilecekler de: İmralı-Kandil-BDP üçgenindeki mektup trafiği niçin yapılmakta?
Sözün özü, dünyada bir ilk yaşanacak: Eli kanlı terör örgütü hiçbir şey almadan-istemeden silahları bırakıp ülke dışına çıkacak? Nereden nereyeeeeeeeeeeeeeeeeee!
Ülke çözüm adı altında ve APO’nun parlak zekâsı karşısında çözülme sürecine hükümet eliyle sokulmaktadır. Anayasa başkanı S. H. Kılıç bile işin farkında ki, “Yeni Anayasa 367 ve üzeri oyla dahi kabul edilse bile REFERANDUMA sunulmalı ki MEŞRUİYET kazansın” deme ihtiyacını duymakta.
Esen kalınız
NOT: Kandil açıkladı. Silahlarımızla çekileceğiz. Gerekirse dönüp savaşacağız.
